3 çocuk babası Fahri Özdemir, 1995 yılında, karıştığı bir suçtan dolayı cezaevine konuldu. İddiaya göre, Özdemir’in cezaevine girmesinin ardından, anneleri, Beytullah, Muhammet ve Özlem’i çocuk yuvasına verdi. Cezaevinde kaldığı 16 yıl boyunca, çocuklarını 1 kere görme fırsatı bulan Özdemir, 2011 yılında tahliye oldu. Memleketine döndükten sonra çocuk yuvasına giden Özdemir, çocuklarının yaşları dolduğu için kendi istekleriyle yurttan ayrıldıklarını öğrendi. Elinde sadece 2000 yılında çocuklarıyla cezaevinde çektirdiği bir fotoğraf olan Özdemir, Ayvacık, Ezine, Çanakkale ve çevre ilçelerde kapı kapı gezerek çocuklarına ulaşmaya çalışıyor.

Çocuklarını çok özlediğini söyleyen Fahri Özdemir, “Benim uzun süre cezaevinde kalmam, yuvamın yıkılmasına sebep oldu. Ben cezaevine girince anneleri çocuklarımı yuvaya verdi. Çocuklarımdan Beytullah’ın Bahçelievler’de, Muhammet ve Özlem’in ise Üsküdar’da çocuk yuvasına verildiğini öğrendim. Cezaevindeyken, dönemin Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya dilekçe yazdım. Bu dilekçe üzerine, çocuklarım bir kereye mahsus cezaevine ziyaretime getirildi. Yine dönemin Çanakkale Valisi Süleyman Kamçı’yla bayramda cezaevini ziyaret ettiği sırada görüştüğümde, çocuklarımın İstanbul’dan Çanakkale’ye getirilmesi için yardımcı olacağını söyledi. Çocuklar buraya geldi, ama bu kez beni Karaman M Tipi Cezaevi'ne gönderdiler. Yine görüşemedik. Ben 3 yıl önce cezaevinden tahliye olup köyüme döndüm. Burada muhtarlığın da desteğiyle, sosyal yardımlaşmadan aldığım yardımlarla hayatımı sürdürmeye başladım. Ardından çocuklarımı aramaya başladım, ama bulamadım. Yurda başvurduğumda, çocuklarımın yaşları dolduğu için kendi istekleriyle ayrıldığını söylediler. Ben çocuklarımı çok özledim. Uzun zamandan beri göremiyorum. Elimdeki bu resimle kaldım. Çocuklarımı tanıyan, yerini bilenlerden yardım istiyorum. Devlet büyüklerimizden yardım istiyorum. Hepimizin evladı var, ama ateş düştüğü yeri yakıyor” dedi.

Çocuklarına da seslenen Özdemir, “Ben çocuklarıma da sesleniyorum, benim de hatam olabilir. Affetmek, bağışlamak büyüklüktür. Lütfen bana ulaşın, bu hasret bitsin” diye konuştu.