Çok sayıda basın mensubunun katıldığı toplantıda konuşan Başkan Gökhan, Çalışan Gazeteciler Gününü kutlayarak sözlerine başladı. Basın mensubu olmanın zorluklarına değinen Başkan Gökhan, ‘çalışan gazeteci’ kavramının da önemli olduğunu belirterek, basının objektif olması, doğru ve tarafsız haber vermesinin önemi üzerinde durdu. Özellikle son dönemlerde hem basın özgürlüğü hem de haber alma özgürlüğüne yönelik sıkıntılara değinen Ülgür Gökhan, “Maalesef günümüzde mesleğini onurlu bir şekilde, kimsenin payandası olmadan sürdürme gayreti içinde olan tüm gazeteciler maddi manevi baskı altındalar. Doğru haber yapan insanların manevi baskı altında olmasını şiddetle kınıyorum” şeklinde konuştu.

“BASINA YAPILAN SALDIRILARI KABUL ETMEMİZ SÖZ KONUSU OLAMAZ”

Geçmişte ve günümüzde yaşanan olaylara değinerek 19. ölüm yıldönümünde anılan Metin Göktepe, 19 Ocak’ta anacağımız Hrant Dink ve 24 Ocak’ta ölümünün üzerinden 22 yıl geçmiş olacak gazeteci Uğur Mumcu’dan örnekler veren Gökhan, günümüzde de Ahmet Şık, Nedim Şener gibi gazetecilerin de yazdıklarından, düşüncelerinden dolayı yaşadıkları baskıların kabul edilemez olduğunu sözlerine ekledi. Paris’te Charlie Hebdo isimli karikatür dergisine düzenlenen saldırıdan söz eden Başkan Gökhan, “Karikatürü savunmayabiliriz, lanetleyebiliriz, kutsalımıza bir saldırı olduğunu şiddetle bağırabiliriz, eylem yapabiliriz, bunu bütün dünyaya duyurabiliriz. Kutsallarımıza saldırıyı hoş görmemiz mümkün olamaz ama bu bize asla ve asla bir insanı öldürme hakkı vermez” dedi.

“CEMAL’E SALDIRANLARI BULMAK BU KADAR MI ZOR?”

Çanakkale’de de son olarak geçtiğimiz yıl gazeteci Cemal Oral’a yapılan saldırıdan söz eden Başkan Gökhan; “Barışın ve özgürlüklerin kentinde, hangi düşüncede olursa olsun, hiçbir kişiye saldırıyı, özellikle basın mensuplarına yapılan saldırıları kabul etmemiz söz konusu bile olamaz. Çanakkale’de yaşanan bir olay var biliyorsunuz; ne oldu bu Cemal Oral’a yapılan saldırı? Bunları bulmak bu kadar mı zor? IŞİD’ciler mi geldi Cemal’e saldırdı? Onlarda mı İslamcı? Nasıl bulunamıyor? Bulunamaması mümkün müdür? Bence bulundu, biliniyor. Fakat gereği yapılamıyor. Niye? Çünkü Cemal onların kafasında değil, Cemal başka kafadan. Eğer Cemal onların kafasından olsaydı şimdiye kadar elli kere bulunurlardı.”

“FAİLLERİ BEN BİLİYORUM!”

Ülgür Gökhan açıklamalarına şöyle devam etti; “Bugünün münasebeti nedeniyle bir kez daha haykırıyorum; Cemal Oral’a şiddet uygulayanları bulun! Her kim bulacaksa! Buradan onu da tarif etmek durumunda değilim. Devlet bunları bulmak zorundadır; emniyetiyle, MİT’iyle, vilayetiyle, jandarmasıyla herkes bundan sorumludur. Cemal Oral’ın saldırganları bulunup hukuk önüne, mahkeme önüne çıkartılmalıdır. Barışın Kenti dediğimiz kentimizde eğer biz bunları unutursak, bunları yutarsak “Olsun varsın Cemal Kardeş” dersek yarın her biriniz herhangi bir konudan dolayı şiddete maruz kalırsınız ve Barışın Kenti lafını ağzımıza alamayız. Barışın Kenti olmak lafta değildir; Barışın, özgürlüklerin, Kardeşliğin kenti dersek işte burada hangi düşüncede olunursa olunsun; ister paralelci, ister solcu; kim olursa olsun hiçbir kimseye saldırıyı özellikle de basın mensubuna saldırıyı kabul etmemiz söz konusu bile olamaz. Umarım bu olayın failleri ortaya çıkartılır. Bu failleri ben biliyorum. Ortaya çıkartması gerekenler bunları ortaya çıkartmalılar. Bunları benim ortaya çıkartmam yakışık kalmaz; ben emniyet mensubu ya da muhbir vatandaş değilim. Ama ben biliyorum, sizlerde biliyorsunuz. Onun için kimse bunları korumamalı. Bunu da çok önemsiyorum; özellikle bu kentte yaşandığı için önemsiyorum” dedi.