Cevatpaşa Mahallesi Pirireis Caddesi Bayrak Sokak’ta bulunan Çanakkale Belediyesine ait iki katlı yapıda Kreş ve Gündüz Bakımevi ile birlikte çalışmaları tamamlanan Çocuk Merkezi, 3-14 yaş aralığındaki kentli çocuklara yakın bir tarihte hizmet vermeye başlayacak. Açılış öncesinde ise hem eğitmenler hem de çocuk ve ailelerin katıldığı çeşitli eğitim programları düzenleniyor. Bu kapsamda 24-25 Eylül 2016 tarihlerinde Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Özdemir ile Bilişim Garaj Akademisinden Zerrin Topal, Çocuk Merkezinin eğitmenleri ile bir araya gelirken, eğitim programına Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, çocuklar ve aileler de katıldı.

ÇANAKKALE BELEDİYESİ BİLİŞİM EĞİTİMİNE ÖNEM VERİYOR

Çanakkale Belediyesi Çocuk Merkezinde, özsaygı ve özgüven duygusu gelişmiş, risk alan, başarısız olmaktan korkmayan ve başarısızlıklarından ders alan, merak eden ve üreten çocuklar yaratmak hedefleniyor. Bu amaçla örtüşen üretim odaklı bilişim becerileri de, günümüzde hızla gelişen ve aynı hızla tükettiğimiz teknoloji ile eğitim sisteminde yer alan matematik, sosyal, fen gibi bilim dallarını buluşturuyor. Bilişimde tüketim toplumundan üretim toplumuna geçişteki en önemli unsurlardan biri ise, bu becerileri çocuklara erken yaşta kazandırabilmek.

Teknoloji gelişmelerine öncülük eden Amerika’daki Silikon Vadisinde bulunan çoğu şirketin başında bulunan ismin çocuk yaşlarda bilişimle üretim becerisi kazandığı gerçeğinden yola çıkarak, çocukların bilgisayarda oyun oynamak yerine üretime geçmeleri teşvik ediliyor. Çocuklar, bu eğitimleri alarak, 3 boyutlu üretim, elektronik üretim, robotik tasarım gibi kavramlarla tanışıyor; değer yaratan insanlara dönüşüyor.

Çocuk Merkezinde hafta sonu gerçekleşen eğitim kapsamında çocuklara üretim odaklı bilişim becerilerinin kazandırılmasına yönelik sunum ve anlatımlarda bulunulurken, öncelikle Bilişim Garaj Akademisine ilişkin bilgiler veren Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Özdemir, bundan dört yıl önce geliştirdiği 7-16 yaş çocuklarına yönelik kodlama, web tasarımı, 3D, girişimcilik eğitimlerini bir online platform haline dönüştürdüğünü kaydetti. Özdemir, bu programın MEB Talim Terbiye Kurulu tarafından onaylandığını ve özel bir teşebbüs olan Bilişim Garaj Akademisinin pek çok özel eğitim kurumunda, bayilikler aracılığıyla da illerde yaygınlaştırılmaya başlandığını söyledi.

Bu eğitimin önemini ise Doç. Dr. Selçuk Özdemir şöyle özetledi; “Türkiye’de gerçek anlamda bilişimci çıkmıyor. Çocukların ihtiyacı olan şey, teknolojiyi gerçek hayatta çözümde kullanmalarıdır. Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in, Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un ve Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in 9-10 yaşlarında başladıkları programlama eğitiminin ve oynadıkları teknoloji tasarım oyuncaklarının, 20’li yaşlarında dünyayı etkileyen teknolojiler geliştirmelerinde önemli katkısı bulunmaktadır. Bugün çeşitli bilgisayar kursları düzenlenerek gençlerimize 20’li yaşlarından sonra yazılım geliştirme becerisi kazandırılmaya çalışılmaktadır. Hâlbuki bir kişinin kalifiye eleman sıkıntısı çeken yazılım sektöründe istihdam edilebilmesi için çok daha erken yaşlarda programlama alt yapısını kazanması gerekmektedir. Biz de bu noktadan hareket ederek küçük yaşlarda bu beceriyi kazandırmayı hedefledik. Bu noktadan bakıldığında erken eğitimin çok önemli olduğunu düşündük. Proje ile Türkiye’nin gelecekteki Bill Gates, Steve Jobs ve Mark Zuckerberg’lerini yetiştirmeyi hedefliyoruz.”

ÇOCUKLARA ERKEN YAŞLARDA BİLİŞİMLE ÜRETME BECERİSİ KAZANDIRILMALI

Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ülkemizin orta gelir tuzağından kurtulmasının yolu, çocuklara erken yaşlarda bilişimle üretme becerisi kazandırmaktan geçiyor. Üretmeyen toplumların var olma şansı kalmadı. 2025 yılı gibi yakın bir zamanda da üretim süreçleri kökünden değişmiş olacak. 3D printerlarla kalıp üretilip transfer yapılacak. 3D printerların gelişmesiyle artık yedek parça üretimi diye bir şey kalmayacak. 10 yıl içerisinde teknolojiyi iyi kullanan toplumlar dünyayı sürükleyen toplumlar olurken, kullanmayan toplumlar işlevsiz toplum haline dönüşecekler. Dolayısıyla bu hızla şekillenen bilişim dünyasında ya çocuklarımızı bilgisayarın yapamadığı işleri yapacak şekilde yetiştireceğiz ya da yok olacağız. Yani bizim ülke olarak çok hızla ‘F şıkkını arayan nesiller”, yani bulunmayanı bulan, olmayanı üreten çocuklar yetiştirmemiz gerekiyor.”

Dünyayı değiştirmek için merak duygusunun olması gerektiğini belirten Özdemir, eğitimle çocuklarda merak duygusu uyandırarak, çocukların harekete geçme, inisiyatif alma konusunda teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Üreten çocuğun özsaygı kazanacağını kaydeden Özdemir, ürettiğini sergileme isteğinin de özgüven gelişimine katkı sağlayacağını söyledi. İki gün boyunca hem eğitmenler hem çocuklar hem de aileleriyle gerçekleşen birebir eğitimlerde üretim odaklı bilişim becerilerine ilişkin bilgi aktarımında bulunurken, karşılıklı soru-cevap ve atölye çalışması ile eğitim programı sona erdi.