thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Tuygan Çalıkoğlu


Facebookta Paylaş









Bu Parti Atatürk’ün Kurduğu CHP Mi?
Tarih: 01-10-2023 09:27:00 Güncelleme: 08-10-2023 09:17:00


Tarihi seçim yenilgisinin ardından tam 4 ay geçti, ancak CHP’de kavgalar bitmedi. Hatta daha da şiddetlendi. Genel başkanlığı boyunca yapılan bütün seçimleri kaybeden Kılıçdaroğlu, hala istifa etmeyi düşünmüyor. Hem de örgütlerden ve kamuoyundan gelen çok büyük tepkilere rağmen düşünmüyor. Ünlü tarihçi, Prof. İlber Ortaylı’nın “Ne olacak CHP’nin hali? sorusuna verdiği cevap şöyle; “CHP artık beni ilgilendirmiyor. Çünkü, Atatürk’ün kurduğu CHP ortada yoktur. Olması da gerekmiyor. Çünkü o bir kurucu partidir, ilelebet devam edemez. Ancak bu hale de düşmemelidir” diyor ve uyarıyor “Bir otobüs iyi çalışmıyorsa, müşterileri bir süre o otobüse mahkûmdur, ancak ikinci sefer herkes mutlaka başka bir yol bulur”. Prof. Ortaylı, bazı belediye başkan adaylarının“Bize oy vermeye milletin eli mahkûm” demeye getirmelerini de şiddetle eleştiriyor ve şu çarpıcı ifadeleri kullanıyor; “Bu açıklamalar çok ayıp; ben olsam, atarım partiden bunları. Partiyi severler demenin bir anlamı yok. Mecburlar mı sevmeye, sevmezlerse ne halt edeceksin?”

 

Genel Başkanı ve yönetimi değiştirme tartışmalarıyla, Kasım başında kurultaya gidecek olan CHP’de, geçtiğimiz günlerde yapılan Ankara İl Kongresi çok dikkat çekti. 4 bin 500 kapasiteli Atatürk Spor Salonu’ndaki kongreye ilgisizlik tavan yaptı. Kongre görüntüleri, üyelerin ve seçmenin bu ilgisizliğini somut biçimde ortaya koyuyor. CHP yönetiminin nasıl iflas ettiğini, CHP’nin Türkiye’yi “muhalefetsiz” bırakarak, halkın gözünde nasıl kredi kaybına uğradığını görüyoruz. CHP böylesine bir ilgisizliği tarihi boyunca yaşamadı. Üstelik bu ilgisizliği herhangi bir ilde değil, Ankara’da yaşadı. Yerel yönetimlerde iktidar olduğu başkent Ankara’da. Yapılan konuşmalar çok vahim; partinin kutuplaşması, aynı idealler için bir araya gelmiş partililerin birbirlerine olan nefretin boyutları kaygı verici.

 

Seçilen İl Başkanı Ümit Erkol, Kılıçdaroğlu yanlısı. “Yenilikçilik” iddiası ile ortaya çıkanlara bakın neler söylüyor; “Bazı arkadaşlar geminin battığını zannettiler ve gemiden birer birer atladılar. İndikleri kara parçasına da yenilikçilik adını koydular. Böyle yenilikçilik olmaz. Adaylığını koyan Özgür Özel için; “Bir gün önce Kılıçdaroğlu doktrinini anlatacaksın, bir gün sonra yenilikçi olacaksın, yok öyle yağma. Sadullah Ergin’i 4. Sıraya koyan 8 kişilik heyetin içinde olacaksın, yani o listenin mimarlarından olacaksın; bir gün sonra da ‘Ben yenilikçiyim, bu genel başkan kötü’ diyeceksin. Yok, arkadaşlar böyle bir yenilikçilik yok. Üstelik bu insanlar; 5 dönem, 6 dönem vekillik yapmış insanlar. İnsanlar ‘bırakmayı’ bilmeliler. Tarih bugün karşınıza yenilikçi diye çıkanları CHP’den sağ bir sapma olarak değerlendirecek ve çöplüğe gönderecek”.

 

Ankara il başkanı seçilen Ümit Erkol’un 72 kişilik kurultay delege listesine bakarsak, yarısı Çankaya ve Ankara Büyükşehir Belediyesi personeli. Diğer yarısı da eş, dost ve akraba. Bunları kamuoyuna açıklayan Gazeteci ve CHP milletvekili adayı Engin Balım “Bundan böyle ne CHP ne Kemal Kılıçdaroğlu ne de kurmayları “liyakat” sözcüğünü bir daha ağızlarına almasınlar” diyor ve devam ediyor; “Delege ağalarının Ankara’daki yağlı güreşleri bitti. Muhalifler tuş oldular. Zamanında biz değişim için çok uyardık, mücadele verdik. O vakit bize sus diyenler bugün sözde değişimci oldular. Yarattığınız parti içi canavar bugün de sizi yedi. Yarın da bugün kazananları yiyecek. Kılıçdaroğlu kazandı millet kaybetti. Lakin halkımız CHP’ye gerekli cevabı sandıklarda, kale gördüğü ilçelerde verecek. Maç daha yeni başlıyor”,

 

Dikkatimi çeken; tweeter, yeni adıyla X üzerinden yapılan bu açıklamalara vatandaşların verdiği çok çarpıcı tepkiler. Bir vatandaş duygularını şöyle açıklıyor; “Her cümlenizden sonra kendime daha çok kızıyorum. Yıllarca ben bu CHP’ye güvenip oy verdim”. Bir başka vatandaş ise; “Parti yıllardır patinaj yapıyor, kaybediyor, ama koltuğu bırakmak istemiyorlar. Sebebi; arpalık yapılan belediyeler, belediyeler üzerinden ikna edilenler, ikbal vaat edilenler, derin ve yapısal sorunu umursamayan bir örgüt yapısını kendi çıkarları için benimseyenler”.

 

Kılıçdaroğlu “Ben aday değilim” diyor ve ekliyor. “Ancak partim beni aday gösterirse aday olurum”. Yani ben istemiyorum, ama partim istiyor diyor. Bu açıklamasıyla insanları aptal yerine koyuyor. Türkiye’de umutlar yok olmuş, tarihinin en büyük ekonomik krizi herkesi darmadağın etmiş, ortada muhalefet kalmamış ve Kılıçdaroğlu tekrar genel başkan olma peşinde. Tek kelime ile ayıp. Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu bırakması için yerel seçimleri de kaybetmesi mi lazım?

 

Bu gidişle Mart 2024’te yapılacak seçimlerde CHP büyük kayıplar yaşayacak. Bunu Kılıçdaroğlu bilmiyor mu? Bilerek yapıyor. Kılıçdaroğlu bu ısrarı ile CHP’ye dip yaptıracak. Hatta “İstanbul’da seçmen tabanda uzlaşır ve İmamoğlu tekrar seçilirse ne yaparız?” diye kaygılanıyor. Çünkü İmamoğlu CHP Genel Merkez’ine rağmen kazanabilir. Yani böyle bir ihtimal var. Gelin Fatih Altaylı’nın çarpıcı sözlerine kulak verelim; “CHP; trollerini ve maaşlı gazetecilerini, şimdiden İmamoğlu’nun üzerine salmış vaziyette. İktidara yakın kanallarda, karanlık finansmanlı kanallardan maaş alan CHP’li görünümlü gazeteciler de genel merkezden gelen emirle, İmamoğlu’nu yıpratma kampanyasını başlattılar bile. İktidar yanlısı kanallarda ve CHP’nin her türlü vaatlerle elde ettiği part- time gazeteci, part- time siyasetçi sözde gazetecilerle İmamoğlu ‘nu hedef alacaklar. İmamoğlu ise, tavır alamayan ve genel merkez muhaliflerini bile birleştiremeyen bir siyasetçi. Pragmatik olmayı beceremeyen saplantılı bir siyasetçi. Bu saldırılarla mücadele etme yeteneği zayıf bir siyasetçi. CHP genel merkezine olan taban tepkisini yönetmekten bile aciz. Bu süreci yönetme becerisi yok. Ancak muhalif seçmen her şeye rağmen seçeneksizlikten dolayı, İmamoğlu’nu seçenek olarak görüyor”.

 

CHP doğru yönetilmiyor, herkes kafasına göre hareket ediyor. CHP tarihi boyunca hiç bu kadar seviyesiz, birbirine karşı sevgisiz ve saygısız insanlar tarafından yönetilmedi. Size çok vahim bir olayı aktarmak istiyorum. CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem ile CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp geçen hafta mahkemelik oldular. Bu olayı kamuoyuna duyuran Gazeteci İsmail Saymaz köşesinde; Gazeteci Eray Görgülü ’nün T24’te yayımlanan bir haberi ile ilgili yaşanan vahim bir olayı gündeme getirdi. Çok ağır küfürlerin yer aldığı bu yazıyı sadece genel hatlarıyla aktaracağım. Mesele Kılıçdaroğlu’nun aracının İletişim Müdürü Ömer Topsakal tarafından özel işlerde kullanılması. Sonrasında da Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem tarafından bu çalışanın uzun süreli izne çıkartılması. Bunun üzerine Ankara Milletvekili, Gazeteci, eski RTÜK Üyesi ve Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Onur Konuralp T24’teki haberi yazan Görgülü’yü arayarak “Sana bu haberi yaptıran kişinin Eren Erdem olduğunu itiraf edeceksin” diyor ve Erene Erdem için çok ağır bir küfür ediyor. Sonra da “Bu partiyi kimin yönettiğini göreceksiniz, Ömer geri gelecek. Sana yarım saat müsaade” diyor. Eren Erdem küfrü Faik Öztrak’a iletiyor. O da Kılıçdaroğlu’na. CHP lideri “derhâl tekzip edilsin” diyor. Ancak Konuralp iddiayı düzeltmiyor. MYK üyesine küfredilmesi “kesin ihraç” gerektirdiği halde Kılıçdaroğlu işlem yapmıyor.“Fedaisi” Eren Erdem’i değil, milletvekili yaptığı “danışmanı” Onur Konuralp’i tercih ediyor. Bu vahim olay; içerdiği galiz küfürlerle kamuoyuna yansıyor ve CHP aleyhine malzeme oluyor. Ana Muhalefet Partisi yönetiminde böyle bir yetersizliği ve seviyesizliği kabul etmek mümkün mü?

 

Bütün bunlar, tarihinin en büyük ekonomik krizi insanları çaresiz bırakmışken yaşanıyor. Kılıçdaroğlu; daha düne kadar hiçbir “itiraz” etmeden kendisiyle birlikte yürüyen, bugün “değişimciler” ya da “yenilikçiler” olarak adlandırılan kişilere karşı bir mücadelenin içinde. Parti darmadağın, parti kendi seçmenine bile umut vermiyor. Kongrelerde konuşmalar utanç verici. Adeta nefret kusuyorlar. Sanki “var olmak” için rakiplerini “yok etmek” zorundalar. Bu insanlar nasıl aynı partide yer alırlar? Bu bir demokratik mücadele değil, resmen bir “kavga”. Hem de birbirini yok etmeye yönelik bir kavga.

 

CHP son seçimde halkın güvenini kaybetti, onun umutlarını tümüyle yok etti. Kısa sürede altından kalkması mümkün değil. Seçim sürecinde Kılıçdaroğlu ciddi hatalar yaptı. Karşıt grupların oylarını almak için “ilkesizleşti”, çelişkili duruşlar sergiledi. Kılıçdaroğlu’nun bu tercihleri yüzünden CHP önce “güveni”, sonra da “tabanının bir bölümünü” kaybetti. Ancak Kılıçdaroğlu hiç umursamıyor; “Yaşamda olur böyle şeyler, hayat devam ediyor” diyor. Bugün Türkiye’de gündem CHP. Eskiden toplumun bir bölümünde konuşulan Ak Parti nefreti vardı; bu kesimler yine var, ancak bu nefrete CHP de eklendi. Çünkü CHP yönetimi “nefret öğesi” haline geldi. Kamuoyunda CHP konuşuluyor. Kılıçdaroğlu’nun yönettiği CHP’nin; Atatürk’ün CHP’sinden nasıl saptığı, kendi başına bir yere gelemeyen ve çareyi CHP’yi ele geçirmekte gören 10 Aralık Hareketi’nin, CHP’yi nasıl ele geçirdiği konuşuluyor. Tabi ki, CHP’ye gönül verenler, üst yönetimlerin kendilerini yok saymasına karşın, yıllardır büyük bir özveriyle parti çalışmalarını sürdüren örgüt yöneticileri bu durumdan çok rahatsızlar. Haksız da değiller.

 

Türkiye Mart 2024’te yerel yöneticilerini seçecek. CHP’liler acilen şu soruyu cevaplamak zorundalar. Partimiz; içindeki “kavgaları” hiç bitmeyen,“basiretsiz” ve “ilkesiz” kişilerin yönettiği bir parti. CHP bu haliyle “kendisini” bile yönetmekten acizken, “kentleri” nasıl yönetecek? Seçmen böyle bir partiye “güvenip” nasıl oy verecek? İktidara “muhalif” olan herkesin; özellikle de “Atatürkçülerin” her koşulda, CHP’ye oy vereceğini düşünmek doğru değil. Kuşkusuz bir bölüm CHP seçmeni “aidiyet” ve “mensubiyet” bağlarıyla partisine oy verecek, ancak “sorgulayan”, “rasyonel” düşünen beyinlerin, bugünkü haliyle CHP’ye oy vermesini beklemek gerçekçi değil.

 

Tuygan ÇALIKOĞLU



Bu yazı 13581 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI