thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Tuygan Çalıkoğlu


Facebookta Paylaş









Siyasi Partiler Toplumun Gerisinde Kaldılar
Tarih: 19-09-2021 09:13:00 Güncelleme: 19-09-2021 09:13:00


21.Yüzyılda siyaset değişiyor; bugün karşımızda küresel sermayenin inşa etmeye çalıştığı ve tüm insanlığı tehdit eden “yeni bir dünya düzeni” var. Küreselleşmeyiekonomik bir iş birliği olmanın ötesinde, bir ideoloji olarak ele almamız gerek. Artık geçtiğimiz yüzyılın kavramları, araç ve yöntemleriyle siyaset yapmak mümkün değil. Yapmaya devam ederseniz ne olur? Giderek küçülür ve oyun dışı kalırsınız. Çünkü çok yakın bir gelecekte; size güvenecek, sizi dinleyecek ve sizi savunacak seçmen bulamazsınız.

 

İçine girdiğimiz dijital dünyada mesleklerin yüzde 90’ıyakın bir gelecekte kalkacak, var olanları da yapay zekâ yönetecek. “Üst akıl” 21. Yüzyıl dijital dünyasında mevcut insan nüfusuna ihtiyaç olmadığını ifade ediyor ve bir dizi projeyi hayata geçirmeyi planlıyor. İlk proje Covid’le yürürlüğe girdi,yangınlar da oyunun bir parçasıydı. Sırada iklim değişikliği, su ve gıdaya erişim, kıtlık, dijital cüzdan, nakitsiz toplum, mülkiyetsizlik, mirasın kalkması vs. var.“Böyle şeyler nasıl olur?” derseniz, son 1,5 yıla bakalım. Laboratuvarda ürettikleri bir virüsle küresel ölçekte nasılbir korku ve panik yarattıklarını gördük. İnsanlar adeta diz çöktüler ve ölmemek için her türlü özgürlüklerinin kaldırılmasına rıza gösterdiler. Projeye itiraz edenler bilim ve teknoloji düşmanları olarak gösterildiler.İnsan psikolojisini çok iyi biliyorlar;yeni teknolojileri kullanarak hastalıkların ve bedensel engellerin olmadığı, uzun bir yaşam öngörüyorlar. Çatışmanın, sahtekârlığın, kuralsızlığın, bürokratik engellerin tümüyle kalktığı, yeterli gelirin sağlandığısorunsuz bir yaşam vaat ediyorlar. Hedefleri dünyada tek merkezli birsiberdevlet kurmak ve ulus devletlerden kontrolü almak. Bunu itibari paraları ortadan kaldırarak yapacaklar.Evrensel temel gelir de bu nedenle geliştirildi.Aylık temel gelir herkesin dijital cüzdanlarına aktarılacak ve onlara“kontrollü” bir yaşam sunulacak. Her türlü etkinliğin ve denetimin insansı robotlarla yerine getirildiği bir “siber diktatörlük”söz konusu. Çin’de bu proje çoktan uygulamaya geçti. Yüz binlerce kamera ve yüz tanıma teknolojileriyle insanlar 24 saat izleniyor ve kredilendiriliyor. Seyahat etmekten, alışverişlerinize kadar her hareketiniz kontrol altında.İstemedikleri hiçbir şeyi yapmanız mümkün değil. Kurallara uymayanların kredisi düşürülerek hareket alanı kısıtlanıyor. Cezayı da yapay zekâ kesiyor, hâkim değil. İtiraz şansınız da yok. Sistem özgürlüğünüzü anında kaldırıyorve sizi toplum dışı bırakıyor.Resmen kölesiniz. Yeni finans sisteminde para yok, dijital cüzdan var, nakitsiz topluma geçildikten sonra mülkiyet de kaldırılacak. Her şey kiralanacak. Nihai amaç mirası kaldırmak, aileyi yok etmek. Birey tek başına ve kendi iradesi olmadan yaşayacak.

 

İnsanlığın sonu diyebileceğimiz bu süreci durdurmak için insanların farkındalığı gerekli. Siyasal partiler dünyada nelerin olup bittiğinden bihaber görünüyorlar.Eğer bu görüntü gerçekse ki ben gerçek olduğuna inanıyorum, durum vahim.Siyaset bu yapısıyla vatandaşa gerekli bilgilendirmeyi yapmıyor. Peki, vatandaş nereden bilgi edinecek?Ana akım medya vatandaşa resmen “masal” anlatıyor, farkındalık kazandıracak bir yayın yok. Zaten ekranda boy gösteren konuşmacıların çoğu; düşünsel açıdan geçmiş yüzyıldan kalma, sorgulamayan beyinler.Neyse ki,umut veren şeyler de oluyor Türkiye’de; sosyal medya kullanan insanlarımızın bir bölümü, çok ciddi bir bilinçlenme ve farkındalık sergiliyor. Bu mecrada pek çok bilgi çarpıtmasıda olsa, nitelikli bilgi veren, alanlarında uzman kişileri dinleme şansı da var.Bu kişiler büyük bir eksikliği gideriyorlar, yüzbinlerce takipçilerine yeni bir bakış açısı kazandırıyorlar.Toplumsal muhalefetin yaratılmasında ve büyümesinde siyasi partilerin yapmadığını yapıyorlar.Farkındalığa ulaşmış buinsanlar ana akım medyayı dinlemediği gibi, siyasal partilere de kulak vermiyorlar, onlardan uzak duruyorlar. İki nedeni var; birincisi siyasal partilerin dünyadaki olayları izlediğine ve anladığınadair bir inançları yok.İkincisi ise, siyasetçinin yetersizliği, söyleyecek bir sözünün olmaması. Vatandaş,siyasetin insan kaynakları sorununu biliyor.Statülerin, mevkilerinliyakatle değil, mensubiyetle verildiğinin farkında.Bu nedenle siyasete ilgi göstermiyorlar ve siyaset insanlarını dinlemeye değer bulmuyorlar. Sorunlara çözüm getirmelerini de beklemiyorlar. Çünkü sorunlara çözüm getirebilmek için önce dünyada ne olup bittiğini anlamak gerek.Yapılmak istenen ne? Üst akıl hedeflerine nasıl ulaşacak? Yeni teknolojiler, yeni kavramları var bu yüzyılın. Siyasetle uğraşanların, hele devleti yönetme iddiasında bulunanların bu kavramları bilmeleri şart. Çünkü günümüzde dünya, aşağıda özetlediğim bu kavramlarla yönetiliyor.

BLOKCHAIN: Kayıt defteri diyebileceğimiz blok zincir teknolojisi. Klasik merkezi sistemlere göre üstünlüğü; veri tabanının tek merkezde olmaması, sistemde üye bilgisayarların tamamında yapılması ve bu bilgisayarların yarısından fazlası elde edilmeden kayıtların değiştirilememesi.Blok zincir teknolojisinde liderlik Çin Halk Cumhuriyeti ’nin.Bu teknolojiye en çok yatırım yapan, patent alan ve kullanan ülke. Bütün büyük bankalar ve finans kuruluşları blokchain projeleri için milyar dolarlar harcıyorlar. Çin bu teknolojileri kullanarak dijital stratejiler geliştiriyor ve çok yüksek ekonomik büyüme sağlıyor. Çin’in dünya liderliği; 5G, Yapay Zekâ, Nesnelerin İnterneti, Bulut ve Blokchain teknolojilerindekiüstünlüğünden kaynaklanıyor.Kuşkusuz bu teknolojilerin getirdiği pek çok fayda var. İşlemler hızlanıyor, fiziksel mekânlara ihtiyaç kalmıyor, doğrudan demokrasiye bile katkı verme potansiyeli var. Ancak bunların yanında, devlet yönetim sistemi uygulaması ile insanı kontrol ederek her türlü özgürlüğünü elinden alması, onu sınırlaması mümkün. Bu insanlık için büyük bir tehdit.

 

CRISPR GEN TEKNOLOJİSİ: DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan bir teknoloji. Doğrudan DNA üzerinde ekleme, çıkarma ve dizilimi değiştirme gibi, kısaca genetik manipülasyon mümkün. Dahası, üreme hücrelerinde yapılan bu düzenlemeler kuşaktan kuşağa aktarılacağından ciddi etik tartışmalar var.Bu teknoloji sadece tıp alanında değil, tarım, hayvancılık, kimya, enerji ve çevre endüstri gibi çok geniş alanlarda kullanılabiliyor. Bu teknolojinin uygulamaları olan “in plant” ve “enjeksiyonlarla” insan genetiğini değiştirmek mümkün. Bunlar insanın biyolojik formunun yok olması demek. İnsanın fıtratına aykırı ve onu insan olmaktan çıkartacak uygulamalar.

 

TRANSHÜMANİZM: Küresel elitlerin felsefesi ya da dini diyebileceğimiz bir düşünce. İnsanın yapay zekâ bağlamında ölümsüzlüğe ulaşabileceği anlamına geliyor. Devletin yapısı ve siyasetin bu insan sonrası ortaya çıkan yeni insanı (“trans human” ve sonrasında “post human”) nasıl kullanması gerektiği üzerine çalışıyorlar. İleri teknolojilerle insan aklını aşan, hatta insan aklını, CRISPR uygulamaları olan in- plant ve enjeksiyonlarla kontrol altına alan projeler geliştiriyorlar. Her ne kadar bütün bu teknolojilerin insanlığın geleceği için olduğunu iddia da etseler, bu aşamada ortaya çıkan “varlığın” devlet ya da siyaset yapılanması içinde kötüye kullanılması kaçınılmaz bir gerçeklik. Önde gelen trans hümanist bilim adamı Ray Kurzweil“Allah’ın yarattığı insanın yazılımı yetersiz, yani “çürük”, algoritması zayıf, hastalıklara açık yapısıyla, kendini ve ülkesini yönetemiyor. “İnsan 1.0” olarak tanımladığımız bugünkü insan nüfusunun yüzde 20’sini yeni teknolojilerle,“İnsan 2.0”a yükselteceğiz, ihtiyaç olmadığı için geri kalan yüzde 80’ininin de yaşamasına zaten gerek yok” diyor. Üst akıl insanları “Böcek sürüsü” olarak görüyor.

 

TEKNOLOJİK TEKİLLİK (SINGULARITY): Yapay zekânın insan zekâsının önüne geçerek,  medeniyetin ve insan doğasının radikal değişime uğrayacağını öngören bir varsayım. Elon Musk,  “Nörolink” projesini bu nedenle hayata geçiriyor. Bu proje ile beyne yerleştirilen bir çiple insan aklı okunabilecek. Proje insan ve makine zekâsının bir simbiyoz, yani ortak bir yaşam kurmasını amaçlıyor. Beyne enjekte edilen insan saçından çok daha ince iplikler nöron aktivitesini belirliyor. Yerleştirilen inplant sayesinde insan beyni doğrudan bilgisayarla iletişime girebiliyor. Bilgisayarın kontrol ettiği, yön verdiği, kendisi olmaktan çıktığı ve köleleştiği bir insan var bu aşamada.

 

Bilim ve teknoloji, insanı kontrol etme noktasına geliyorsa hepimizin “Dur” demesi gerek. Üst aklın talimatlarını, diğer ulus devletler gibi, Türkiyede harfiyen yerine getiriyor.Siyasi partilere bakıyorum; itiraz eden, kamuoyunu bilgilendiren ve uygulamaları durdurmak için yargıya taşıyan bir tek Fatih Erbakan’ın muhafazakâr “Yeniden Refah Partisi”var.Diğer bütün siyasal partiler;Bilim Kurulu’nun halkımızı yanlış bilgilendirdiğini, ekranlarda boy gösteren bilim insanlarının gerçeklerisaptırdıklarını dile getirmiyorlar. Uygulamalarınhak ihlalleri olduğunu söylemiyorlar ve anayasaya aykırı olması nedeniyle yargıya gitmiyorlar. Bu siyasetin savunulabilirbir tarafı yok.Bu arada;Dünya Sağlık Örgütü bu hafta “Virüsü aşılarla yok etmek mümkün değil” açıklamasında bulundu. Pekâlâ, ne olduğu bilinmeyen, henüz fazları tamamlanmamış bu aşı dedikleri kimyasallar neden milyonlarca insana zerk edildi? Aşılanan insanların önemli bir bölümü neden yan etkilerle mücadele ediyor ve gelecekte edecek? Milyarlarca dolar neden harcandı?Kim bu sorulara cevap verecek? İşte sözün bittiği yer burası.

 

Bu oyunufarkındalığa ulaşan insanlar bozabilir. Ancak bu insanların siyasal partilerin rehberliğine ihtiyaçları var. Siyaset; insan ve toplum için yapılan bir faaliyet, dolayısıylasosyolojinin böylesine değiştirilmesine asla izin vermemeli ve siber devlet projesine karşı bir stratejik plangeliştirmelidir. Bu nedenle siyasal partiler derhal dönüşmek zorundalar, çünkü toplumun çok gerisinde kaldılar.

Tuygan ÇALIKOĞLU



Bu yazı 19223 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI