thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Tuygan Çalıkoğlu


Facebookta Paylaş









AK Parti Dönüşmek Zorunda
Tarih: 01-05-2019 13:36:00 Güncelleme: 01-05-2019 13:36:00


Ak Parti tarihinin en sancılı dönemine girdi. Türkiye’yi yönetmekte ciddi biçimde zorlanıyor, daha doğrusu yönetemiyor. Siyasi belirsizlikler ve ekonomik kriz herkesi etkiliyor; kimsede para yok, piyasalar tedirgin, iflaslar her geçen gün artıyor, reel sektör can çekiyor, krediye ulaşmak çok zor, ulaşanın da yüksek faizlerle işini döndürmesi imkânsız. Üniversite mezunları bile iş bulamıyor; resmi rakamlarla her dördünden biri, gerçek rakamlarla her üçünden biri işsiz. Alım gücü çok azalmış durumda. Mutfaktaki enflasyon yüzde 35’i aşıyor. Elektrik ve doğal gaza gelen zamlar hane halkını perişan etti. Hem şirketlerin hem hane halkının krediye erişimi kolay değil. Bankaların batık kredileri yüzde 4’ün üzerinde, ama S&P gerçek rakamın yüzde 15’lerde olduğunu söylüyor. Bu 60- 70 milyar Dolar batık kredi demek.  Hükümet bankaları kurtarmak için bu kredi borçlarını üstlenecek. Tabi ki bu para vergi düzenlemeleri ile halkın cebinden çıkacak. ABD ziyaretinden eli boş dönen Bakan Albayrak bu haftaki basın toplantısında “Tüketici Güven Endeksi yüzde 3,5 arttı, her şey iyiye gidiyor” dedi. Şaka gibi. Albayrak inandırıcı değil, çünkü söylediklerinin hiç bir iktisadi karşılığı yok. Bu arada güven endeksinin artma nedeni, uygulanan seçim ekonomisi ile “Ak Parti iktidarında her şeyin iyiye gideceğine dair” tüketicide oluşturulmak istenen algı operasyonu.

 

31 Mart seçimlerinden sonra Ak Parti ve MHP seçmeni şaşkınlık içinde. Yönettikleri belediyeleri neden kaybettiklerini anlamakta zorluk çekiyorlar. Ak Parti seçmeninde, dile getirilemeyen ciddi bir hayal kırıklığı ve kızgınlık var. Bu nedenle Ak Parti’nin MHP ile yaptığı ittifak sorgulanıyor. Erdoğan aslında seçmenin mesajını aldı ve bu yüzden Türkiye İttifakını dile getirdi. Ancak buna ilk karşı çıkan Bahçeli oldu. Çubuk’taki Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimi de, Ömer Çelik başta olmak üzere bazı üst düzey Ak Parti yöneticileri tarafından önce kınandı. Sonrasında, Bahçeli’nin Kılıçdaroğlu’na yönelik mealen “Orada ne işin vardı?” sorusuyla Ak Parti duruşu değişti. Bırakın kınamayı, olayın failini kahraman bile yaptı. Bahçeli’nin ittifakı sürdürme çabası anlaşılabilir bir durum.  Ancak Ak Parti için bu geçerli değil. Cumhur İttifakı Erdoğan’ı bu süreçte Cumhurbaşkanı yapsa da,  Ak Parti kaybeden parti oldu ve olmaya devam ediyor. Sistem elini kolunu bağladı Erdoğan’ın, Bahçeli de bunun farkında ve bastırıyor. Hâlbuki Türkiye’de parlamenter sistem değiştirilmeseydi, bugün Ak Parti hala Türkiye’nin en büyük partisi olarak MHP’ye hiç ihtiyaç duymadan iktidarını sürdürebilirdi. Bu ittifak Ak Parti’nin kimyasını bozdu, kuruluş felsefesini yok etti. En önemlisi Ak Parti’yi, icraatlarıyla anılan bir pati olmaktan uzaklaştırdı. Ak Parti “beka meselesi” adı verilen, ideolojik dar bir alana hapsolmuş vaziyette. Bu söylem aslında MHP’nin temel ideolojisi ve Ak Parti’yi kuruluşunda dile getirdiği söyleminden her geçen gün uzaklaştırıyor. Dahası, Bahçeli ekonomideki başarısızlığın faturasını da Ak Parti’ye kesiyor. Erdoğan yalnızlaşmış durumda, yola çıktığı arkadaşlarından yanında hiç kimse kalmadı. Çevresinde Ak Partili olmaktan çok, onun talimatlarıyla hareket eden, Ak Parti kuruluş felsefesiyle pek alakası olamayan insanlar var. Erdoğan’ın yalnızlığı burada, kendisine hiç itiraz etmeden, hep onu haklı bulan, nesnelliğini engelleyen insanlar.

Türkiye’de iki büyük cemaat( topluluk) var. Birincisi “Laik” kesim, sosyo- ekonomik olarak ülkeyi yönetmesi en uygun olan bu kesimin büyük bölümü apolitik. Kendisinden başkasıyla ilgilenmiyor. Onun için kendi yaşam tarzı, beklentileri önemli. Toplumun diğer büyük cemaatini oluşturan” İslami” kesimin yaşam tarzı ve beklentilerine özen göstermiyor. Zaten bu tutum zaman içinde Ak Parti iktidarını yarattı.  İktidara gelen İslami cemaatin de yaklaşımı farklı değil. Laik kesimin yaşam tarzına, beklentilerine kulaklarını kapatıyor, onu yok sayıyor. Birbirlerini onaylamasa da, anlaması gereken bu kesimler birbirlerini tehdit olarak algılıyor. 2002’den bu yana Türkiye’yi yöneten Ak Parti, 2008, hatta 2010’a dek önemli icraatlar yaptı. Uluslararası anlaşmaların ve AB üyelik müzakerelerinin büyük rolü oldu bu süreçte. Sonrasında evrensel hukuktan, demokrasiden ve insan haklarından uzaklaşınca, yozlaşmalar başladı. Yürürlükteki başkanlık sistemi ittifakları zorunlu kılınca, iki kesim karşı karşıya geldi. Bugünkü haliyle mevcut sistemin sürdürülemez olduğunu artık herkes anlamalı.

 

Bu arada kamuoyu, Ak Parti içinden ilk kez bir siyaset adamının itirazına tanık oldu. Çok önemli görevler yapmış olan Davutoğlu’nun manifestosuna kurumsal bir özeleştiri diyebiliriz. İşin en ilginç yanı, manifestoya tepki daha çok laik kesimden geldi; Davutoğlu’na “Önce özeleştirini yap” dendi; “Neredeydin?” dendi. Bence Davutoğlu’nun Ak Partili olarak, içeriden yaptığı bu eleştiri çok değerli. Zaten söylediklerine laik kesimin bir itirazı olamaz, çünkü doğru tespitler yapıyor. Bu nedenle, Ak Parti Davutoğlu’na kızmak yerine, söylediklerine kulak vermeli. Yine muhalif isimlerden Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’in ekonomiyi yönetme becerileri, önde gelen holdinglerin CEO’ları tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Albayrak ile ekonominin yürümediğini Erdoğan görmek zorunda. Ayrıca,  Türkiye İttifakı arayışı yerine, demokratik bir eleştiri getiren Babacan ve Davutoğlu gibi isimlerle Ak Parti’yi dönüştürmesi çok daha rasyonel bir düşünce gibi görünüyor. Zaten CHP’nin Türkiye İttifakı’na sıcak bakmasını beklememeli. Bütün yetkilerin Erdoğan’da toplandığı bir sistemde, siz bakan olarak yer alsanız ne olur? Ne yapabilirsiniz? Bu nedenle eğer 2023’e dek seçimler yok diyorsak, bir an önce ekonomik krizi aşmak için bu işi anlayanlara bırakmak gerekiyor.

 

Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü inşaat çöktü, enerji şirketlerinin bankaları batıracak kadar kredi borçları var. Otomotivin amiral gemisi Tofaş’ın üretimi, 900 binlerden 360 binlere düştü ve bir vardiyayı kaldırdı, 2000 kişiye çıkış verdi, devamı da gelecek. Seçim ekonomisi bütçe disiplinini alt üst etti. Bir de YSK, İstanbul seçiminin tekrarlanmasına karar verirse doları tutmak mümkün olmaz. 2 Mayıs’ta,  ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoda Türkiye’ye verilen muafiyet bitiyor. Artık İran’dan petrol ve doğal gaz almak mümkün olmayacak. Yoksa ABD yaptırımları başlayacak. Öyle Çavuşoğlu’nun dediği gibi “ABD bize karışamaz” mantığının da bir karşılığı yok. Türkiye krediyi ağırlıklı olarak ABD’den alıyor. “Adamlar bize karışamaz” diyemezsiniz. Diğer taraftan bankalardaki döviz mevduatları 185 milyar Dolar’ı aşmış durumda. MB döviz rezervlerini bile doğru dürüst açıklayamıyor, dahası kısa vadeli borçları rezerv olarak gösteriyor. MB’nın oyun kurucu olması artık imkânsız. Ak Parti, IMF ile masaya oturmanın dışında bir seçeneğinin kalmadığını bir an önce görmek zorunda.

 

Önümüzdeki dört yıl bu koşullarda geçmez. Erdoğan, başkanlık sisteminin kendisine ve Türkiye’ye neye mal olduğunu görmeli ve MHP ile olan Cumhur İttifakı’nı yeniden değerlendirmeli. Ayrıca, Türkiye’de bütün siyasal partiler; özellikle Ak Parti ve CHP’nin dönüşerek yeni bir zihniyet geliştirmeleri şart. Laik ve İslami kesim birbirini yok sayarak iktidar olamayacağını artık öğrenmek zorunda. Her iki kesim de kendilerinden farklı yaşamlara saygılı olmalı. Kurulduğundan bu yana iktidar olan Ak Parti’nin, siyasal yaşamını sürdürmesi dönüşmesine bağlı. Bu ise Erdoğan’ın, bir an önce Türkiye’yi geren ittifaklar sürecini bitirmesini ve kuruluş felsefesini benimseyen eski Ak Partililerle yeniden bir araya gelmesini gerektiriyor.

 

Tuygan ÇALIKOĞLU



Bu yazı 41839 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI