thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Tuygan Çalıkoğlu


Facebookta Paylaş









Ekonomi Hepimizi Yordu ve Bitkin Bıraktı
Tarih: 19-06-2022 09:43:00 Güncelleme: 19-06-2022 09:43:00


Toplumun memnuniyetini ve beklentilerini anlamak, tüketim ve yatırım davranışlarını ölçmek için uluslararası araştırma ve danışmanlık şirketi IPSOS’un yaptığı bir araştırma var. Toplumun farkındalık düzeylerini, endişelerini ve değişen davranışlarını ortaya koymayı hedefliyor. Türkiye ile ilgili araştırmasında; toplumu en çok zorlayan giderlerini ve bireylerin kendi kişisel ekonomilerine yönelik beklentilerini ortaya koyuyor. Rapora göre, Türkiye’de yaşayan 10 kişiden 9’unun en önemli sorunu ekonomi. İnsanların yüzde 60’ı hane gelirlerinin azaldığını, yüzde 31’i ise pek bir değişim olmadığını söylerken, arttığını söyleyenler sadece yüzde 10.

 

Bir proje olarak hayatımıza sokulan pandemi sürecinde gelişen kaygı ve korku hali, sonrasında kapanmalar, ardından gelen enerji ve gıda krizleri toplumun ruh halini altüst etmiş durumda. Hemen her gün, her şeye yapılan zamlarla insanlarımız tam bir kaos içindeler ve ne yapacaklarını bilmez haldeler. IPSOS’un araştırması,“yorgunluk” hissinin ilk defa yüzde 60’ın üzerine çıktığını gösteriyor. Toplum yaygın biçimde yorgun ve bitkin bir halde. Vatandaş çok kaygılı, ailesini geçindiremiyor ve ekonomik sorunlar diğer tüm sorunların önüne geçmiş durumda. Gündemin tek maddesi ekonomi.

 

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yayınladığı, çeşitli ülkelerde yaşayan insanların yaşamlarını ve memnuniyetlerini ölçmeyi amaçlayan raporuna da bakalım.Ülkelerin genel memnuniyet ortalaması 10 üzerinden 6,7. Türkiye bu ortalamanın altında yer alırken, Hollanda ve İsviçre gibi Batı Avrupa ülkeleri en yüksek puana sahipler. Ülkemizde, özellikle genç nüfusun mutluluk düzeyinde önemli bir azalma dikkat çekiyor. TÜİK’in “Yaşam Memnuniyet Araştırması” da bu raporu doğruluyor.  2020 yılında 18- 24 yaş aralığındaki genç nüfusun yüzde 47,1’imutlu olduğunu söylerken, 2021’de bu oran yüzde 44,5’e düşmüş durumda. Özellikle 2017 yılında başlayan bir düşüş trendi var. Ak Parti’nin iktidarda olduğu son 19 yıla baktığımızda, gençlerin en mutlu olduğu yıl yüzde 69’5 ile 2011 yılı. Mutsuz olduğunu söyleyen gençlerin oranı 2020’de yüzde 14,2’den, 2021 ‘de yüzde 20,4’e yükseliyor. 2021, 19 yıllık periyotta gençlerin en mutsuz olduğu yıl.

 

“Yaşam memnuniyeti“toplum sağlığını anlamamız açısından önemli bir gösterge. Sağlık, sadece “hasta olmamak” anlamına gelmiyor. Sağlığı sorgularken; insanın fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan bütün hallerini ele almak gerek. Bu nedenle, konunun bireysel olmanın ötesinde toplumsal boyutu var. Refah düzeyi, sağlık ve eğitim sistemi, adalet, ifade özgürlüğü, iş bulma, ev kurma, geçim vs. gibi pek çok konu gençlerin yaşam memnuniyetlerini, sosyal hayatlarını ve aldıkları kararları derinden ekiliyor.

 

Peki, genç kuşak neden bu durumda? Daha yaşamın başındayken bu memnuniyetsizlik, bu mutsuzluk niye? Neden gelecek tahayyülleri yok gençlerimizin? Neden bu ülkeden gitmek istiyorlar? Neden yaşam heyecanlarını büyük ölçüde kaybetmişler? Bu soruların cevaplarını,19 yıllık Ak Parti iktidarının yarattığı Türkiye’nin“çoklu kriz” ortamı net olarak açıklıyor. Çünkü sadece ekonomide değil; eğitim, sağlık, adalet başta olmak üzere, yaşamın her alanında kriz yaşıyoruz.

Şimdi nasıl bu hale geldiğimize bakalım. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz 2018 yılından itibaren, bütün makro göstergeler dramatik biçimde bozulmaya başladı. Özellikle Ekim 2021’den başlayarak Ak Parti’nin inatla sürdürdüğü faiz politikası, Türkiye’yi tam bir çıkmaza soktu ve sorunlar içinden çıkılmaz bir hale geldi. Enflasyon dünyayı da tehdit ediyor, ancak onların yıllık enflasyonu bizim aylık enflasyon oranının bile çok altında. Ekim 2021’den bu yana dolar kuru inanılmaz yükseliyor. Bu nedenle yaşadığımız enflasyonun, dünyadaki enerji ve gıda fiyat artışlarından kaynaklandığını söylemek kabul edilebilir değil. Herkes çok iyi bilmeli ki; Türkiye’nin enflasyonunda dünyadaki enerji ve gıda fiyat artışların payı yaklaşık yüzde 20’lerde. Geri kalan yüzde 80, Ak Parti ekonomi yönetiminin hala sürdürdüğü yanlış faiz politikasından kaynaklanıyor. Bildiğiniz gibi, MB ilk kez 23 Eylül’de faiz indirim kararı aldı, sonrasında politika faizini yüzde 14’lere kadar düşürdü. Bunun sonucu olarak; Eylül 2021 ortalaması 8,51lira olan dolar kuru, bugün 17,40’ kadar yükseldi. Kurdaki inanılmaz artışlar MB’nin faiz indirme kararı ile başladı. O gün, “kaos” döneminin başlangıcı oldu, enflasyon resmen patladı. Bugün enflasyon, hem de TÜİK rakamlarıyla yüzde 73,5, bağımsız ENAG rakamları ile yüzde 160. Halkın tükettiği temel ihtiyaç maddelerinde, enerji ve kiradaki artışlar bu oranların çok üzerinde. Ak Partide bu anormal hayat pahalığını kabul ediyor; ancak sorun, bu durumun dünya piyasalarından ve bazı marketlerin/ toptancıların açgözlülüklerinden kaynaklandığını söylemesinde. Kendi yanlışlarını görmüyorlar. Fiyat artışlarının asıl sebebi, uyguladıkları faiz politikaları ve bu yanlışı hala sürdürmeleri. Enflasyon yoksulluk demek, alın teriyle çalışanların, işçinin, memurun, emeklinin, esnafın gelirlerinin enflasyon oranında azalması demek. Bu gerçeği Maliye Bakanı Nebatide itiraf etti; “Biz isteseydik enflasyonu düşürürdük, ama biz büyümeyi tercih ettik ve dar gelirli vatandaşlarımız mağdur oldu” dedi. Siyasetin hedefi vatandaşın refahını yükseltmektir, mağdur etmek değil. İlk çeyrekteki büyümeye gelince, ortada baz etkisi ile bir büyüme rakamı var. Ancak hiçbir karşılığı yok. Bizimkisi fakirleşerek büyüyen bir ekonomi. Hangi makroekonomik gösterge olumlu bir noktaya geldi. Devlet, özel sektör, hane halkı herkes borçlu, işsizlik almış başını gidiyor, gençler çaresiz, en iyi eğitilmiş insanlarımız ülkeyi terk etmeye çalışıyor. Bunlar büyüyen, gelişen, refah yaratan bir ekonomi için kabul edilebilir göstergeler değil.

 

Tasarrufu olan vatandaş yüksek enflasyona karşı korunmak için, haklı olarak lirada kalmak istemiyor. Çünkü lirada kalmak paranın pul olması demek. TÜİK rakamlarıyla bile eksi 60’lara gelmiş bir reel faiz var. Kim bu durumda liraya itibar eder? Bu durum sadece hane halkında değil, iş hayatında da ciddi sıkıntılar yaratıyor. Kur enflasyonu geçiyor, enflasyon da halkı rahatsız ediyor. Üretici bu şartlarda fiyat veremiyor, esnaf sattığını yerine koyamıyor. Büyük bir belirsizlik ortamı söz konusu. Bu nedenle ekonomi durgunluğa giriyor, hatta “stagflasyon”, yani durgunluk içinde enflasyon işaretleri var.

 

Hükümet geçtiğimiz aralık ayında çözüm diye sarıldığı Kur Korumalı Mevduat (KKM) tam anlamıyla kaos yarattı. Bugün itibarıyla dolar kuru hiç artmasa, devlet bu mevduata para yatıranlara 1 yılda tam 160 milyar lira ödeyecek. Tarımdaki toplam desteğin 2022 yılı için sadece 29 milyar lira olduğunu da hatırlatmayalım. Dahası, eğer dolar kuru 1 TL yükselse, borç aylık 6 milyar lira artıyor. Ortada zenginden yoksula yapılan bir servet transferi var. Üstelik Hazine’nin bütçesinde KKM için ayrılmış bir para yok. Doğrudan MB’ından karşılanıyor. Yani MB matbaası para basmaya devam edecek. Bu ise enflasyonun daha da azması demek. Yükü vatandaş çekecek. Ne ile? Enflasyonlarla, vergilerle.  Ak Parti çaresiz. MB rezervleri eksi 62 milyar doların üzerinde. Bir yıl içinde 180 milyar dolar dış borcu ödemek zorundayız. Yılsonunda Cari Açık 50 milyar doları, Dış Ticaret Açığı 100 milyar doları geçecek. Gelir Endeksli SENET (GES)tam bir komedi, bu nedenle ilgi de yok. İhracatçının kambiyo zararı inanılmaz boyutta. İhracatçı döviz gelirinin yüzde 40’ını devlete satmak zorunda, Eximbank kredisi için de gelirinin yüzde 30’unu bankada tutmak ve döviz almamak zorunda. Ancak ihracatçı 1 ay sonra üretmek için ithalat yapmak durumunda, hem de sürekli yükselen kurdan döviz alarak.

 

DEVA lideri Ali Babacan ülkenin temerrüt riskinin, yani iflas riskinin bugüne dek görmediğimiz bir seviyeye çıktığını dile getirdi. Ekonomik ve finansal bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğumuzun altını çizdi. Türkiye’nin temerrüttü, yani iflas riskini gösteren 5 yıllık CDS oranı tam 836 baz puana çıktı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz 2018 yılında bu oran 289 idi. Türkiye ancak tefeci faizinin çok üstünde faizlerle borç bulabiliyor.2008- 2009 krizinde İflas etmiş Yunanistan’ın CDS’i bile 200 puanın altında. Babacan, “İflas demek, benzin/ mazot gibi, doğal gaz gibi temel ihtiyaç maddelerinin parayla bile bulunamaması demektir” uyarısını yaptı. Böyle bir durumda Türkiye’nin yaşanacak bir ülke olmaktan çıkacağını vurgulayan Babacan “Erdoğan’a sesleniyorum, çok pişman olursunuz, ancak iş işten geçmiş olur. Tarihsel uyarımı yapıyorum, derhal aklınızı başınıza toplayın” dedi. Ekonomi ve finans yönetiminde aklın ve bilimin gereğinin yapılması, MB ve TÜİK’e acilen liyakatli kadroların atanması ve bağımsız kurumlara karışılmaması krizden kurtuluş için şart. Babacan’ın en önemli uyarısı da ekonomik krizden çıkış için “hukuku” işaret etmesi. Hukuku tesis etmeden, bağımsız yargıya kavuşmadan ekonomik krizden çıkış yok.

 

Bu şartlarda toplum olarak yorgun ve bitkin olmamız çok normal. Gençlerde bu toplumun gençleri. Üstelik daha hayatlarının başlangıcı diyebileceğimiz bir dönemdeler. Bu umutsuzluk, bu yılgınlık, bu bezginlik halinin gençlerde olması çok vahim. Ancak iş yok, para yok, ailelerinin desteği olmasa yaşama şansları bile yok. Ailelerin birikimleri de yok olma noktasına hızla yaklaşıyor. Birikimleri olmayanlar ise, tam bir travma içindeler. İktidara tepki bu nedenle büyük.Toplumda biriken bir enerji var. Ak Parti bu gerçeği görmek ve acilen yeni ekonomik politikaları hayata geçirmek zorunda. Yoksa erken ya da zamanında yapılacak seçimde,19 yıldır sürdürdüğü iktidarı kaybetmesi kaçınılmaz görünüyor.

 

Tuygan ÇALIKOĞLU



Bu yazı 20232 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI