thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Saim Yavuz


Facebookta Paylaş









Kent Konseyini Anlamak -2-
Tarih: 10-03-2019 07:55:00 Güncelleme: 10-03-2019 07:55:00


Kent Konseyi’nin amacı ve kimlerden oluştuğunu kanun maddesine bağlı kalarak geçen hafta açıklamıştım. Bu hafta da, “Kent Konseyi”ne neden ihtiyaç duyulduğu ve  gerekçesini, yasa koyucunun hazırladığı “Madde Gerekçeleri”nden alarak, anlatmaya çalışacağım.

 

Belediye Kanunu’nda Kent Konseyi’nin gerekçesi şöyledir: “Madde 76.  Kentte yaşayanlar arasında hemşehrilik bilinci, kent vizyonunun geliştirilmesi, kent hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirebilmek amacıyla sivil bir danışma forum ve danışma mekanizmasının yararlı olacağı düşünülmüştür. Kent Konseylerinin sivil bir yapı olma niteliği konusunda gösterilen titizlik nedeniyle maddede ayrıntılı düzenlemeden kaçınılmış ve genel ilkeler konulmuştur.”  (Gerekçe; sisteme tâbi olmayan, ilkelere bağlı, özelliği sivil olan bir yapıdan bahsediyor ki, bu yapı detaylara girildiğinde görülecektir ki, özerk bir yapıdır ve bu özerk yapı bir danışma forumu niteliğinde, kamuya (halka) açık, bir tartışma ve karar alma aracıdır. Bu aracın adı, bir önceki yazımda belirttiğim gibi kanunda sayılan temsilcilerden oluşmuş olan Kent Konseyi’dir ve gönüllü katkı ve katılımda bulanan gönüllülerden oluşur. Bu temsilciler ve çalışmalara katılanların tümü, herhangi bir ad altında para almadıkları gibi zaman ayırırlar, emek verirler, çaba harcarlar üstelik.)

 

Kent Konseyi maddesinin gerekçesinde vurgulanan sivillik; yasalarda ya da politikalar ile kararlarda  bir değişikliğe yol açmaya yönelik kamusal bir tutum, eylemlilik ve düşünceyi ifade eder. Bu anlayışın vücut bulduğu şey sivil toplumdur. Sivil toplumu da bu anlayışa sahip siviller oluşturur. Sivil; bireysel çıkar için değil genel çıkarlar için hareket etmeyi içselleştirendir. Sivil gönüllüdür ve sivillik, toplumun genelini ilgilendiren bir sorun üzerine yurttaşların devlete doğrudan doğruya seslenmesidir… Bu kısa tanımlamalardan sonra şuna bakalım: Kent Konseyi’nin Belediye Yasası’nda maddeleşmesine emek verenler neden Kent Konseyi’nin “sivil bir yapı olma niteliği konusunda” titizlik göstererek, “ayrıntılı bir düzenlemeden” kaçınmışlar.  Kent Konseyi’nin anlaşılması için temel husus, onun bir sivil yapı olma özelliği taşımasıdır. Kent Konseyi’ne böyle bakılmadığı sürece de varlığının gelişmesi ve işlevini yerine getirmesi mümkün olmayacaktır.

Kent Konseyi’nin “sivil bir yapı” olması ne demektir?                                                                                          

-Kent Konseyi temsilcilerinin iradelerini kimseye tâbi kılmadan, birikim ve bilgilerini kendi iradesiyle kullandığını bilmek demektir,

-Kent Konseyi’ni işleyişinin bir dernek, bir parti, bir sendika, bir meslek odası gibi olamayacağını ve kendine özgü bir yapısı olduğunu bilmek demektir,

-Kent Konseyi’nin seçilmiş yöneticilerinin Kent Konseyi’ni kendi tercihleri ve niyetleri ile kendi çıkarlarına göre yönetemeyeceğini bilmek demektir,

-Kent Konseyi’nin seçilmiş başkan ya da yürütme kurulunun kendi başlarına kent hakkında karar vermemelerini bilmek demektir,

-Kent Konseyi’nin kentin hak ve hukukunun korunmasında hemşehrilerin, çoğulculuk ve müzakereye dayalı bir anlayışla, eşit söz söyleme ve karar verme hakkının kullanıldığı bir yer olduğunu bilmek demektir,

-Kent Konseyi’nde herhangi bir siyasetin, hakimiyeti olmadan; herhangi bir kurum ya da kuruluştan talimat almadan, kendi kararlarını kendi organlarının verdiğini bilmek demektir,

-Kent Konseyi’nin çalışmalarında ve kararlarında; özgürce konuşma, birbirini dinleme, azınlıkta kalan görüşleri dikkate alma ve orta noktalarda buluşmanın yaşatıldığı bir yer olduğunu bilmek demektir,

-Kent Konseyi’nin kent üzerinde yeni bir iktidar alanı olmadığını bilmek kadar, kendi içinde de herhangi bir ast üst/iktidar ilişkisinin de yaşanmayacağını bilmek demektir,

-Kent Konseyi’nde bireysel, kurumsal, grupsal, siyasal ve ekonomik çıkar gözetilen çalışmalar ile din, dil, ırk, kültür, sınıf, cinsiyet, inanç ve düşünce ayrımcılığının yapılmayacağını bilmek demektir,

- Kent Konseyi’nin yurttaşlara-halka ait olduğunu; kent ve yurttaş sorunlarının açık, eşit ve etkin bir şekilde paylaşılarak tartışıldığı, geneli ilgilendiren konularda devlete (yerel ve merkezi yönetime) seslenen bir araç olduğunu bilmek demektir.

 

Haftaya Kent Konseyi’nin işlev ve işleyişini Yönetmelik çerçevesinde pratiklerle ele alarak aktarmaya çalışacağım; kanun maddesi ve o maddenin gerekçesiyle bağlantılarını da göstererek.

 

Saim Yavuz



Bu yazı 24871 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI