thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Dr. Naci Hasanefendi


Facebookta Paylaş









Salata Deyip Geçmeyin
Tarih: 21-06-2015 09:47:00 Güncelleme: 21-06-2015 09:47:00


Türkler “Salatanın tuzunu cimri, zeytinyağını cömert biri koysun, karıştırma işini de bir deli yapsın” demişler.  Fransızlar  , “Zeytinyağını cömert, sirkesini cimri, tuzunu bilge biri koysun” demişler. İspanyollar ise işi biraz daha abartarak “Zeytinyağını cömert, sirkeyi cimri koysun, deli karıştırsın, tuzunu da bir devlet adamı koysun” demişler.

 

Yemek kültürünün her alanında olduğu gibi salata konusunda da hiç şüphesiz dünyanın en şanslı bölgesinde yaşadığımız tartışma götürmez. İnanılmaz kalitede ve bollukta salata hammaddesine sahibiz. Sonuçta çok zengin bir salata menüsü sofralarımızı süslemektedir.

 

Günümüzde sayısız istisnaları olmakla birlikte salata deyince aklımıza pişirilmeden yenen bitkilerle yapılan meze türleri gelir.

 

Temel istisnalardan biri ahtapot salatası, kalamar salatası, içinde salam çeşitleri bulunan İtalyan salatası, beyin salatası, çiroz (uskumru, kolyoz veya istavritten yapılır.) gibi salatalar et ürünleri kullanılarak yapılan örneklerdendir. Haşlanarak yapılan patates salatası, karnı bahar salatası haşlama salatalara örnektir.

 

Patlıcanın başrolde olduğu ve közde pişirilmiş domates, biber, soğan ve sarımsağın muhteşem birlikteliğinden doğan patlıcan salatası mangalda hazırlanıp sıcak servis yapılan salatalara iyi bir örnektir.

 

Salata gerçek bir iştah açıcıdır. Salatasız sofra Türk yemek geleneğinde yok gibidir. Salatasız bir balık sofrası düşünebilir miyiz?

 

Yeme içme alışkanlıklarımızda görsellik yemeğin tadının, lezzetinin ve besleyiciliğinin önüne geçmeye başladıktan sonra salatalarımız tadı için yenecek bir ürün olmaktan çıkıp, rengi için seyredilecek masa süsleri haline gelmeye başladı.

 

Oysa bizim salata geleneğimizde  (çoban salatası, bahçıvan salatası gibi ) bileşenlerinin tadını ortaya çıkararak – asgari malzemeyle yapılan bilinçli karışımlar çokçadır.

 

Batı ile salata konusunda oldukça belirgin farklarımız mevcut.Biz salatanın malzemelerini  hazırlar yağını , tuzunu ,sirkesini  ve limonunu sırası ile koyarak karıştırırız.. Batılılar ise salatayı çıplak kabul edip onu giydirmek için dressing hazırlarlar (sos kültürü) ve salata ile karıştırırlar. Şimdi artık yavaş yavaş bütün dünya şarküterilerden ‘French’ ve ‘İtalian’ dressing alıp salatanın içine boşaltıyorlar.

 

Fransız Devriminden sonra İngiltere’ye kaçan d’Albinac isimli bir aristokrat, İngiliz sosyetesine salata sosunun sanatını öğretmeyi kendine meslek edinmiş ve evden eve koşarak ziyafet salatalarının dressing’ini karıştırmış. Daha sonra zengin olarak evden eve arabayla gitmeye başlamış.

 

Batı ile diğer bir farkımız, biz salatayı yemekle birlikte, hem iştah açıcı hem de sorbet olarak (ağır yemeklerin damağımızda bıraktığı tadı yıkaması ve ağzımızın tazelenmesi için kullanılır) olarak yeriz. Fransa’da ana yemekten sonra, Anglo - Sakson ülkelerinde ise yemeğin başında yenir.

 

Diğer bir farklılığımız batılıların salatayı zenginleştirerek ana yemek haline getirmeleridir. Oysa batıda 15. yüzyılda ilk salatanın Milano’da yapıldığını ve küçük tabaklar (kâseler) içinde yemekle birlikte sunulduğunu bilmekteyiz.

 

Salata konusu açılmışken komşu Yunanistan’a her gidip gelenin hayranlıkla bahsettiği ‘Horiatiki’ salatasından söz etmemek büyük eksiklik olur. Kolayca hazırlayarak dostlarınızla zevkle yiyebilirsiniz.

 

İri kesilmiş en iyi domatesler, salatalıklar, soğan lezzetli sızma zeytinyağı üzerine nefis kare şeklinde kalınca feta peyniri, kalamata veya volos zeytini ve üzerine az kekik serperek hazırlayabilir ve soframızı zenginleştirebiliriz.

 

Ancak ben bu gün siz dostlarımla oldukça sık paylaştığımız ve çok beğenilen salatamızı paylaşmak istiyorum.

 

Kayısılı Parmesanlı Yeşil Salata

 

Malzemeler: Bebek ıspanak, marul roka, iç badem, kızartılmış küp ekmekler, güneşte kurutulmuş domates, kayısı pestili, parmesan (parmingiano) peyniri Sos: Sızma zeytinyağı, nar ekşisi, kaliteli balsamik sirke, tuz

 

Yapılışı: Marul, roka, ıspanaklar yıkayıp bıçak kullanmadan elle bölerek hazırlayın. Kuru domates ve kayısı pestilini şeritler halinde keserek salataya katın. Küp ekmekleri kızartın, Bademleri hafifçe kavurun ve salataya karıştırın. Sosunuzu küçük bir kapta iyice karıştırarak salataya ilave edin. Peyniri keskin bıçakla ince tabakalar halinde kesin ve salatanızı süsleyin. Ekmekler sosu emecektir. Nar ekşisi ve balsamik sirke, kavrulmuş badem ile ünlü İtalyan peynirinin muhteşem aromaları kayısı ve domates karışımı sofranın bütün rengini değiştirecektir.     Afiyet olsun...

 

KAYNAK: Tarih Boyunca Yemek Kültürü - Murat BELGE İletişim Yayınları

 




Bu yazı 53743 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI