''Ağırlığım, Uğurluğum, Sende Kalsın, Kırmızılığın Bana, Sarılığın Sana.''
Toprak ananın uzun kış uykusundan uyandığı, yeşilin her tonunun bin bir renkteki çiçekle buluştuğu gün olan Nevruz dünyanın birçok bölgesinde büyük coşku ile kutlanmaktadır. UNESCO tarafından 2009 yılında ''Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'' alınan nevruz ayrı zamanda Birleşmiş Milletler Uluslar Arası Nevruz Günü'' olarak ilan edilmiştir.
Gece ile gündüzün eşti olduğu 21 Mart İran takviminde, Celali takviminde yılın ilk günü Anadolu Halk takvimimizde baharın başlangıcı kabul edildi.
Nevruz ‘un Tarihte önce Büyük Pers İmparatorluğu'nda en büyük bayram olarak kutlanmaya başlandığı kabul edilmektedir.
Nevruz çiçeği-gülü olarak kardelengillerden Hatice gülü çiçeğinin açması gül, lale, sümbül gibi çiçek eğlenceleri ile kutlanır.
Tarihin ilk topluluklarında avcı kültüründen tarım kültürüne geçildiğinde, bolluk-bereket beklentileri yanında canlanan doğa, her zaman sevinçle karşılanmış ve her zaman bayramlarla kutlanmıştır.
Günümüzde Nevruz, bazı farklılıklar göstermekle birlikte Orta Asya Türk Topluluklarında, İran Anadolu ve Balkanlarda yaklaşık aynı tarihlerde her toplumda kendine özgü bir neden dayandırılarak kutlanan bir bayram niteliğindedir.
Bu bayram bazı toplumlarda dinsel anlamlar kazanmış, başka bazı toplumlarda mitolojik kaynaklara dayandırılarak kutlanmıştır.
Nevruzla özleştirilen bazı dinsel inanışlar şöyledir:
''Allah yeryüzünü 21 Martta yaratmıştır. Nevruz Hz. Âdem’in çamurdan yoğrulduğu, Âdem ile Havva'nın buluştukları, Nuh'un gemisinin karaya vardığı, Yusuf Peygamberin kuyudan kurtarıldığı, HZ. Musa'nın Kızıl Denizi yardığı, Hz. Muhammed'in peygamber olduğu gün olarak kabul edilmiştir. İslamiyet öncesinde su kültürünün Hızır'a toprak kültürünün İlyas'a yüklenmesi tesadüf değildir. Alev-i Bektaşi inancında Nevruz, Hz. Ali'nin doğum günü-halife olduğu, Haz. Ali ile Hz. Fatma'nın evlendirildikleri, Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'in doğduğu, ke bela olayının olduğu gün olarak kabul edilir.
Orta Asya mitolojisinde Su Anası Hızır, İlyas Köktürk mitolojisinde Tanrı Ata (Gök Tanrı) ve Tanrıça Umay'ın (Toprak Ana) evliliği ile özdeşleşir. Ergenekon Destanında demir dağın eritilmesi, yeni bir yaşamın başlaması ile, yine Demirci Kawa Efsanesi'nde Kralın Zulmünden Yılanın İnsanların 20-21 Mart gecesi başkaldırmaları baharın gelişi-dolayısıyla Nevruz ile özdeşleştirilir.
Nevruz ateşi kutlamaların başlatılmasında önemlidir. Nevruz ateşinden atlama günahlardan arınmadır. Doğanın muhteşem ateşle kutsanır. Ateş evreni canlandıran güneşin dünyadaki uzantısıdır. Ateş kültürü birçok uygarlıkta aydınlığı, arınmayı, bolluğu-bereketi simgeler. Yakılan büyük ateş toprağın ısınıp uyanmasını anlatır.
Nevruz' da bir diğer önemli bir motif sudur:
Eski Türklerde, pınarların, dere, ırmak ve denizlerin kendi iyi ruhlarının olduğuna dair inanç vardı. Suyun şifa verici, arındırıcı gücüne inanılır. Nevruz baba erkenden evdeki sular tazelenir, taze su içilir, ev hayvanlarına taze su verilir, eski eşyalar suya atılır, çeşitli su oyunları oynanır.
Yörükler Nevruz'u ''Nevruzunuz kutlu dölünüz hayırlı, bereketli olsun'' diyerek kutlarlar.
Anadolu Türkmenleri, Karadeniz, Trakya Balkanlar benzer şekillerde kutlarlar. Eski hasırlar yakılarak üzerinden atlanır. Tahtacı Türkmenlerinde mezarlık ziyaretleri önemlidir. Ölülerin yedirildiği-içirildiği gün olarak kabul edilir.
Kır gezileri, şölenler, seyirlik oyunlar, müzik gösterileri, yarışlar, Nevruz'un ortak etkinliklerindendir. Nevruz’da insanların inanışları, adetleri, beklentileri, umutları çok çeşitli ve çok insancadır. Şifa-sağlık, bolluk-bereket, mal-mülk, uğur-kısmet açılması, şans beklentisi, geleceği anlama ve yönlendirme beklentileri tüm insan topluluklarının ortak özlemleridir.
Nevruz'un bence en önemli özelliği yardımlaşma duygusunu bize tekrar hatırlatmasıdır.
Nevruz özünde doğanın uyanışının yanında yardımlaşma, sevgi, şefkat bayramıdır. Bu bayramda yoksullara, onları kırmamaya büyük özen göstererek sessizce yardım yapılır. Nevruz, fertleri ortak duygular, düşünceler etrafında bir araya getirir, toplumsal bağları güçlendirir.
Doğduğum Batı Trakya’nın İskeçe şehrinde çok küçük yaşlarından itibaren çoşkulu Nevruz kutlamalarını hiç unutmam ve yaşamımın nadide anıları olarak daima saygı ile saklarım.
Nevruz hepimize umut ve esenlik getirsin.
Aydınlık ve özgür bir ülkede kardeşçe – dostça bir yaşam sürmemize vesile olsun.
Kaynak: Türk Halk Kültüründe Nevruz Prof Dr. Erman ARTUN
Yeni Yıl ve Bayramlar Aktüel Arkeoloji A.Tuba ÖKSE