Yemek kültürünün aracılığı ile yakınımızdaki ve uzağımızdaki insanlarla iletişim kurma – yiyecek ve içeceklerimizi paylaşma arzu ve heyecanı 2003 yılında başladı.2003 yılının Eylül ayında Çanakkale ‘de yaşayan bir grup öncü insan gözleri ile görebildikleri ancak hiçbir şekilde iletişim kuramadıkları komşu ülke Yunanistan ‘ın Kuzey Ege Adası Limnos ile iletişim kurma kararlılığıyla bir araya geldiler. En gerçekçi iletişimin birçok kültür öğesini bir arada bulunduran ağız tadı kültürü aracılığı ile olabileceğine inandılar ve bu düşüncelerini komşu ülkenin ada halkıyla paylaştılar. Bu paylaşım adada büyük heyecan yarattı ve kabul gördü. Öncü Çanakkaleliler büyük bir özveri ile Limnos Adasına giderek geleneksel mutfağımızın eşsiz örneklerini ürettiler ve nitelikli Türk müziği eşliğinde tarihi Limnos Türk hamamında ada halkına ikram ettiler.
Maceramız böyle başladı. Öncelikle, okumaya doyamadığım Mimar Ayşe Buket Ergin ile İdil Dişçi’nin kaleme aldığı, her satırının altına bugün de imza atacağım öncü Çanakkalelilerin bildirgesini 2016’nın ilk günlerinde dostlarımla paylaşmaktan büyük mutluluk duyacağım.
“Bizler, öncü ruhlarını hiç yitirmeden, farklı yaşlara ulaşmış bir grup insanız. Yaşamaya değer bulduğumuz şehrimizin, sokaklarında yol aldıkça farklı kültürlerin, bizlere bıraktığı mirasların izlerini, topluyor ve destanlar saklamış, çok savaşlar görmüş topraklarımızda barışın çocukları olarak yaşıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, Dardanelles’in kıyılarında Achilleus’un ölümüne de ağlandı, hem evlatlarımız, hem Anzaklar bağrımıza basıldı.
Şimdi iletişim, ağız adı kültürü ve sanatın gücüne inanarak toplandık, yola çıkıyoruz.
Bu rüzgârlı şehirde; Dyonisos‘un şerefine kupalarda kaldırıldı, bağ bozumundan sonra düğünler yapıldı, mantıya mantikos denildi, karşı sahil ile karşılaşma da oynandı. Havra kapısında hamursuzda yenildi, kiliseden gelen çan sesleri de dinlendi, ezan ile namaza da koşuldu.
İnsanlar geldi, göçtü. Yamaçların yeşilleri, sofraları çeşni ile doldurdu. Zeytinin çekirdeği sabun oldu, ağarttı. Dillerin melodisi tezgâhlarda düğüm düğüm dokundu, halı oldu. Masallar seramikte ince ince işlendi. Her bir insan renk oldu, şehir ahenk buldu. Yakın kuşaklarımız göçlerin ve geri göçlerin sancılarını yaşamış olsa da bizler her bir taşın alrındaki harcı kültürümüze kattık. Şimdi paylaşmak ve paylaştıkça çoğalmak istiyoruz. Gelen ve giden kültür bağları arasında elçi olmayı hedefliyoruz. Gelin hep birlikte zeytin dalının gölgesinde bir sofra kuralım. Örtüsü unutulmaya yüz tutmuş öykülerimizi saklasın.
Human 17 uzun bir süre etkinliklerini bir gönüllüler hareketi olarak sürdürdü. Altı yıl kadar önce Çanakkale Human 17 Derneğine dönüştü ve çalışmaları büyük bir ivme kazandı. İtalyan dostlarımızla birlikteliğimizin 10. yılını kutlamanın keyfini yaşadık. Petersburglu Rus dostlarımızla karşılıklı ziyaretlerimizi ve yemek paylaşmalarımızı sorunsuz şekilde sürdürmekteyiz. Yunan dostlarımızla malum sebeplerle bir durgunluk dönemi geçirmekteyiz. Son olarak Avustralya ‘lı konuklarımızı mutfağımızın nadide örneklerini sunarak ağırladık.
Human 17 geçtiğimiz Pazar günü geleneksel yılsonu yemek buluşmasını gerçekleştirdi. Hanımlı ve beyli Human 17 üyelerinin ürettiği müthiş lezzetleri tattık. 2003’ ten beri yaşadıklarımız gözlerimizin önünden geçti. Emek veren tüm dostlarımıza sevgiler ve saygılar. Günleriniz barış içinde geçsin. Ağız tadınız bozulmasın.
Yazım Güzüm Kara Üzüm
Human 17’ ye ait mesaj ve inceliklerle
dolu bir sonbahar menüsünü sizlere hediye ediyorum.
İtalya’dan ve Fransa’dan ‘Üzüm Suyu’ çeşitleri eşliğinde
Taze Cevizli ve Kara Üzümlü Lor Topları
Bazlama Üstü Taze Soğanlı Acılı Somon Ezme
Avokadolu Pembe Mayonezli Karides Kokteyl
Patlıcanlı Kuru Domatesli Parmezanlı Gözleme
Beyrut Usulü Nar Taneli Tabbuli
Arpacık Soğanlı Güz Mantarları Çorbası
Ayvalı, Mürdüm Erikli Tart Taten