thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Dr. Mithat Atabay


Facebookta Paylaş









Atatürk Çanakkale'de Yabancıların Maden İmtiyazlarını Kaldırmıştı!
Tarih: 04-08-2019 09:35:00 Güncelleme: 04-08-2019 09:35:00


Osmanlı’dan Cumhuriyete Çanakkale’de Maden Arama Ve İşletme İzinleri

 

Çanakkale madenler açısından zengin bir bölgedir. İlkçağlardan günümüze pek çok maden ocağı bölgede işletilmiş ve bugün de işletilmeye devam edilmektedir.

 

Çanakkale çevresinde 18. Yüzyılın başlarında daha 1708’lerde Ezine bölgesinde kurşun madeni işletildiği bilinmektedir. 19.yüzyılda ise bölgede çıkarılan ve işletme ruhsatı verilen maden ocakları hızla arttırmıştır. Hiç şüphesiz bunda dünyadaki gelişmeler ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı devletlerle yaptığı anlaşmalar ile içinde bulunduğu ekonomik durum etkili olmuştur.

 

19.yüzyılda Çanakkale ve çevresinde ilk olarak altın, simli kurşun ve bakır madenlerinin çıkarılması için imtiyaz ruhsatı verilmişti. Astira altın madeninin imtiyaz ruhsatı bir İngiliz şirketine, Derindere’de bulunan simli kurşun ve bakır madenleri için de Amerika Birleşik Devletleri’nin Çanakkale’deki konsolos yardımcısı olan ünlü Calvert ailesinden Frank Calvert’e verilmişti. 19.yüzyılda Çanakkale’de yabancılara verilen ilk ruhsatlar bunlardı. Çanakkale’de bu madenler dışında Pınarbaşı, Kemallı, Dümrek ve Hisarcı’da dört krom madeni, Işıklar, Ormantepe, Çamlı, Köprübaşı ve Kazburnu’nda beş mangenez ocağı ile Kurmalar’daki kükürt madeni işletiliyordu. Ayrıca Biga ve Lâpseki çevresinde borasit, simli kurşun ve demir madenlerinin varlığı bilinmektedir.

 

Şemseddin Sami “Kamus’ül Alam” adlı eserinde Çanakkale’nin 25 kilometre güneydoğusunda bir altın madeni bulunduğunu ve imtiyazının bir İngiliz şirketine verildiğini belirtmektedir. Tüccarzade İbrahim Hilmi ise “Memalik-i Osmaniye Cep Atlası” adlı eserinde söz konusu altın madeninin Truvalılar döneminden beri bilindiğini ve on sekiz seneden beri de bir 180.000 İngiliz lirası sermayeli İngiliz Şirketi tarafından işletildiğini yazmakta ve ayrıca Lâpseki’de imtiyaz verilmiş simli kurşun ve bakır, Bayramiç ve Ezine kazalarında imtiyazı alınmamış dört krom, beş manganez ve bir kükürt madeninden söz etmektedir. İbrahim Hilmi; söz konusu eserinde Ayvacık kazasının çeşitli yerlerinde bulunan demir madeni ile altın madenleriyle meşhur olduğunu belirtmektedir. Ayrıca “Eski İstanbul” adı verilen Truva harabelerinin beş kilometre uzağında Çığrıdağı eteklerinde biri şifalı kaplıcaların bulunduğunu kaydetmektedir.

 

Çanakkale ve çevresinde bulunan maden yataklarının 19.yüzyılda özellikle yabancılara ve onların Osmanlı İmparatorluğu’ndaki temsilcilerine veya ortaklarına verilen imtiyazlarla çıkarılmaya başlandığı görülmektedir. Bu konuda ilk olarak 1871yılında İtalyan Anatas Rizo ve ortaklarına Çan yakınlarındaki simli kurşununun çıkarılması için ruhsat verilmişti. Bunu İngiliz Alfred Wilkinson ve ortaklarına 99 yıllığına 1872–1873 yıllarında Lâpseki’nin Kemerler Köyü’ndeki kükürt madeni imtiyazı takip etmişti. Çanakkale bölgesinde verilen üçüncü maden imtiyazı Lâpseki’nin Serçeler Köyü’ndeki simli kurşun ve simli altın madenleri ile ilgiliydi. Söz konusu madenlerin çıkarılması imtiyazı 99 yıllığına James Kalvert ve Frank Kalvert’e verilmişti. Kalvertler bu madeni bir süre işlettikten sonra Manchester’de oturan Charles John Galve, Henry Morris ve Kosef John Ermtich’e satmışlardı. Üç ortak madeni 1896 yılına kadar işlettikten sonra 7 Aralık 1896 tarihinde yine İngiliz olan Simpson Barlow,  madeni işletme imtiyazını almıştı. Barlow, 1916 yılına kadar söz konusu madeni işletmeye devam etmiş 4 Mart 1916 tarihinde imtiyaz, devlet tarafından iptal edilmiştir.  

 

Biga’nın Pazarköy nahiyesinde bulunan üç tane simli kurşun madeni işletme ruhsatı Hacı Kamil Efendi ve ortaklarına 7 Haziran 1891 tarihinde verilmişti. Daha sonra yapılan  ihalede ise işletme ruhsatını Yahvan oğlu Haçator ile Madam Yofe Milice almıştır. Bunlar bu madeni yirmi yıl süre ile işletmişler ve Birinci Dünya Savaşı sırasında maden devletleştirilmiştir.

İzmirli madenci Aristidi Lamperdili Okçular Köyü civarında maden aramak için 17 Ocak 1894 tarihinde ruhsat almış ve araştırmalarında bölgede demir madeni bularak işletme hakkını elde etmişti. Yine aynı kişi Elmacık Köyü sınırları içerisinde de demir ve bakır madeni aramak üzere ruhsat almış ve burada da söz konusu madenleri bulması üzerine kendisine işletme ruhsatı verilmiştir.

 

Karacaviran Köyü Ilıcadere mevkiinde beş bin dönümlük sahada krom, Çamyurt Köyü çevresinde demir, bakır, simli kurşun ve kalay madenlerini araştırmak üzere 2 Temmuz 1903 tarihinde Tümgeneral Hüseyin Hüsnü, Tevfik Fikri, Tahsin Rıza, Mehmet Fehmi, Abdurrahman ve Yahya Sezai Beylere ruhsat verilmiş ve bunlar 1920’lere kadar bölgedeki madenleri işletme ruhsatı elde etmişlerdi. Bunlardan Yahya Sezai Bey 1919 yılında yapılan seçimlerde Çanakkale’den Osmanlı Mebusan Meclisi’ne seçilmişti. İstanbul’da oturan ve Ezine’de de bir çiftliği bulunan Yahya Sezai Bey, ticaretle uğraşmıştı.

 

Yahya Sezai Bey, Biga’nın Hisarlı Köyü ve Lâpseki’nin Güreci Köyü’nde bulunan linyit madenlerinin işletme ruhsatlarını da 11 Mayıs 1905 tarihinde Hasan Hakkı ve Mehmet Nuri Beylerle birlikte almış bu ruhsatı 5 Mayıs 1918 tarihinde yenilemiş ve söz konusu madenlerin ruhsatları cumhuriyet döneminde bizzat Mustafa Kemal’in başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararı ile 26 Ocak 1927 tarihinde feshedilmiştir.

 

Çanakkale merkeze bağlı Yeniköy ile Ortaca Köyü’nde yapılan aramalar sonucunda simli altın bulan Helen Batos, 23 Nisan 1904 tarihinde madeni işletme ruhsatı almıştı. Madeni sekiz yıl işleten Helen Batos, 23 Nisan 1912 tarihinde ruhsatı Amede Batos’a devretmişti. Ancak kısa süre sonra sözkonusu maden Fransız tebasından Helen Tubini ile Yasent Tubini’ye devredilmiştir. Yeniköy ve Ortaca köyleri civarındaki simli altın çıkarma ruhsatı 6 Kasım 1942 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile iptal edilmiştir.

 

Ahmet Kemal Bey ve Abdurrahim Bey 30 Temmuz 1907 tarihinde Ayvacık yakınlarındaki Kışladağ’daki bakır ve simli kurşun madeninin işletme ruhsatı almış ve bu ruhsat 1913 yılında 99 yıllığına uzatılmıştı. Ahmet Kemal Bey’in 1922 yılında vefatı üzerine ortağı tek başına madeni işletme ruhsatı elde etmeye çalışmışsa da bunda muvaffak olmamıştı.

 

Zeytin tüccarı Abdullah Efendizade Mehmet Atıf Bey’e, 23 Mart 1908 tarihinde Papaslık ve Kışladağı bölgesinde bulunan bakır, gümüş, altın, simli kurşun, manganez, demir ve çinko madenlerini arama ruhsatı verilmişti.

 

Hatipzade Mehmet Ali Bey ile Şakir Bey ise 23 Nisan 1908 tarihinde Çanakalanı Köyü civarında bulunan amyant madenlerini yirmi yıl süreyle işletme ruhsatı almıştı.

 

Cemal Paşazade Tabip Ön Yüzbaşı İslam Bey ile Hamparsum Efendi’ye 27 Mart 1909 tarihinde Muratlar ve Kayacık köyleri sınırları içerisinde bulunan bakır ve simli kurşun madeni arama ruhsatı verilmiş ancak ruhsat harçları konusundaki problem üzerine tüccar Kevork Harputlayan ruhsat harçlarını ödeyerek madenin ortakları arasına girmişti. 1924 yılında Cemal Paşazade İslam Bey vefat etmiş ve varisleri gerekli koşulları yerine getirerek madenin işletilmesine devam edilmiştir.

Arisitidi Lamperdili Efendi 22 Haziran 1909 tarihinde Kusköy’de (Çınarlı) bulunan manyezit madenini işletme ruhsatı almış ve bir süre işlettikten sonra 1915 yılında terk etmiştir. Sözkonusu madenin işletme ruhsatı 6 Nisan 1929 tarihinde Kocaeli milletvekili Reşit Saffet Bey’e verilmiştir.

 

26 Temmuz 1909 tarihinde Çan’ın Pazar Köyü’nde bulunan bakır madeninin işletme ruhsatı Darüşşafaka Kimya Öğretmeni Halit Fehmi Bey’e 99 yıllığına verilmiş, daha sonra Halit Fehmi Bey, aynı köyde bulunan simli kurşun ve manganez madenlerinin ruhsatını da elde etmiştir.

 

Saraycık Köyü’nde bulunan bakır ve simli kurşun madenlerini arama ruhsatı Tabip Ön Yüzbaşı İslam Bey ile Hamparsum Efendi’ye 15 Ocak 1910’da verilmişti.

 

28 Haziran 1910 tarihinde Edgar Mclay ve ortağına Lâpseki’nin Balcılar Köyü Koru mevkiinde bulunan demir ve bakır madenlerini işletme imtiyazı verilmişti.

 

Ömer Lütfi ve Mehmet Nuri Efendilre 16 Mart 1912 tarihinde Ayıtdere mevkiinde bulunan manganez madenini işletme ruhsatı verilmişti. Çeşitli tartışmalara sebep olan bu işletme ruhsatı 1mMart 1917 tarihinde 99 yıllığına Ömer Lütfü Efendi elde etmiştir. Ancak bu ruhsat Cumhuriyet döneminde 24 Ağustos 1926 tarihinde hükümet tarafından feshedilmiştir.

 

16 Nisan 1912 tarihinde Fransız tebaasında Amede Batos ve Gustav Batos’a Ortaca Köyü’nde simli altın arama ve işletme ruhsatı verilmiş ancak sözkonusu kişiler devlete ödemeleri gereken vergileri tam ve zamanında ödemedikleri için madenin işletilmesi konusunda sorunlarla karşılaşılmıştır.

 

Lâpseki’nin Güreci, Çamyurt ve Subaşı Köyleri’nde bulunan bakır, manganez ve demir madenlerinin işletme ruhsatları 28 Haziran 1917 tarihinde Hüseyin Hüsnü Paşa, Tevfik Bey, Hafız Fikri Bey ve  Abdurrahman Bey’e verilmiş ve bu madenin ruhsatı  1931 yılında iptal edilmiştir.

 

Birinci Dünya Savaşı sonlarına doğru Çanakkale bölgesindeki verilen maden işletme ruhsatlarının neredeyse tamamını Tümgenerel Hüseyin Hüsnü, Tevfik Bey, Hafız Fikri Bey ve  Abdurrahman Bey almışlardı. Cumhuriyet döneminde ise sözkonusu ruhsatların tamamı iptal edilmiştir. 

 

Türkiye’de krom, manganez, kömür, demir, simli kurşun, altın ve borasit madenciliği yüzyıldan fazla süredir aralıksız devam etmektedir. Bu kadar eski madencilik gelenek ve bilgisine sahip bir ülkede madenciliğin hala ilkel yöntemlerle yapılmış olmasının pek çok sebepleri olsa da herhalde asıl sebebi devletin izlediği politikalarda aramak gerekmektedir. Osmanlı İmparatorluğu sadece toplara gülle yapmak için bir kaç demir madenini ve Saraya sofra takımı ile sim elbiseler yaptırmak için birkaç gümüş madenini işletme yollarını aramış ve paşalara yetki ve imtiyazlar tanınmıştı. Bunun dışında pek çok yabancı şirkete ve kişilere değerli Çanakkale’de görüldüğü üzere sahile yakın madenlerin imtiyazını vermiş ve bunlar da kolaylıkla bu imtiyazları alarak madenleri işletmişlerdir.

 

Türkiye’de madencilik alanında köklü politikalar, Cumhuriyetin ilanından sonra hayata geçirilmişti. Maden Tetkik Arama Enstitüsü ve Etibank’ın kurulmasıyla birlikte belli başlı krom, bakır, kurşun, demir gibi madenlerin bulunduğu sahalara el atılmış ve devlet eliyle çıkarılmaya başlanmıştı. Ayrıca yabancılara verilmiş olan maden imtiyazları da birer birer geri alınarak bu işletmeler de devlet eliyle işletilmeye başlanmıştır. Ancak 1980’lerde başlayan özelleştirmeler ile devlet elindeki işletmeler birer birer elden çıkarılmış sözkonusu uzman kuruluşlar da gerekli işlevlerini yerine getiremez duruma düşmüşlerdir.



Bu yazı 87243 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI