SEN, NE KOMÜNİSTSİN SEN…
Eski Türk Ceza Kanunu’nda, ANAP Hükümetinin 1991’de kaldırdığı 141 ve 142. maddeler vardı. Türk Ceza Kanunu’na 1936 yılında girmiş ve birkaç kez değiştirilmişti. Bu maddelere göre komünizm propagandası yapmak suçtu. Şimdi ise Komünist partisi bile var... “Ben komünistim” demek de suç değil, komünizm propagandası yapmak da…
Hatta memlekette bir belediye Türkiye Komünist Partili bir başkan tarafından yönetiliyor.
Türkiye siyasi tarihinde Türkiye Komünist Partisi'nden seçilen ilk belediye başkanı olan Tunceli Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun ne kadar başarılı bir başkan olduğunu öğrenemedim. Ovacık kaymakamlığının web sitesinin yönlendirdiği adresi etkin değil. Facebook’taki Dersim Ovacık Belediyesine ait birkaç sayfa eski başkanın icraatlarını yansıtıyor.
Yerel Net’ten öğrendiğime göre Ovacık’ta kayıtlı 2401 seçmenin 656’sının oyuyla kazanılmış belediye…
TKP’nin web sitesinde ise bu zaferle ilgili 31 Nisan’da yapılan seçim açıklamasının içinde kısa birkaç cümle var: “Karanlığın ortasında, TKP çatısı altında gerçekleşen devrimci ittifak, Dersim Ovacık'ta belediye başkanlığı seçimini kazanmış bulunmaktadır. Bu başarı nedeniyle Ovacık halkını ve Demokratik Haklar Federasyonu'nu yoldaşça kutluyoruz.”
Başkan Fatih Mehmet Maçoğlu’nun gazetelere yansıyan icraatları ise, toplu ulaşımı ücretsiz yapmak, su fiyatını düşürmek ve makam aracı kullanmamakla sınırlı.
Aslında tüm bunlar, bazı korkuların ne kadar yersiz olduğunun göstergesi…
***
Benim çocukluğumda, saçın uzunsa ve eğer bir de sakal bıraktıysan tam komünist sayılırdın. Olumsuz her hareket komünistliktir, şeklinde bir algı vardı.
İnternet sözlüklerinden birinde; “düzen içerisinde bulunan her bireyin eşit şartlarda, eşit gelirle, eşit bir yaşam koşulunda yaşaması gerektiğini düşünen sol görüşlü kişi” olarak tanımlanmış.
20. yüzyılda komünist ülkeler vardı.
Benim gördüğüm Arnavutluk’ta da, 90 yıllarından önce komünist rejim vardı.
70’li yıllarda da ülkemizdeki meydanlarda komünistler şöyle slogan atardı:
“Herkese iş, köylüye toprak, halka hürriyet!”
Enver Hoca’nın Arnavutluk’unda da öyle yapmışlar.
Herkese iş... Bütün halk fabrikalarda, yollarda, madenlerde çalışıyor.
Her şey nasıl olsa devletin. Bu nedenle köylüye toprak da vermişler.
Herkes eşit, komünist parti üyeleri daha “eşit”…
Herkese aynı elbise giydirilmiş.
Devlet işlerine çok kafa yormasınlar diye bedava şarap da dağıtılırmış.
Hapishaneler bomboş. Çünkü ceza yöntemi farklı… Cezanı maden ocaklarında evinden, köyünden uzak çalışarak çekiyorsun.
Herkes mutlu, bütün halk Enver Hoca’ya tapıyor.
Tabii ki, Enver Hoca ölene kadar…
Hoca ölünce, dış dünyaya açılıyorlar. Binemedikleri arabaları, giyemedikleri elbiseleri, yiyemedikleri meyveleri görüyorlar.
Bir gün Tiran’da, sabahın köründe bir kuyruk gördüm. Ne kuyruğu olduğunu sordum. Muz kuyruğuymuş!
Muz gelmiş, millet sıraya girmiş!
***
Yine 1970’lerde çok sükseli orak-çekiç simgesi vardı.
SSCB, yani Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin kızıl bayrağındaki sarı orak çekiç...
Bir bakıma komünistlerin simgesi...
Komünizmin kurumsal kurucusu Karl Marks, 1818’de Almanya’da doğmuş, 1883’te Londra da ölmüş bir filozof.
Ölümünden sonra özellikle SSCB fikirlerinden çok etkilenmiş.
SSCB sonra parçalandı. Rusya’da komünizm çöktü.
Amerikan karşıtı Rusya’ya, Amerikalılar markalarıyla çıkarma yaptılar. McDonald’s da bunlardan biriydi ve Ruslar, ilk açılan McDonald’s’ın önünde kilometrelerce kuyruk oluşturdular.
Rusya’da değişimden sonra, hayat standartları açısından halk komünist kaldı ama eski komünist parti üyeleri zengin kapitalistler haline geldi.
Gezdiğim birçok eski komünist ülkede, komünist parti üyelerinin, komünizm zamanında oturduğu lüks semtler ve villalar gördüm.
***
Türkiye’deki sempatizanları ise komünizmi her zaman sosyal adaletsizliklere bir panzehir olarak gördü. Daha fazlası düşünülmedi hatta merak edilmedi bile.
Bir Orhan Veli şiiriyle bitirelim:
Kuyruklu Şiir
Uyuşamayız seninle yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi.
Senin yiyeceğin kalaylı kapta;
Benimki aslanağzında.
Sen aşk rüyaları görürsün, ben kemik
Ama seninki de kolay değil, kardeşim.
Kolay değil hani;
Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü…
Cevap -Ciğercinin kedisinden sokak kedisine-
Açlıktan bahsediyorsun;
Demek ki sen komünistsin.
Demek bütün binaları yakan sensin.
İstanbul'dakileri sen
Ankara'dakileri sen...
Sen ne domuzsun, sen!