thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:



Sorun Doğu’da, Çözümü Batı’da..

Tarih: 14-03-2016 06:34:04 Güncelleme: 14-03-2016 09:08:04 + -


7 Haziran seçimlerinin ardından artan çatışmalı süreç, aylar süren sokağa çıkma yasakları, onlarca sivil, asker ve polis ölümü, patlayan bombalar CHP’yi de harekete geçirdi. Yapılan barış çağrıları, tekrar başlaması istenen diyalog süreci, CHP’yi ‘çözümü’ tartışmaya ve adımlar almaya yöneltti. CHP’nin PM üyesi Gürsel Erol, Çanakkale’ye gelerek örgütle buluştu. Basın açıklaması yapan Erol, Doğu’daki insanlar müthiş bir çaresizlikle karşı karşıyalar. Halk, iki ateş arasında kalmış” dedi.


Sorun Doğu’da, Çözümü Batı’da..

CHP’nin Parti Meclisi (PM) üyesi ve Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, CHP Çanakkale İl örgütünü ziyaret etti. Ziyarete CHP İl Başkanı Nejat Önder, Merkez İlçe Başkanı Celal Karakaş, İl Kadın Kolları Başkanı Nurcan Bingöl ve Kepez Belediye Başkanı Dr. Ömer Faruk Mutan ile partililer katıldı. CHP’nin 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan savaş ve çatışma ortamı, patlayan bombalar ile ülkenin neredeyse tamamında etkili olan tedirgin edici durumu parti örgütlerine tartıştırmak, yaşanan sorunun anlaşılması ve çözüm önerileri konusunda fikir alışverişinde bulunmak üzere kente gelen CHP’li Erol, açıklamada bulundu. Erol, “32 yıllık süre içerisinde yaklaşık olarak bizim 10 bin kamu görevlisi şehidimiz var. Bölge insanı ile birlikte, sivil halk ile birlikte can kaybımız 40 bindir. 3 bin 428 köy boşaltılmış, 4 milyon insan zorunlu göçe tutulmuş ve bu işin devlete ekonomik boyutu, bunu Başbakan Yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuş resmi bir kararla açıkladı. Devlete ekonomik olarak maliyeti bir buçuk trilyon dolar. Yani bir buçuk trilyon dolar deyince bunun parasal büyüklüğü çok tahmin edemeyebilirsiniz. Ama bir buçuk trilyon dolar demek, bin tane Boğaz Köprüsü’nün maliyeti demek, 833 tane Marmaray maliyeti demek, 375 tane Atatürk Barajı maliyeti demek ve şuanda bizim dış borcumuz 700 milyar dolar civarında, devletin iç ve dış borcu. İç ve dış borcumuzun iki katı kadar para demek. Müthiş bir kaynak israfı ve Türkiye’nin ekonomik olarak da belki de bugün yaşadığımız sıkıntıların temelinde terör ile mücadele kapsamında harcanan bu paranın ülke bütçesinde çıkmasıyla ilgilidir” dedi.

 

“BİR SİYASİ PARTİ İLE ÇÖZÜM ÜRETİLEMEZ”

 

“Bu 32 yıllık süre içerisinde 6 cumhurbaşkanımız değişmiş, 10 başbakanımız değişmiş, 11 genelkurmay değişmiş, 23 içişleri bakanımız değişmiş ve 20 hükümet değişmiş” diyen Erol, “Yani Türk siyasi tarihinde faaliyet gösteren siyasi partilerin hemen hemen hepsi ya tek başına iktidar olmuş ya da koalisyon ortağı olmuşlar. Her parti ve koalisyon ortakları, kendi siyasal bakış açıları ile ve parti programlarıyla işin, sorunun çözümü için program üretmişler. Ama ne yazık ki hala biz başladığımız noktadayız. Bu meseleye benim bakış açım ve parlamentoda İçişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşmesinde ben parti olarak sözcü olarak ben konuştum. Bu meseleye bir partinin ya da hükümetin sorunu olarak bakmak ve bir partiden ya da bir hükümetten çözüm bulmak, geçmişten gelen o 32 yıllık süreci değerlendirdiğiniz zaman mümkün olmadığını ve bir partinin bu meseleyi çözemeyeceğini, bunu yalnızca bir siyasi mesele olarak görülemeyeceğini konusunda ben parlamentoda düşüncelerimi ifade ettim. Büyük devletler, kendi yurttaşlarının ve ülkelerinin menfaatlerini korumak için ulusal politikaları vardır. Mesele Amerika Birleşik Devletleri’nin başkanı kim olursa olsun dış politikası asla değişmez, her zaman ülke menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapar. Hollanda’da tarım politikası değişmez, üretime dayalı bir politikası vardır ve tarım politikası asla değişmez. Japonya’nın eğitim politikası asla değişmez, başbakan kim olursa olsun, Almanya’da hükümet kim olursa olsun endüstri politikası asla değişmez. İngiltere’de başbakan kim olursa olsun asla hukuka olan bağlılık ve yurttaşların temel haklarını koruma temel politikası asla değişmez” ifadelerini kullandı. Erol, “Türkiye’de güvenlik sorunu, bunun adını ne koyarsanız koyun hiç önemli değil. Güvenlik sorunu diyebilirsiniz, terör meselesi diyebilirsiniz, Doğu-Güneydoğu meselesi diyebilir-siniz, Kürt sorunu diyebilirsiniz. Adı hiç önemli değil. Ama bu siyasi bir sorun değildir. Bu artık Türkiye’de bundan sonra bu süreç ile ilgili bu soruna bir ulusal mesele olarak bakmak lazım ve Türkiye’nin güvenliği ile ilgili ulusal politikalar üretmek lazım. Bunun çözüm yeri parlamentodur” dedi.

 

“OPERASYONLAR 7 AYDIR DEVAM EDİYOR”

 

“Çözüm Süreci içerisinde kamu görevlileri ve terör örgütünün yetkili organları, yetkili kişileri sürekli görüşmeler yaptılar ve nihayet bir tarafın uzlaşmak istemediği bir konu ile ilgili sorun yaratıldı” diyen Erol, “Hangi gerekçelerle Çözüm Sürecinin sonlandırıldığını da bilmiyoruz. Bu süreçten sonra ülkemiz yine kan gölüne çevrildi. Diyarbakır’da hendekler kazılırken, Sur’da hendekler kazılmaya başlandığı günden itibaren, 72 gün boyunca kazılar devam etmiş ve kazılar kazma kürekle kazılan hendekler değil, inanılmaz derecede derin ve geniş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve emniyetin paletli tankları onların üzerinden geçemiyor o kadar geniş ve derin kazılmış. Bunlar iş makineleriyle kazılmış, 72 gün sürmüş bunların kazısı ve bomba düzenekleri kurulmuş, mühimmat yığınağını yapmış, terörist yığınağını yapmış. Bununla ilgili muhtarlar yazılı olarak 400 ihbarda bulunmuşlar. 72 gün boyunca devlet hiçbir şekilde buraya müdahale etmemiş, tam tersine terör örgütünün o bölgeye yerleşmesi ile ilgili olayı görmemezlikten gelmiş. 72 gün sonra, 7 Haziran seçimlerinden sonra, çıkan siyasi sonuçlardan kaynaklı operasyonlar başlıyor ve bu operasyonlar şuana kadar yaklaşık 7 ay gibi bir süredir devam ediyor” şeklinde konuştu.

 

“YURTTAŞLARIN DEVLETE GÜVENİ KALMIYOR”

 

Erol, “Sorunun Doğu’da, çözümün Batı’da olduğunu düşünerek, ben bir Doğu milletvekili olarak, o bölgede yaşanan sorunları objektif değerlendirmek, Batı örgütlerimizi dinlemek için aranızdayım. Batı milletvekillerinin de buradaki şehit ailelerine ve yurttaşların bakış açısını ve şehit analarının yüreğine düşen ateşi Doğu’daki insanlara anlatması ile ilgili bir çalışma içerisindeyiz. Doğu’daki insanlar müthiş bir çaresizlikle karşı karşıyalar. Halk, iki ateş arasında kalmış. Ben bölgenin milletvekili olarak bunu her yerde açıkça ifade ediyorum. Eğer devlet terör ile mücadele kapsamında bir köyü boşaltması gerekirse boşaltma yetkisine sahiptir. Ama devlet hiçbir zaman sosyal bir hukuk devlet olduğunu unutmamalı. Terör nedeni ile bir köyü boşaltabilir ama kendi yurttaşlarını, kaderlerine terk edemez. Yurttaşı kendi kaderine terk edince ne oluyor, bakın 4 milyon insan köylerini boşaltmış, bu insanlar nereye geldiler? İşte buralara geldiler. Doğu’da gelen yurttaşlar, doğal olarak diyor ‘devlet evimi başıma yıktı. Köyümü boşaltı, ben iyi kötü başımın çaresine bakıyordum, şimdi gelecek ile ilgili kaygılarım başladı.’ Ve devlete karşı güveni kalmıyor”  dedi.

 




Bu haber 3224 defa okunmuştur.

Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

DİĞER AYNALI PAZAR Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI