Türkiye 14 Mayısta seçime gidiyor. Seçim takviminin işlemeye başladığı Çanakkale'de gözler iktidar partisi; AK Partide. Seçim öncesi yapılan anketlerde durum hiç de iç açıcı değil. Açıklanan anketlere göre; 2018'de Çanakkale'de %37,4 ile 2 milletvekili çıkararak 1. parti olan Ak Partinin önümüzdeki seçimde milletvekili sayısının 1 düşeceği öngörülüyor. Ak Parti ise eski gücünü toparlayarak yeni bir ivme kazanma peşinde bunun için aday listeleri çok önemli. Özellik partinin geçmişinde çok önemli görevler alıp şu anda küskün duran isimlerin küskünlüklerinin giderilmesi şart olarak gösteriliyor. Partide heyecan yaratacak isimlerin göreve getirilmesi öneriliyor. Hatta partide seçim için çalışma yapacak kurullarda görev alması için partililere yapılan görev davetlerine ilgi olmaması dikkat çekiyor.

2015'te Çanakkale'den aday gösterilerek tek söz sahibi olan Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın partiyi yönetimlerde görev alan kadrolar ile yönetmek yerine Danışmanı Yavuzhan Ahıskalı ile yönetmesi küskünlüklerin en önemli gerekçesi olarak gösteriliyor. Parti yönetimlerinin üzerinde bürokrasinin tek emir aldığı Danışman siyaseti partide olaşan paralel yapılaşmada yönetim kurullarının ve bu kurullarda göre alanların etkisiz kılması, partiye ilgiliyi de azalttığı ileri sürülüyor. Danışman siyasetinin faturasının 14 Mayısta partinin önüne konmasından korkuluyor.

Bu konuda 2015'ten buyana yapılan tüm eleştirilere kulak tıkayan Bülent Turan’ın Sokak ile ilişkileri de sorgulanıyor. Bülent Turan'ın memleketi Lâpseki’nin dışında tüm ilçelerde ve özellikle merkez ilçede toplum ile ilişkilerinin zayıflığı dikkat çekiyor. Partinin yükünü ise 5 yıldır 2. sıra milletvekili Jülide İskenderoğlu çekiyor. Partide sokak ile ilişkisi en iyi olan Jülide İskenderoğlu'nun çabaları da oy oranlarındaki düşüşe engel olamadığı gözleniyor.

Hatta sivil toplum kuruluşlarının da zaman zaman sosyal medyadan eleştirdiği danışman siyaseti halkın oyları ile seçilen milletvekillerinin halk ile danışmanını muhatap etmesi, direk ilişkiler kurmaması sürekli eleştiri konusu oluyordu. Bu eleştiriler parti içinde da zaman zaman gündeme geliyordu. Hatta İl kongresinde il başkanı olarak Danışman'ın aday gösterilmesinin partide çift başlılığı önleyeceği insanları iki kutup arasında gidip gelmektense danışmanın il başkanı yapılarak bu sorunun ortadan kaldırılabileceği ironilerinin de yapılmasına neden oluyordu.

Şu anda Ak Partide oy düşüşünün gözle görülüyor hale gelmesi nedeni ile sorgulanmaya başlayan yanlışların gelecek dönemde tekrarlanmaması için sesli bir şekilde gündeme gelmesi gerektiği ifade ediliyor.

Partide eski gücün yeniden kazanılması için Merkez ve oy potansiyellerinin en güçlü olduğu Biga-Çan dengesinin korunması gerektiği ifade ediliyor. 2015 seçimlerinde yapıldığı gibi dengesiz bir sıralamanın seçimlerde büyük bir hezimete yol açacağı bu anlamda listelerdeki isimlerin çok önemli olduğu ifade ediliyor.