Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması sonucunda özellikle Avrupa’da enerji bağımlılığını azaltmak için Yenilenebilir Enerji Kaynakları büyük önem kazandı. Rüzgar Enerjisi açısından Çanakkale son 10 yılda önemli yatırım bölgelerinden biri haline geldi. Çanakkale’de şuanda elektrik üretimi yıllık 27.412 gigavat’a ulaştı. Bu miktar Çanakkale’de kullanılan yıllık elektrik tüketiminin 6.91 katı olarak ölçüldü. Buna rağmen bölgede halen enerji yatırımları devam ediyor. Özellikle RES santrali sayısı; yapım aşamasında 7, üretim lisansı alan 6, ön lisans alan 12 projesi olmak üzere toplamda 25 proje daha sırada bekliyor.
Sıra Denizüstü Res’lere Geldi..!
Ancak şimdi gözler özellikle Denizüstü RES’lere çevrildi. Dünya Bankası’na göre Türkiye’nin DÜRES potansiyeli 54 Gigavat. Dünya Bankası tarafından hazırlanan “Türkiye için Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisi Gelişimi Yol Haritası” raporu, çevrim içi bir toplantıda kamuoyuyla paylaşıldı. Rapora göre, Türkiye’de deniz üstü rüzgar enerjisi için potansiyel alanlar belirlendi. Karadeniz’de yüzer kurulumlar için 13,9 gigavat, sabit temelli kurulumlar için ise 1,3 gigavatlık potansiyel tespit edildi. Marmara Denizi’nde ise yüzer kurulumlar için 19,2 gigavat, sabit temelli kurulumlar için ise 2,8 gigavatlık bir potansiyel bulunuyor.
ÇANAKKALE’DE DENİZLERE RÜZGAR ENERJİ SANTRALLERİ KURULACAK!
Çanakkale’de 7,5 gigavat yüzer ve 1,6 gigavat sabit temelli kurulumların mümkün olduğu hesaplanırken, Ayvalık’ta da 2,8 gigavat yüzer ve 1 gigavat sabit temelli kurulumların gerçekleştirilebileceği öngörülüyor.
Bu değerlendirmeler sonucunda Türkiye’nin dört bölgesinde toplamda 47 gigavat yüzer ve 7 gigavat sabit temelli olmak üzere toplamda 54 gigavatlık deniz üstü rüzgar santralinin kurulabileceği belirtiliyor.
Rapora göre, Türkiye’nin mevcut karasal rüzgar enerjisi tedarik zinciri üzerinden faydalanabileceği ve özellikle yüzer deniz üstü rüzgar enerjisi sistemlerinde daha fazla potansiyel bulunduğu öngörülüyor. Ayrıca, Türkiye’nin iç Pazar ve Akdeniz-Karadeniz bölgeleri için denizaşırı bir tedarik zinciri geliştirebileceği ifade ediliyor.
GÜNEY MARMARA’DA İKİ BÖLGE DÜRES’E UYGUN
DÜRES yatırımlarında, uygun alan seçimi en kritik aşamalardan biri olarak görülüyor. Rüzgar türbinlerinin en yüksek verimde ve en uygun koşullarda çalışabilmesi için, denizel mekanda tüm kriterlerin göz önüne alınması gerekmektedir. Bu ön fizibilite çalışmasında, çalışma alanları içerisinde, DÜRES yatırımlarına en uygun bölgelerin tespiti için mevcut ve muhtemel kriterler saptandı. Saptanan bu kriterlerin analizleri için, en güncel açık veri kaynakları kullanılmış, ek olarak gerekli verilerin temini adına ilgili kamu kurumları ile görüşmeler gerçekleştirildi.
ÇANAKKALE’DE ÜÇ KIYI İÇİN KARAR ÇIKMIŞTI!
7 Ağustos 2023 tarihinde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Çanakkale’de iki ilçe ile bir belde de deniz alanlarını YEKA(Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı ilan etmişti. Balıkesir’in Bandırma ilçesi ile Çanakkale’nin Bozcaada, Gelibolu ve Karabiga'daki 4 deniz üstü RES alanının Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları Yönetmeliği kapsamında aday YEKA olarak belirlendiği açıklanmıştı.
DERİNLİK, DALGA YÜKSEKLİĞİ, RÜZGÂR HIZI GÖZ ÖNÜNE ALINDI!
GMKA tarafından ilk sayısı yayınlanan Vizyon isimli dergide konuyla ilgili olarak yapılan çalışmalar detaylı olarak paylaşıldı. DÜRES’ler için belirlenen bölgeler özelinde uygun alan tespiti çalışması kapsamında, literatürde ve uygulamada kullanılan teknik ve çevresel kriterler özenle analiz edildiği belirtiliyor. Teknik kriterler analizinde, rüzgar hızı ve deniz derinliği-dalga yüksekliği kullanılmış olup, çevresel kriter olarak kuş göç yolları, turistik noktalar, aktif fay hatları, havalimanlarına yakınlık, yeraltı kabloları, gemi rotaları, gemi batıkları ve askeri noktalar kullanılmıştır. Belirtilen kriterlerin negatif etki alanları göz önüne alınarak, literatürde bulunan sınır değerleri kullanılarak uygun olmayan bölgeler, çalışma alanlarından çıkartıldığı açıklandı. Temin edilen verilerin işlenmesi ve uygun alanların belirlenmesi işlemleri Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) programı kullanılarak gerçekleştirildiği vurgulandı.
UYGUN DERİNLİK BİR BAŞKA KRİTER
DÜRES’ler için önemli teknik kriter ve kısıtlamalardan biri de uygun deniz derinliklerinin saptanmasıdır. DÜRES uygulamaları deniz derinliğine göre sabit ve yüzer sistemler olarak ikiye ayrılmaktadır. Bundan dolayı, deniz derinliği analizinin uygulama türünün gerektirdiği derinlik seviyesine göre yapılması doğru olacaktır. Bu kritik seviye genel olarak 60 metre olarak kabul edilmektedir. Ek olarak, 200 metreden daha derin sular günümüz koşullarında DÜRES yatırımları için uygun görülmemektedir. Çalışma bölgelerindeki deniz derinlik haritaları yerel ölçümler olmamasından kaynaklı, açık erişimli “Bathymetry” veri kaynağı kullanılarak analiz edilmiştir (EMODNET Bathymetry)Analiz kapsamında, 200 metreden daha derin sular hedef bölgelerden çıkarılıp, kritik 60 metre derinliğe göre derinlik haritası oluşturulmuştur. Deniz derinlik haritasına göre Bozcaada’nın büyük kısmı yüzer sistemler için uygunken, Bandırma bölgesinin büyük çoğunluğunun (kuzey şeridi hariç) sabit rüzgar türbinleri için uygun olduğu görülmektedir.
ÇEVRESEL KRİTERLERİN ANALİZİ
GMKA tarafından yayınlanan Vizyon isimli dergide DÜRES’ler için yapılan çalışmalar ile ilgili olarak şu bilgiler yer aldı; “Çevresel etki analizleri gerçekleştirilirken çalışma bölgelerinde turizm bölgelerinin yoğun kullanımı önemli bir kısıt olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan mevcut ve potansiyel turizm bölgelerinin verileri talep edilmiştir. TR22 bölgesi için paylaşılan “Turizm merkezleri koruma ve gelişim bölgeleri” verilerinde Gökçeada özelinde herhangi bir turizm merkezi koruma ve gelişim bölgesi bulunmamaktadır. Turizm koruma ve gelişim bölgelerinin yoğun olarak Bölge 2 sınırlarında yoğunlaştığı görülmektedir. Özellikle Marmara Denizi’nde bulunan adalar ve Erdek Bölgesi DÜRES yatırımları için önemli kısıtlar barındırmaktadır. Belirlenen turizm koruma ve gelişim bölgeleri için gerekli etki alanı belirlenerek analizler gerçekleştirilmiştir. Bu verilere ek olarak, açık veri kaynağı olarak kullanılan CLC (2018) veri kaynağından temin edilen veriler ışığında turistik plajlar kısıt olarak çalışma kapsamına dahil edilmiştir. Kullanılan bu veri kaynağı Avrupa Çevre Ajansı tarafından koordine edilen, Avrupa’daki arazi örtüsü mevcut durumu ve değişiklikleri hakkında tutarlı bilgiler sağlayan önemli bir veri kaynağıdır.”