Çanakkaleli Mimar İsmail Erten'in dikkati ile kamuoyunda gündem olan ve yetkililerin hızla itiraz ettiği Balıkesır-Çanakkale illeri Bütünleşik Kıyı İmar Planı'na tepkiler devam ediyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Arzu Başaran Uysal,1/50 000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planını Aynalı Pazar için değerlendirdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünce yapılan “1/50000 Ölçekli Balıkesir-Çanakkale İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planı”, 10.11.2020 tarihinde askıya çıkarak onay sürecine girdi. Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odasının askı aşamasında plana itiraz ettiği ve daha sonraki süreçtede plana karşı dava açtığı bilinmektedir. Dava sürecidevam ediyor.
Plan kararlarının bir değerlendirmesini yapmadan önce “Bütünleşik Kıyı Alanları Planı” ne demek, yasal bağlamıyla biraz açıklamak faydalı olabilir. Kıyılar tüm dünyada çok fazla faaliyeti bünyelerinde barındıran ekolojik açıdan özellikli alanlardır. Türkiye nüfusunun da önemli bir oranı ve ekonomisi kıyı bandında, kıyı yerleşimlerinde yer almaktadır. Deniz ile kara ekosisteminin birleştiği bu özellikli alanların ve denizlerin korunabilmesi büyük ölçüde kıyılarda yapılan faaliyetlerle ilişkilidir. Bu nedenle kıyı alanlarının, kıyıların ekosistemleri-taşıma kapasiteleri dikkate alınarak özel olarak planlaması gerektiği şehir ve bölge planlama ilkeleri açısından savunulur. Hatta yalnızca planlama değil, bir kıyı yönetimi de gerekliliktir. Taraf olduğumuz çevreyi koruma, deniz kirliliklerini önleme ile ilgili birçok uluslararası anlaşmada da kıyı alanlarının özel olarak planlanması gerektiği vurgulanmaktadır.
Bununla birlikte Türkiye’nin imar mevzuatında “Bütünleşik Kıyı Alanları Planı” planlama kademelenmesi içerisinde yer almaz. 14.06.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nde “Bütünleşik Kıyı Alanları Planı” üst ölçekli bir plan olarak tanımlanmıştır ancak planlama kademelenmesi içerisinde sıralanmamıştır. Planı uygulayacak olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın web sitesinde Bütünleşik Kıyı Alanları Planı “Kıyı alanlarındaki alt ölçekli plan kararlarını etkileyen ve mekânsal planlar kademelenmesinde yer almayan stratejik yaklaşımlı bir plandır” şeklinde tanımlanmıştır. Planlama kademelenmesinde yer almamasına rağmen alt ölçekli plan kararlarını nasıl etkileyeceği, hem imar hukuku hem de planlama ilkeleri açısından oldukça tartışmalıdır.
Şöyleki, Balıkesir ve Çanakkale illerinin tümünü kapsayan birüst ölçekli plan hali hazırda bulunmaktadır. “Balıkesir Çanakkale 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı (ÇDP)” yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayıyla 2015 yılında yürürlüğe girmiştir. Planlama kademelenmesinde yer almadığı için “1/50 000 Ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı”nın bu plana uygunluğu sorgulanamamaktadır. Nitekim 1/50 000 ölçekli planın getirdiği kararlar 1/100 000 ölçekli plan ile uyumlu değildir. Oysa ölçek ve kapsam açısından değerlendirildiğinde 1/50 000 ölçekli plan kararlarının 1/100 000 ölçekli plan kararlarına uygun olması gerekirdi. Türkiye genelinde Bütünleşik Kıyı Alanı Planlarının nasıl uygulanacağı önemli bir sorun ve tartışma konusu olmayı sürdürmektedir.
1/50 000 ÖLÇEKLİ PLAN HANGİ KARARLARI İÇERİYOR?
Balıkesir Çanakkale İlleri 1/50 000 Ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı[i], Balıkesir ve Çanakkale illerinin kıyı kesimini kapsamaktadır ve tüm kıyı 7 planlama alt bölgesine ayrılmıştır; (1) Bandırma, (2) Karabiga, (3) Çanakkale Merkez, (4) Bozcaada, (5) Edremit Körfezi, (6) Ayvalık, (7) Gelibolu Tarihi Yarımada. Şekil 1’de Planlama alanı ve alt bölgeler, Tablo 1’de ise planlama alt bölgeleriiçin verilen yatırım kararları görülmektedir.
Şekil 1. Planlama alt-bölgeleri
Tablo 1. Balıkesir Çanakkale İlleri 1/50 000 Ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı (Plan Açıklama Raporu, s. 185)
Planlama alt bölgesi |
Planlanan yatırımlar/Lokasyon |
1. Bölge: Bandırma Bölgesi |
|
2. Bölge: Karabiga Bölgesi |
|
3. Bölge: Çanakkale Merkez Bölgesi |
|
4. Bölge Bozcaada Bölgesi |
|
5. Edremit - Körfez Bölgesi |
|
6. Bölge: Ayvalık Bölgesi |
|
7. Bölge: Gelibolu Tarihi Yarımada Bölgesi |
|
PLAN KARARLARININ DAYANAĞI OLAN BİLİMSEL ARAŞTIRMALARIN YETERSİZLİĞİ
Plan kararları verilmeden önce çeşitli displinlerden uzmanların bazı analizler yaptıkları ve raporladıkları görülmektedir. Bu uzman raporları da planla birlikte yayınlanmıştır. Uzman raporlarında yapılan analizler ve değerlendirmeler plan kararlarının dayanağını oluşturmaktadır. Hazırlanan raporların başlıkları şunlardır; (1) deniz ekosistemi, (2) su ürünleri balıkçılık kıyı yapıları, (3) kıyı yapıları, (4) kıyı mevzuatı ve planlaması, (5) sahil şeridi batimetrik ve oşinografik ölçümler, (6) turizm ve balıkçılık kıyı yapıları ve su ürünleri, (7) deniz ulaşımı, taşımacılığı ve lojistik.
Uzman raporlarında yapılan değerlendirmelere göre Bandırma-Erdek bölgesinin taşıma kapasitesini aştığı, kentsel yerleşimlerin yoğun olduğu Çanakkale, Edremit, Ayvalık, Biga kıyılarının Bandırma kadar olmasa da kirlenmeye başladığı, Bozcada, Gökçeada, Gelibolu Tarihi Yarımada, Babakale-Çanakkale arası kıyılarının hala korunabilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bölgenin turizm potansiyeli hala korunabilmiş kıyılarının olmasından kaynaklanmaktadır.
Kirlilik riski haritası (Plan Açıklama Raporu)
Turizm sektörü, kuruvaziyer ve yat limanları
Çanakkale kıyıları, Bozcaada ve devamında Balıkesir sınırları içerisinde yer alan Edremit Körfezi ve Ayvalık için son derece önemli olan turizm sektörünü ele alan bütünlüklü bir araştırma yapılmadığını anlıyoruz. İlgili uzman raporunda turizm, balıkçılık kıyı yapıları ve su ürünleri konuları birlikte ele alınmıştır. Üstelik bu konuları analiz eden araştırmacının, uzmanlık alanı inşaat mühendisliğidir. Oysa her üç konu da ayrı ayrı ve uzmanlarınca analiz edilmeyi hak edecek kadar önemlidir. Hem Çanakkale açısından hem de planlama konusu itibariyle. Bu nedenle, verilen yat limanı, kruvaziyer limanı kararlarının turizm sektörü ile ilgili yeterli bir analiz ve değerlendirmeye dayanmadığı çok açıktır.
Öte yandan yetersiz olmalarına rağmen uzman raporlarında yapılan tespitlere da aykırı kararlar verilmiş olduğu görünmektedir. Örneğin bu raporlarda, Çanakkale, Kepez Limanı’nın kapasitesinin çok altında kullanıldığı tespiti yapılmış ve neden kuruvaziyer gemilerin bu bölgeye gelmediği bir soru olarak ortaya konmuştur. Buna rağmen bu limana çok yakın bir konumda olan Bozcada’ya ikinci bir kuruvaziyer liman hiçbir nesnel gerekçeye, öngörüye dayanmadan planlanmıştır.Küçük bir ada olan ve yaz sezonunda zaten %100 doluluk oranını aşan Bozcada’da taşıma kapasitesinin üstünde ziyaretçi sorunu yaşanırken, 1 kuruvaziyer liman ve 1 yat limanı kararı koruma-kullanma dengesinin hiç dikkate alınmadığını göstermektedir. Bozcada’daki günlük ziyaretçi kapasitesini kuruvaziyer turizmi ile artırmaya çalışmak yalnızca çevresel açıdan değil yerel ekonomi açısından da sorunlu bir karardır.
Benzer şekilde balıkçı barınakları ve yat limanı kararlarının da hangi verilerden yola çıkılarak verildiği belirsizdir. İlgili uzman raporunda balıkçı barınaklarının mevcut doluluk oranlarını gösteren tablolarda birçok barınağın kapasitelerinin çok altında çalıştığı görülmektedir ve iyi bir yönetimle balıkçı barınağı sorununun çözülebileceği ifade edilmektedir. Buna karşın Plan Açıklama Raporunda tüm barınakların kapasitelerini aştığı sonucuna varılmıştır. Hiç kullanılmayan ya da çok düşük kapasitede kullanılan barınaklarla ilgili herhangi bir karar üretilmemişken, yeni balıkçı barınakları önerilmiştir. Ayrıca “balıkçı barınaklarını rahatlatmak üzere 300-400 yat kapasiteli yeni yat limanları” planlanmıştır. Mevcutta Çanakkale merkez ve Ayvalık olmak üzere 2 yat limanı bulunmaktadır. Planda Ayvalık-Altınovaya 2 adet olmak üzere toplam 6 yeni yat limanı (Avşa, Bozcaada, Çanakkale merkez, Burhaniye, Altınova) daha önerilmiştir. Gerçekten bu kadar yat limanına ihtiyaç var mıdır? Bununla ilgili hiçbir veri sunulmamaktadır.
Plan Açıklama Raporunda yereldeki aktörlerle görüşüldüğü ifade edilmekle birlikte raporda yereldeki kurumlardan, kullanıcılardan ya da halktan gelen taleplere ya da görüşlere hiç birşekilde yer verilmemiştir. Yalnızca doğal kaynakların kullanımını ve çevreyi etkilemesi açısından değil yerel ekonomiyi de etkileyebilecek bu kararlar hakkında yerel yönetimlerin görüşleri, turizm başta olmak üzere sektörel aktörlerin görüşleri, beklentileri tartışılmamıştır. Sembolik düzeyde bir katılıma bile olanak tanınmamıştır.
Plan kararları iki açıdan önemli sorunlar taşımaktadır. İlki mevcut sosyoekonomik yapının iyi analiz edilmemesi ve ihtiyaçların gerçekçi olarak tanımlanmaması nedeniyle gereksiz yatırımlar yapılarak kamu kaynaklarının boşa harcanmasına yol açacak olmasıdır. İkincisi ise alınan kararların bölgedeki koruma-kullanma dengesinin dikkate almayarak çevresel sürdürülebilirliği tehdit etmesidir. Turizm gelirlerini artırmak amacıyla yapılan kıyı yatırımları bölgedeki ekolojik sistemin bozulmasına neden olarak turizmi olumsuz etkileyecektir. Balıkesir Çanakkale İlleri 1/50 000 Ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’nın yazının başında belirttiğim kıyı alanlarının planlanması ve yönetimini gerektiren ekolojik hassasiyetleri ve çok sektörlü yapıyı dikkate almadan hazırlanmış olduğu açıktır.