ÖZEL RÖPORTAJ: AYHAN ÖNCÜ / ÇANAKKALE
E-Mail: info@canakkaletravel.com
* Çanakkale’de motosiklete merakı olanlarla bir araya gelerek grup oluşturmuşsunuz. Bize bu grup hakkında bilgi verir misiniz?
- Troas Motosiklet Grubumuzu yaklaşık 1 ay önce kurduk. Biz zaten daha önce de motosiklet kullanan yakın bir arkadaş çevresiyiz. Uzun bir süreden bu yana da bu grubu oluşturup kendi aramızda çeşitli etkinlikler yapmayı planlıyorduk. Sonunda 30-35 arkadaş bir araya gelerek grubumuzu kurduk. Bu grubun ilerleyen aylarda çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyoruz.
* Motosiklet sevdalıları olarak Çanakkale’deki grupta şuan kaç kişi yer alıyor? Gruptaki üye sayınızı artırmayı düşünüyor musunuz??
- Şuan grubumuzda yer alan üye sayımız 30-35’i buldu. Biz bu grubu motosiklet kullanan herkes gelsin buraya katılsın diye kurmadık. Bu grubu kurarken fikirleri, sürüş şekilleri, kültür seviyeleri, anlayışları ve bakış açıları birbirine benzeyen motosiklet kullananları bir araya getirmek istedik. Bu kapsamda bizler üye sayımızı arttırmaktan çok, bize ayak uydurabilecek kişileri gurubumuza katmaktan yanayız. Yani her motosiklet kullananı grubumuza almaktan yana değiliz. Guruba katılmak isteyenlerin kalkılmasına da grupta yer alan üyelerimizin tamamının onayının alınması gerekiyor. Üyelerimizin bir tanesi “hayır” derse o kişi grubumuza alınmıyor. Amacımız kesinlikle üye sayımızı 35’ten 135’e 145’e çıkarmak değil. Grubumuzdaki üyelerimizin sayısının nitelikli olarak artmasını istiyoruz. Yani Az olsun, öz olsun diyoruz.
“BU SEKTÖRDE MOTOSİKLET ÇEŞİTLERİ O KADAR FAZLA Kİ SAYMAKLA BİTMEZ”
* Yeni kurduğunuz bu grup ile birçok etkinlik de düzenliyorsunuz. Özellikle hafta sonları bir araya gelerek yüzlerce kilometre katederek geziler yapıyorsunuz. Bize bunlardan da bahseder misiniz?
- Bizler bir motosiklet grubu olmanın dışında aynı zamanda bir aile ve sivil toplum örgütü olmanın gereklerini de yerine getirmeye çalışıyoruz. Grupta yer alan arkadaşlarımızın da zaten bu ortak hedefi. Standart olarak her Çarşamba akşamı saat 20:00’de belirli bir mekanda toplantılarımız oluyor. Yaptığımız o toplantılarda o haftaya dair planlar ve programlarımızı kararlaştırıyoruz. Buna göre de hafta içinde gerek yapacağımız geziler, gerekse sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerine katılıyoruz. Yapacağımız motosikletli gezilerimizi ise genellikle hava muhalefetinin olmadığı günlerde gerçekleştirmeye gayret ediyoruz. Bu gezilerimizi de arkadaşlarımızın bir araya gelebileceği Pazar gününe denk getiriyoruz. Grup olarak yaptığımız gezilerimize ailelerimizde gerek motosikletlerle, gerekse araçları ile katılıyorlar.
* Motosiklet çeşitleri ve özellikleri hakkında bize bilgi verir misiniz?
- Bu sektörde motosiklet çeşitleri o kadar fazla ki saymakla bitmez. Piyasada Scooter Motosikletlerden tutunda 100-125-600 ve 1000 CC’liğe kadar motosikletler satılıyor. Grubumuzun içinde ise bu motosikletlerden bizimle beraber uzun yola gidebilecek kapasitede motosikleti olan arkadaşlarımız yer alıyor. 100 CC’den 600 CC’ye kadar motosikleti olan arkadaşlarımız grubumuzda yer alıyor. Çünkü uzun yola gidebilecek motosikletlerin bu kapasitede olması çok önemli.
* Motosikletlerin fiyatları tahmini ne kadar?
- Günümüzde motosiklet fiyatları 3 bin 500- 4 bin TL’den başlayıp ve 80 bin TL’ye kadar yükseliyor. Bugün Türkiye pazarında çok farklı tipte, modelde ve fiyatta motosiklet çeşitleri mevcut. Mesela biz her yıl İstanbul’da düzenlenen bu sektör ile ilgili fuarlara da katılıyoruz. Orada gördüğümüz manzara bizlere gerçekten çok etkiliyor. Çünkü günümüzde motosiklet kullanıcıları çok şanslı. İstenilen marka ve özellikle motosikletleri orada görüp satın alabiliyorlar. Genel olarak bakacak olursak Türkiye ve dünya genelinde 250’CC’lik bir motosiklet bizce daha kullanışlı. Başlangıç düzeyinde bu meraka sahip olanların başlayacağı motosiklet çeşitleri ise 100 ile 200 CC arasındaki motosikletler olmalı.
* Motosiklet ile yolculuklarda zaman zaman kazalarda yaşanıyor. Son yıllarda meydana gelen kazalarda çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Bu uğraşının tehlikeleri sizi korkutmuyor mu?
- Bilinçli ve limitler dahilinde kurallara uyularak, aşırı sürat ve kural ihlali yapılmadan motosiklet kullanılması halinde bizce motosikletin hiçbir tehlikesi yok. Trafikte olan kazaları bizde takip ediyoruz. Bugün Türkiye’de karayolları içinde trafikte kazaların en büyük sebepleri kural ihlalleri, hız limitlerini uymama ve alkollü olarak araç kullanmak olarak açıklanmış durumda. Bunları göz önünde bulunduracak olursak motosiklet kazaları da yine aynı sebeplerden dolayı meydana geliyor. Yeni bugün kurallara uyarak motosiklet kullanılması halinde motosikletin hiçbir tehlikesi yok diyebiliriz. Motosiklet kazalarının zaman zaman ön plana çıkmasının en önemli sebebi de araç kazalarını çok yoğun olduğu ülkemizde çok az görülen motosiklet kazalarının dikkat çekmesinden kaynaklanıyor diyebilirim.
“MOTOSİKLET SÜRÜCÜSÜ ARAÇLARLA ARASINDAKİ TAKİP MESAFESİNİ ÇOK İYİ AYARLAMALI”
* Bu uğraşının en büyük tehlikeleri neler?
- Bizim en büyük sıkıntımız ve derdimiz trafikte fark edilmemek. Bu konuyu bizler ve Türkiye’deki çok sayıdaki motosiklet grup üyeleri farklı platformlarda sürekli anlatıyor. Size şöyle bir örnek vermek istiyoruz. Bizler zaman zaman yurt dışında da motosiklet kullanıyoruz. Türkiye ile yurt dışındaki motosiklet kullanımını karşılaştırmak istersek inanın yurt dışında motosiklet kullanmanın keyfi bir başka oluyor. Bunun esas sebebi de yurt dışında motosikletlilere karayolunda hak ettiği saygının ve önemin verilmesi. Türkiye’de ise her nedense her büyük araç küçük aracı hiç önemsemiyor. Bakınız bir otomobil sürücüsü kamyon ve TIR şoförlerinden şikayetçi; motosiklet sürücüleri de doğal olarak otomobil ve diğer büyük araçlardan şikayetçiyiz. Bunun sebebi de Türkiye’de kuralların uygulanmamasından kaynaklanıyor. Ortalama 200-250 kilogram ağırlığındaki motosikletlerimiz üzerlerinde sürücü ile birlikte bir yolcunun da bulunması ile ortalama ağırlık 300-350 kilograma ulaşıyor. Gerek şehir içinde, gerekse şehirlerarası yollarda Türkiye’de motosikletlilere maalesef gerekli saygı gösterilmiyor. Biz sadece şunu istiyoruz. Sürücüler sadece kurallara uysunlar. Bu bizim için yeterli.
* Motosikletle güvenlik bir yolculuk yapabilmek için nelere dikkat etmek gerekiyor?
- Bizler bu konuda motosiklet kazaları da takip ediyoruz. Bizce olmazsa olmazların başında diğer araçlarda olduğu gibi alkollü olarak motosiklet üzerine çıkmamak ilk sırada geliyor. Bunun dışında hız limitlerine uymak, kask takmak, sürücü ve arkasında yer alan artçının üzerindeki mont, pantolon ve çizme dahil olmak üzere giysilerinin motosiklet kullanımına uygun olması gerekir. Bazen etrafta çeşitli motosiklet kullanıcıları görüyoruz. Parmak arası terlik ve bir tişörtle motosiklet sürüyorlar. Bu güvenli bir sürüş değil. Bunun asla ve asla yapılmaması gerekir. Bunun dışında motosiklet sürücüsü yol ve hava şartlarına mutlaka uymalı. Ayrıca yolda takip mesafesi de çok önemli . Motosiklet sürücüsü araçlarla arasındaki takip mesafesini çok iyi ayarlamalı. Aksi halde kazaların önüne geçmek çok zor olabiliyor.
* Motosiklet kullanırken birde arkanızda oturan ikinci bir kişi oluyor. Yani artçı kişiler. Bunlarında motosiklet ile ilgili bütün bilgileri bilmesi gerekiyor mu?
- Tabiiki artçı olarak bilinen motosiklet kullanırken arkamızda oturan kişilerinde yine tam donanımlı şekilde giysilerini giymeleri ve bu motosiklet ile ilgili kuralları çok iyi bilmeleri gerekiyor. Mesela biz yolda sağ tarafa dönüyorsak arkamızda oturan kişinin de bizim ile birlikte aynı yöne doğru eğilmesi gerekiyor. Motor üzerinde bu artçı kişinin farklı bir hareket yapması kazaların yaşanmasına sebep olabilir.
* Zaman zaman otobüsle şehirlerarası yolculuk yaparken motosikletlerin otobüslerin yanından hızla geçip gittiklerini görünüyoruz. Adeta ölüme meydan okuyorlar. Bunu görenler doğal olarak motosikletlilere tepki gösteriyorlar. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Burada sadece motosikletliler göze çarpıyor. Bence bunu motosiklet, küçük araç, büyük araç gibi nitelendirmekten ziyade kural ihlali yapan aracı nitelendirmek gerekir. Motosikletçi burada göze çarpıyor ama aynı hatayı spor otomobil veya 4x4 araç kullanan birisi de yapıyor. Aslında biz orada yandan hızla geçen motosikleti fark ediyoruz. Burada dikkat çeken sadece biz oluyoruz. Algılar o yönde oluyor. Hatalar motosiklet içinde, diğer araçlar içinde hatadır. Bunları kabul etmemiz mümkün değil. Bizler her zaman trafik kurallarına uyulmasından yana olduğumuzu defalarca söyledik, bunda da ısrarcıyız. Birde şunu söylemek istiyoruz. Şehirlerarası yollarda motosikletlerin zaman zaman otobüsleri sollama gibi durumlarında arkadaşlarımız türbülansa girmemek içinde bunu yapabiliyorlar. Bu olaya birde fiziksel olarak bakmak lazım. Motosikletler arabalara göre rüzgardan daha çok etkileniyorlar. 100 kilometre hızla giden bir otobüs veya kamyon ciddi manada bir rüzgar sirkülasyonu sağlıyor. Motosikletliler olarak da bizim de o rüzgar sirkülasyonuna yakalanmamak ve tehlikeye düşmemek için hızla sollama yaparak onun önüne geçmemiz gerekiyor. Araçların yanında hızla geçen bu motosikletler ileride mutlaka yavaşlıyor. Buna inanın. Birde konuya bu yönden bakmamız gerekir diyorum.
“MOTO KURYELERİ YARIŞ ATI GİBİ KULLANANLAR HAKKINDA YASAL İŞLEM YAPILMALI”
* Günümüzde moto kuryeler var. Büyük bir tehlike ile iç içeler. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
- Burada en büyük hatayı onları yarış atı gibi kullanan işletmeciler yapıyor. Burada da özellikle bazı Pizza ve hamburger firmaları motosiklet sürücülerini adeta yarış atı gibi kullanıyorlar. Süre sınırlaması koyarak pizzaları 30 dakika gibi kısa sürede adrese teslim etmeyi garanti ediyorlar. Eğer bu süre içinde ürün o kişinin eline ulaşmazsa ücretsiz olarak bu ürünü müşteriye teslim ediyorlar. Bence bu konuda bu satışı yaptıran işletmeler hakkında cezai işlem yapılmalı. Hatta savcılıklar da bu konuda gerekli işlemleri yapmalılar. İş Güvenliği Yasası var. Acaba bu işletmeler bu İş Güvenliği Yasasına uyuyorlar mı? Zaman sınırı koyan o işletmelerde moto kuryelerin hayatları tehlikede olmuyor mu? Ayrıca burada tüketicilerinde sağduyulu olmaları gerekiyor. Bir tüketicinin telefon açıpta bir Pizza şirketinden “Ben 30 dakika içinde değil de, 45 dakikada Pizzamı istiyorum” demesi lazım. O pizzanın 10-15 dakika geç ev ve işyerine gelmesi motosiklet kullanan o kişinin de hayatını kurtarabilir. Çanakkale’de bu konuda moto kurye bir arkadaş geçen yıl kaza yaparak hayatını kaybetmişti.
* Motosiklet mi, bisiklet mi desem. Hangisini tercih edersiniz. Neden?
- Bizce her ikisi de önemli ulaşım araçları. Bizim motosiklet ile ciddi manada bir gönül bağımız var. Fakat Türkiye genelinde gerek bisiklet, gerekse motosiklet kullanımının ciddi manada artmasından yanayız. Örneğin Çanakkale gibi küçük bir şehirde yaşıyoruz ve çok ciddi manada araç ve otopark sorunumuz var. Bizler yürüyüş kültüründen, motosiklet ve bisiklet kullanımından uzaklaşıyoruz. Bugün Çanakkale gibi küçük bir ilde mevcut araçların yarısı bisiklet, yarısı da motosiklet olsa inanın ne otopark nede trafik sorunu kalır. Buna ciddi anlamda ihtiyacımız var.
* Motosiklet kullanımın çevre açısından da bir yararı var mı?
- Motosikletin çevreye büyük bir katkısının olduğunu söyleyebilirim. Ben İstanbul’a gittiğimde ilk gözüme çarpan her araçta bir veya iki kişinin seyahat ettiğini görüyorum. İstanbul trafiğinde yüzlerce, binlerce aracın etrafa yaydığı karbon monoksit gazını düşünecek olursak çevreye ne kadar zarar verdiği bir gerçek. Motosiklet kullanımının çevreye ve yaşanılan ortama katkısından tutun, sarf ettiği benzine, trafikte kolay ulaşım sağlaması gibi konularda katkılarının olduğunu söylemem mümkün. Ayrıca motosikletlerin salgıladığı karbon monoksit oranları diğer araçlara göre çok çok düşük. Araç ve motosikletlerin CC’si ne kadar düşükse çevreye yaydığı karbon monoksit gazı da o kadar düşük oluyor. Motosikletlerde de bu oranlar düşük. Bu sebeple diğer araçlara göre motosikletlerin çevre dostu olduğunu söyleyebilirim.
* Türkiye’de ve diğer ülkelerde motosiklet meraklılara olan bakış açısı nasıl? Ayrıca Motosikletler bisiklet gibi değil. Vergileri de fazladır sanırım?
- Türkiye’de bir motosiklet almak istediğinizde yüksek oranda vergilerle karşılaşıyorsunuz. 250 CC ve üzeri bir motosiklet almak istediğinizde 350 TL’lik bir Özel Tüketim vergisi ile karşılaşabiliyorsunuz. Düşünsenize 2010 model araçtan alınan vergide aynı. Motosikletin etrafa yaydığı karbon monoksit 2010 model araca göre çok düşük olmasına rağmen vergiler aynı. Bu nasıl iş anlamış değiliz. Yurt dışındaki durum ise Türkiye’dekinin dışında çok farklı. Özelikle Avrupa Birliği ülkelerinde motosikletlilere vergiler konusunda kolaylık sağlanıyor. Motosikletlilere uygulanan vergiler orada çok düşük. Yurt dışından 25 bin Euro’ya alabileceğiniz bir motosikleti Türkiye’de 45 bin Euro’ya zor alıyorsunuz. Örneğin BMW marka bir motosikleti Türkiye’de 80 bin liraya alabilirken, yurt dışında bu motosikleti 35-40 bin liraya alabiliyorsunuz. Türkiye’de motosikletlere Özel Tüketim Vergisi gibi bir verginin konulmasını haksızlık olarak görüyoruz. Bizce bu bir hükümet politikası olarak belirlenip özellikle motosikletim trafikte kullanımını da dikkat alarak 150-250 CC sınıfında olan motosikletlerde Özel Tüketim Vergisi alınmayabilir. Bu teşvik ve trafikte kullanımının yaygınlaşmasını sağlayabilir. Çevre ve yakıt tüketiminin az olması sebebiyle ekonomi açısından da bu çok önemli. Bunun dışında diğer CC’si yüksek motosikletlerde yine Özel Tüketim Vergisi alınabilir. Bunların miktarı ise düşük tutulabilir.
“FİZİKSEL YAPILARI MÜSAİT OLMAYANLAR HİÇ MOTOSİKLET İLE İLGİLENMESİNLER”
* Yıllardır motosiklet merakınız var. Bize bu süre içinde başınızdan geçen birkaç anınızı anlatır mısınız?
- Ben İsmail Ay olarak Türkiye genelinde uzun gezileri çok seviyorum. Senede 8-10 bin kilometre de yol yapıyorum. 2014 yılı Haziran ayında da Doğu Anadolu ve Karadeniz gezisi yaptım. Karadeniz gezim sırasında da ilginç bir olayla karşılaştım. Rize’de benzin almak için bir benzin istasyonuna gittim. Tabii benim motosikletim çok dikkat çeken bir motosiklet olduğu için her gittiğim yerde motosikletin yanına gelip soru soran ve fotoğraf çektiren çok oluyor. Rize’de de işte benzin istasyonunda bir amca yanıma geldi. Bana şivesi ile “Uşağum bu motor kaç basii” dedi. Benim motosikletimin monitörü dijital olduğu için “Abi. Hız verdiğimde bu motosiklet 300-400’e kadar çıkabiliyor” dedim. “Anladım uşağımda. Bu kaç basi. Ben sana onu soruyorum” dedi gene. Çalıştırdım motoru ve hız verdim motorun ibresi dijital olduğundan 300’e kadar çıktı. “Ya uşağum” dedi gene. “Ben aptalmıyım? En fazla bununla kaç yaptın onu söyleyeceksin da” dedi tekrar. “Amca öyle desene ya” dedim. “Ben bununla trafikte en fazla 160 yaptım. Çok fazla hızlı gitmiyorum” dedim. “Ha bu kadar da. Ne uğraştırıyorsun beni” deyip elini arkaya bağlayıp çekti gitti.
* Motosiklete merakı olanlara neler tavsiye edersiniz?
- Motosikleti eğer merak olarak düşünüyorlarsa önce fiziksel yapılarının motosiklet kullanmaya uygun olup olmadığına baksınlar. Eğer fiziksel yapıları buna müsait değilse hiç motosiklet ile ilgilenmesinler. Ayrıca yaş ve sağlık durumu da çok önemli. Çeşitli sağlık problemi olanların motosiklet kullanmaları sadece kendi hayatlarını değil, başkalarının da hayatlarını tehlikeye düşürebiliyor. Bunun dışında motosiklet alacaklara tavsiyem kesinlikle ve kesinlikle ehliyetli ve ehliyet kursunda aktif olarak motosiklet kullanmayı öğrenerek bu uğraşıya başlasınlar. Birde alacakları motosikletleri mutlaka küçük CC olarak alsınlar. Çünkü motosiklete yeni başlayan kişiler yüksek CC’li bir motosiklet alırlarsa trafikte ona hakim olmak çok zor olabiliyor. Çok hızlı hareket ettiğinden dolayı sürücü bu motosiklete hakim olamayabildiğinden kazalar yaşanabiliyor.