Çanakkale Anadolu Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hülya Özcan, düzenli göz muayenesinin önemine dikkat çekti ve birçok hastalığın gözlerden teşhis edilebildiğini söyledi. Gözler, vücut sağlığımızın aynasıdır. Pek çok hastalık, gözlerden teşhis edilebilir ve bu sayede erken tedaviye başlanabilir. O nedenle; hiç şikâyetiniz olmasa bile düzenli göz muayenesi olmak, hastalıkların erken teşhisini ve tedavide başarı şansını yükseltir.
NE ZAMAN GÖZ DOKTORUNA GİDELİM?
Çocukların zihinsel ve sosyal gelişimini engelleyen göz hastalıkları zamanında yapılacak basit bir muayene ile engellenebilir. Çocuklarda öğrenme aşamasında görme çok önemlidir. Çünkü bazı önemli göz sorunları hiçbir belirti vermeden başlar. Bu nedenle doğumdan itibaren 0-3 ay, 3,5 yaş ve okul öncesi olmak üzere en az 3 kere, hiçbir şikayetleri olmasa dahi bir göz doktoruna gösterilmelidir. 0-3 ayda yapılan muayenede katarakt, glokom ve bazı retina hastalıklarının erken teşhisinde önemlidir.
* Gözlerde çapaklanma ve akıntı, kızarıklık.
* Göz kapaklarının birinin ya da her ikisinin düşük olması.
* Bir gözde ya da her iki gözde gözbebeğinin beyaz olması.
* Çocuk ağlamadığı zaman dahi gözlerden yaş gelmesi.
* Gözlerin çevresinde ya da göz kapaklarında şişlik ya da kitle olması.
* 3 aylık ve daha büyük çocuğun annesine bakmaması, onu gözleriyle takip etmemesi.
* Her iki göz arasında büyüklük, şekil ya da renk olarak belirgin fark olması.
* 3-6 aylarından itibaren gözlerde içe veya dışa kayma. Bu kayma devamlı olabileceği gibi, çocuk yorgunken, dalmışken ya da uykusu geldiği anlarda da ortaya çıkabilir.
* Çocuğun, bir yere bakarken kafasını normalin dışında bir şekilde çevirmesi ya da eğmesi.
* Güneşli havalarda dışarıda iken, bir gözünü kapatması.
* Gözlerin titrer tarzda sağa sola ya da dairesel şekilde hızlı hareket etmesi.
* Çocuğun bir şeye bakmak için bir gözünü kapatması.
* Net görebilmek için gözlerini neredeyse kapanacak kadar kısması.
* Odanın bir ucundaki şeyleri seçememesi. Gözleri sık sık ve şiddetli şekilde kaşıması. Akıntı, çapaklanma, aşırı sulanma.
Çocuklarda miyop, hipermetrop, astigmat: Bebeklerde 6. aydan itibaren gelişmiş ölçüm cihazları ile 1-2 dakika içinde göz bozukluklarının ölçümü yapılabilir. Bebeklik ve çocukluk çağı görme bozuklukları sonucu görme azlığı ve göz tembelliği gelişebilir. İçe, dışa kaymalar gelişebilir. Görmeyen veya az gören çocukta zeka gelişimi ve çevreyi algılama gecikebilir.
Bebeklerde kapalı gözyaşı kanalı: Sağlıklı her 100 bebeğin 20’sinde gözyaşı kanalı doğuştan kapalıdır. Bu bebeklerde gözde şiddetli çapaklanma ve kirli sarı renkte sulanma görülür. Bebek 1 yaşına gelene kadar, gözyaşı kanalı üzerine baskılı masaj yapılması genellikle tedavi edicidir. Masaj ile açılmaz ise ameliyathane koşullarında küçük bir müdahale ile açılabilir.
Göz tembelliği: Bebek ve çocuklarda, iki göz arasında simetrik olmayan kırma kusuru varsa gözlerden birisinde tembellik(ambliyopi) gelişebilir. Bu risk, en çok asimetrik hipermetropisi olanlarda yüksektir. Göz tembelliği olan çocuklarda şaşılık sık görülür. Göz tembelliği, 6 yaşından önce tedavi edilmelidir.
Çocuklarda şaşılık: Gözlerin paralel olarak bakmamasıdır. Çocuklarda en sık, içe kayma görülür. Şaşılıkta göz içe, dışa, yukarı veya aşağıya kayabilir. Doğumdan sonra ilk 6 ay içinde saptanan bir içe kayma, bebek 1 yaşına gelene kadar kesinlikle tedavi edilmelidir. Özellikle içe kaymalarda, bir gözde tembellik gelişebilir. Göz tembelliğinin derinliği, şaşılığın miktarıyla ilgili değildir. Az miktardaki bir göz kaymasında, derin bir görme kaybı gelişebilir. Dışa kayma, erken evrede aralıklı olarak görülebilir. Bu tür bir kayma, zamanla kalıcı hale gelebilir. Her şaşılık türünün tedavisinde ameliyat gerekmez, bazı hastalar gözlük ile tedavi edilebilir.
IŞIĞA HASSASİYET VARSA İHMAL ETMEYİN
Yetişkinler 40 yaşından itibaren şikayeti olmasa dahi mutlaka göz doktoruna görünmeli, ayrıca bu belirtilere dikkat edilmeli;
* Uzağı ya da yakını görememe, odaklanamama,
* Ani görme kaybı, görme alanının tamamen veya kısmen kaybı,
* Işığa karşı hassasiyet, ışıkların etrafında renkli hareler görmek,
* Gözdeki dokuların şişmesi ve gözün yuvasından dışarıya doğru çıkması
* Işık çakması hissi (flaş ya da şimşek çakar tarzda), nokta, iplik, ağ şeklinde yeni ortaya çıkan görüntüler, gölgeler görme.
* Çift görme, aniden ortaya çıkan kayma, şaşılık. Göz hareketlerinde kısıtlanma.
* Akıntı, çapaklanma, aşırı sulanma.
* Gözbebeklerinin doğal yuvarlak yapısının bozulması, düzensizleşmesi.
* Gözün içinde, renkli kısmında kan görülmesi durumunda mutlaka göz doktoruna görünmelidir.
GÖZ TANSİYONU KÖRLÜĞE KADAR GÖTÜREBİLİR
Karasu (Göz Tansiyonu/Glokom): Görme siniri hasarının oluştuğu; ilerleyici ve sinsi göz hastalığıdır. Sık körlük sebebidir. Glokomun başlıca nedeni göz içindeki basıncın yüksekliğidir. Görme sinirinin dolaşımının bozulduğu veya yapısal bozuklukların görüldüğü durumlarda görme siniri basınca daha duyarlı hale gelebilir ve basınç yükselmeksizin de hasar gelişebilir. Glokomun tedavisinde başlıca 3 yol mevcuttur. İlaç tedavisi, cerrahi tedavi ve lazer tedavisidir. Akrabalarında glokom olan kişiler yüksek risk altındadır. Glokom hastalığı çoğu zamanı belirti vermeksizin, sinsi şekilde ilerler ve muayenelerde tesadüfen tespit edilir. Günümüzde göz tansiyonu tespiti ve takibi için ileri teknoloji cihazlar mevcuttur. Glokom tedavi edilebilir. Tedavi edilmediği takdirde en sık körlük nedenidir.
Göze Perde İnmesi (Katarakt): Gözdeki doğal merceğin saydamlığını kaybetmesidir. Saydamlığı bozulan mercek; isli muzlu veya lekeli cam gibi olur ve görme bozulur. Bulanık görme sonucu göz yorgunluğu ve baş ağrısı da olur. Kataraktın tek tedavisi ameliyattır. Ameliyatta saydamlığını kaybeden mercek alınır, yerine yapay mercek konur. Ameliyat zamanın ve ne tür bir mercek konulacağı hasta ve doktorun ortak kararı ile belirlenir. Mercekler monofokal, multifokal veya trifokal olabilir.
Tavuk Karası (Retinitis Pigmentoza): Kalıtımsal retina hastalığıdır. İlaçla veya ameliyatla tedavisi günümüz teknolojisiyle mümkün değildir. Ailesinde akraba evliliği olan kişilerde görülme sıklığı daha yüksektir. Retina hastalıkları için kök hücre çalışmaları, gen tedavisi ve retina protezleri gelecekte tedavi olanağı sunacaktır.
Sarı nokta hastalığı (Makula Dejenerasyonu): Sarı nokta hastalığı retinada görme merkezinin hastalığıdır. 55 yaşından sonra oldukça sık görülür, ilerlemesi halinde körlüğe yol açan bir göz hastalığıdır. Görme zamanla kademeli olarak azalır ve merkez karanlık bir odak haline gelir. Merkez çevresindeki retina sağlamdır, oluşan tam bir körlük değildir. Baktığı yeri seçememek şeklindedir. Uzun süren çalışmalar neticesinde kısmen de olsa tedavisi mevcuttur. Göz içine enjeksiyonla uygulanan ilaçlar kullanıma girmiştir. Birtakım vitaminlerle erken dönemde ilerlemesi engellenmeye çalışılır.
Diyabet: Gözün özellikle siniri tabakasını (retina ve ağ tabaka) ve bu tabakayı besleyen kılcal damarları etkiler. Bozulmuş kılcal damarlar retinayı besleyemez, sonucunda görme kayıpları yaşanır. Hasta diyabet teşhisini aldıktan itibaren belli aralıklarla göz doktoruna gitmelidir. Şeker hastasında retina normal ise yılda bir kere, retina sorunları başladıysa daha sık göz doktoruna görünmelidir.
Hipertansif retinopati: Kan basıncının yüksek olması göz, kalp, beyin gibi organlara hasar verir. Hipertansif retinopati erken dönemlerde belirti vermez, ileri dönemde bulanık görme, baş ağrısı gibi şikayetler ile ortaya çıkar.
Kuru göz: Gözyaşı gözün yağlayıcı ve koruyucularını içerir. Sürekli göz batması olan kişilerde kuru göz söz konusu olabilir. Kuru gözün bir belirtisi bazen aksi bir durum olarak göz sulanması olabilir. Kuru göz sebepleri; göz kırpma reflexinin azalması, antihistaminik ilaçlar, kuru hava ve rüzgar, kimyasal- termal yanıklar ve bazı romatizmal hastalıklar olabilir. Suni gözyaşı damlaları ve jelleri tedavide kullanılır.
Göz kapağı estetiği (Blefaroplasti): Gözkapaklarında sarkmalar, yığılmalar, çökme, morarma ve kaz ayağı denilen kırışıklıklar için yapılan göz kapağına yapılan estetik ameliyatlar daha genç ve dinamik bir görünüm sağlar. Üst göz kapaklarındaki fazla deri çıkartılarak yığılma ve sarkmalar giderilir, gerekirse kaşlar kaldırılır. Göz kapağında düşüklük varsa, göz kapağını kaldıran kaslar kısaltılarak kapaklar kaldırılır.