Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan, 2022 yılı kazılarının arazi bölümünün sürdürüldüğünü, bu yılki çalışmalarda önemli verilere ulaşma hedefinde olduklarını anlattı.
Çalışmalarda çeşitli üniversitelerden yerli ve yabancı 40 kişilik bir ekibin görev aldığını dile getiren Prof. Dr. Aslan, "Bu seneki kazı çalışmalarında şu ana kadar bizi heyecanlandıran önemli bir keşifle karşı karşıyayız. Helenistik dönem dediğimiz yaklaşık 2 bin 300 yıl öncesine ait mini bir kap bulduk. Bu çok fazla Troya'da karşımıza çıkmıyor" dedi.
Yaklaşık 3 santim büyüklüğündeki mini kabın Troya için önemli bir bulgu olduğunu belirten kazı başkanı Rüstem Aslan: "Kutsal alanlarda parası olmayanların, diğer adakları yapamayanların sembolik olarak kutsal alanlara sundukları mini kaplar. Bu kadar küçüğü Troya kazılarında ilk kez karşımıza çıktı. Yani 2 bin 300 yıllık, sembolik anlam taşıyan en minik kilden yapılmış bir kapla karşı karşıya kaldık."
"BÖLGEDEKİ SUNAK VE ADAK ALANLARINDAN ÇIKABİLİYOR"
Buluntunun daha çok Helenistik dönem denilen 3. yüzyıldan itibaren Troya'nın kutsal bir yere dönüşmesi sonucu bölgedeki kutsal alanlara yapılan sunak ve adak alanlarından çıktığını vurgulayan Aslan, "Parası olan kurbanlar kesiyor, daha değerli adaklar sunuyor. Parası olmayanlar da sembolik olarak, büyük kapların sembolik anlamını küçük, mini model kaplarla gerçekleştiriyorlar." diye konuştu.
Prof. Dr. Aslan, Troya'da daha önce yapılan kazılarda bölgenin kutsal alan olduğunun keşfedildiğini hatırlattı. Buluntularla desteklendiğini ifade eden Rüstem Aslan, "Bölge, Troya Savaşı'nın hikâyesi ve kahramanlık öyküleri nedeniyle kutsal bir mekana dönüştü. Burayı antik dönemden itibaren ve Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar aldığımızda Troya'ya uğramayan, buraya gelmeyen, ilham almayan asker, sanatçı ve siyasetçi yok, diyebiliriz. Troya çok önemli bir merkez. Halen günümüzde de bu özelliğini koruyan nadir bir antik kent" değerlendirmesinde bulundu.