CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili adayı Muharrem Erkek , 24 haziran seçimlerinde CHP'nin Çanakkale'de Birinci parti olacağını söyledi. Türkiye'de esen rüzgarın Çanakkale'de de karşılık bulduğunu belirten Erkek seçmene seslendi "Artık "Tamam" deme vakti geldi".... Çanakkale Milletvekili adayı Muharrem Erkek " Türkiye’de ve özellikle Çanakkale’de bir rüzgâr esiyor. Cumhuriyet Halk Partisi rüzgârı esiyor. Gerek CHP olarak açıkladığımız seçim bildirgemiz gerek Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşünden başlayarak siyasi tarihe damga vuran hamleleri gerekse Cumhurbaşkanı Adayımız Muharrem İnce’nin yarattığı hava bu rüzgarın temel nedenleri. Moral motivasyon üstünlüğü, gündem belirleme gücü, halkın sorunlarına eğilme ve onlara çözüm yolu bulma kapasitesi bizde. Bir de üstüne Millet İttifakı gibi, “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” ilkesiyle yola çıkmış siyasi birliktelik olunca Türkiye için artık TAMAM deme vakti geldiği anlaşılıyor" dedi...

Çanakkale Milletvekili adayı Muharrem Erkek, CHP'nin Türkiye'de en güçlü olduğu illerin başında olduğuna dikkat çekerken  "Bildiğimiz gibi, barışın, özgürlüğü, kardeşliğin kenti Çanakkale zaten 7 Haziran’da da "TAMAM" demişti. Artık daha güçlü biçimde bunu diyeceğiz. Çanakkale 24 Haziran seçimlerinde bir kez daha destan yazacak. Sadece Çanakkale değil, Türkiye de destan yazılacak. Çünkü yoruldu bu topraklar. Öfkeden, ötekileştirmeden, kutuplaştırmadan yoruldu. Her konuya tek kişinin yorum yapmasından, her şeye tek adamın karar vermesinden bıktı. Türkiye bu yorgunluğu atacak üstünden. Bıkkınlığa son verecek. Asıl ruhuna kavuşacak. Bunu sağlayacak güç ise Çanakkale’de ve Türkiye CHP’dir. Tam da buna uygun bir seçim bildirgesi hazırladık" dedi.

CHP’Lİ ERKEK: “HAK, HUKUK, ADALET İÇİN ARTIK TAMAM!”

CHP, 26 Mayıs Cumartesi günü yaptığı toplantıyla hem adaylarını tanıttı hem de seçim bildirgesini kamuoyunun takdirine sundu. Çarpıcı rakamlara ve vaatlere yer verilen bildirgenin ayrıntıları hakkında Hukuk Politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Çanakkale Milletvekili, 1. sıra adayı da olan Muharrem Erkek çeşitli açıklamalarda bulundu.

Herkes Sandığa Giderken Vicdanına Sorsun

Sonda söylenecek şeyi en başta söyleyebiliriz. Erken bile denemeyecek kadar kısa sürede seçime gidiyoruz. Olsa olsa baskın seçim denebilir. Her yurttaş tüm hemşehrilerim 24 Haziran sabahında kalkıp sandığa giderken şu soruları sormalı kendisine:

1. Eğer Türkiye’de her şey yolundaysa niye erken seçim yapıyoruz?

2. Eğer işler yolunda değilse neden aynı tekrar kişiyi cumhurbaşkanı seçiyoruz?

3. Eğer ülkeyi kurtaracak olan Erdoğan ise ülkeyi bu hale getiren kim?

Türkiye’nin 5 Temel Sorunu Var

Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, her fırsatta Türkiye’nin 5 temel sorunu olduğunu vurguluyor. Seçim bildirgemizi de bu 5 temel sorun omurgası üzerine oturttuk. Adalet ve demokrasi, eğitim, ekonomi, dış politika ve toplumsal barış. Bildirgemizde bu sorunlara ilişkin kısa durum değerlendirmeleri yaptıktan sonra vaatlerimizi tek tek sıraladık. Öyle bir bildirge hazırladık ki toplumda sorununa temas etmediği hiçbir grup kalmadı. Bildirge kitapçığımızın içinde herkes kendine dair en az bir konu bulabilir.

Bildirgemiz Hak, Hukuk, Adalet ile Başlıyor

Çok temel bir durum tespiti yapalım. Bugün etrafımıza baktığımızda adalete kim güveniyor? Bakın rakamlar ne diyor: Ülkemizin yüzde 85’i adalete güvenmiyor. Türkiye 2017 Yılında Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 113 ülke arasında 101. sırada yer aldı. Yüksek yargı üyeleri toplantılarını Sarayda yapıyor. Yargıç güvencesi, iddia ve savunma makamı arasında eşitlik ki buna silahların eşitliği diyoruz, savunmanın kutsallığı yok edildi. 2010 Anayasa değişikliğiyle AK Parti yargıyı FETÖ’ye teslim etmişti. 2016 yılında yapılan değişiklikle ise Saraya teslim etti. Egemenlik şahsileşti, demokrasinin en temel unsuru kuvvetler ayrılığı yok edildi. Çözüm yok mu? Elbette var. Egemenliği Saray’dan alıp yine millete verecek ve millet iradesinin temsil edildiği Meclis’i güçlendireceğiz. OHAL’i derhal kaldırıp, KHK’larla yaratılan mağduriyetleri bitireceğiz. Adil bir yargılamayla demokrasiyi koruma altına alacak, suçlu ve suçsuzu ayıracağız. 15 Temmuz sonrası yüz binin üzerinde mağdur yaratıldı. Haklarında soruşturma açılmadan, soruşturması lehine sonuçlanan ve suçsuzluğu yargı kararıyla ispat edilmiş ama görevine dönemeyen insanlar için devleti yönetenler “kurunun yanında yaş yandı”, “at izi it izine” karıştı diyemez. Çözüm bulur. Çözümü biz demokratik hukuk devletini inşa ederek bulacağız. Partimiz, yurttaşlarını sindirmeye ve kişiliksizleştirmeye çalışan hiçbir otoriter anlayışa boyun eğmeyecektir. Yaratılan otoriter anlayış, demokrasinin ve hukuk devletinin kurumlarını, en başta TBMM’yi etkisizleştirmeye, devre dışı bırakmaya çalışmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyor, yüksek yargı organları, sivil toplum, sendikalar ve bağımsız basın baskı altına alınıyor. Tek adam rejimi demokrasimizi, kurumsuz ve kuralsız bırakmaya çalışmaktadır. CHP, bunlara izin vermeyecektir. Hakimler ve Savcılar Kurulları ayrılacak, Adalet Bakanı ve Müsteşarını Kurul üyesi olmaktan çıkarılacaktır. Böylelikle yargı, yürütmenin vesayetinden önemli ölçüde kurtulacaktır. Kuvvetler ayrılığı ilkesini tavizsiz bir biçimde yaşama geçiren, evrensel insan haklarına saygılı, sosyal adalet ve eşit yurttaşlık ilkeleri üzerine inşa edilmiş, yeni bir Anayasa hazırlanmasına öncülük edeceğiz. Başta OHAL olmak üzere tüm bu uygulamaları sonlandıracak, yarattıkları tahribatı ortadan kaldıracağız. KHK düzenine son vereceğiz. KHK’leri Anayasal denetime açacağız. OHAL’den mağdur olan yurttaşların mağduriyetlerini evrensel hukuk ilkeleri ve demokratik değerler çerçevesinde gidereceğiz. Seçim kanunlarını ve Siyasi Partiler Kanunu’nu, siyasal çoğulculuğu ve katılımcılığı artıracak ve parti içi demokrasiyi güçlendirecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz. Siyasetçilerin, siyasi etik kurallarına uyup uymadığını denetlemek üzere Siyasi Ahlak Kanunu’nu çıkaracak ve “Siyasi Ahlak Kurulu” oluşturacağız. Kimse unutmasın ki adaletsiz güç zalimdir.

Faiz Lobisinin Eline Düşmüş Bir Saray Rejimi Var

AK Parti yol, inşaat yapma haricinde bu ülkenin üretimine, ekonomisine katkı sunan ne yapmıştır? Aksine Cumhuriyetin tüm kazanımlarını satmıştır. 16 yılda 101 kuruluşta bulunan kamu payları ile 10 liman, 85 elektrik santrali, 40 işletme, 11 otel/sosyal tesis, 3 bin 631 taşınmaz, 37 maden sahası, 3 gemi, 6 bin 808 kalem makine-teçhizat, 155 adet isim hakkı/marka ve araç muayene hizmetlerini, son olarak da şeker fabrikalarını özelleştiren iktidar, bir yandan da Hazine arazilerini satıyor. Son beş yılda 60 milyon metrekare büyüklüğündeki 25 bin taşınmaz satıldı. 16 yılda yurt dışındaki faiz lobilerine sadece faiz için ödenen para 150 milyar dolar. Yurt içinde ödenen faiz miktarı ise 687 milyar lira. Cari açık zirvede, üniversite mezunu her dört gençten biri işsiz, üretici üretemiyor; 25 milyondan fazla icra dosyası mahkemelerde bekliyor. Ekonomik adaletsizlik ve eşitsizlikler her geçen gün derinleşmekte, toplumun en zengin % 5’lik kesimi, en yoksul % 5’lik kesimin gelirinin 24 katını elde etmektedir. Yaklaşık 16 milyon insanımız yoksuldur ve bu sayı yıllardır azaltılamamaktadır. 6 milyon insanımız işsizdir veya iş bulacağına dair umudunu yitirmiştir. İcralık insan sayısı 7 milyonu geçti. Biz geldiğimizde ekonomiyi ayağa kaldıracağız. Asgari ücret net 2.200 lira seviyesine çıkarılacak ve asgari ücretten vergi alınmayacak. En düşük emekli aylığı 1.500 lira olacak ve emeklilere Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye vereceğiz. Hemşirelere, astsubaylara, polislere, gardiyanlara, din görevlilerine, öğretmenlere 3600 ek gösterge vereceğiz. Anadolu’yu yeniden kalkındırmak için Beş Kalkınma Kuşağı’nı “Merkez Türkiye Projesi” çatısı altında eş zamanlı olarak yaşama geçireceğiz. Bu projeler ile hem bölgelerarası eşitsizlikleri ortadan kaldıracak hem de Türkiye’nin küresel ekonomiyle bütünleşmesini sağlayacağız. “Merkez Türkiye Projesi” içinde bütünleştirilmiş, her biri kendi bölgesinin karşılaştırmalı üstünlüklerini öne çıkaran 5 Kalkınma Kuşağı, Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesine öncülük edecektir. Bu kuşaklardan biri de Mavi Batı Kuşağı: Ege ile Batı Akdeniz ve İç Anadolu’nun batı illerini kapsayacaktır. Turizm faaliyetlerinin ürettiği katma değerin artırılması ve sektörün bölgeye özgü tarımsal faaliyetlerle geleneksel sınai üretimi arasında bağlantı kurmasını hedefleyecektir. Yüksek teknolojiye dayalı sınai üretimin sinerji merkezi, Mavi Batı Kuşağı olacaktır. Aile Sigortası Kurumu (ASKUR) oluşturacağız. Aile maaşı uygulamasıyla 15 Eylül 2018 tarihinden itibaren GSS primleri devlet tarafından ödenen (yeşil kart sahibi) her hanedeki kadınların hesabına aylık 1.000 TL yatıracağız. Aile Maaşı bağlanan aile lere, asgari ihtiyaçlarını karşılayacakları şekilde su (25 TL), elektrik (50 TL) ve ısınma (100 TL) desteği vereceğiz. Çiftçinin üretimde kullandığı mazottan ÖTV ve KDV’yi kaldıracağız. Böylece mazotun litresini çiftçiye 3 TL’den vereceğiz. Çiftçilerimizin tarımsal kredi borçlarının faizlerini sileceğiz. Varlık Fonu uygulamasına son vereceğiz. Şeker fabrikalarının özelleştirme ihalelerini iptal edeceğiz. Nişasta bazlı şeker (NBŞ) üretimini sınırlayacak, yerli pancar şekerini destekleyeceğiz. NBŞ kaçakçılığını ağır şekilde cezalandıracağız. Zeytinyağına litre başına 1,5 TL ve sofralık zeytine kilo başına 1 TL destekleme primi vereceğiz. Destekleme primlerini, enflasyon oranında her yıl artıracağız. Her yeni kadın istihdamında SGK priminin işveren payının % 25’ini ödeyeceğiz. Kadınların istihdama katılımını artırmak için çalışanlarının % 20’den fazlası kadın olan işletmelere, her % 5’lik ilave kadın istihdamı için 1 puan kurumlar vergisi istisnası sağlayacağız. Esnafın kira stopajını kaldıracağız. Çocuklar yatağa aç girmeyecek, bebekler dünyaya borçla gelmeyecek.

Yapboza Dönmüş Eğitim Sistemini Düzelteceğiz

16 yıldır tek başına iktidarın olduğu bir ülke düşünün, bu süreçte 14 kez eğitim sistemi değiştirilmişse o ülke nasıl büyür, gelişir, demokrasisi ilerler ve dünya çapında önemli hale gelir? 16 yılda 14 kez eğitim sistemini değiştirmek, çocuklarımıza ihanet, geleceğimizi karartmaktır. Okullar nitelikli-niteliksiz olarak ayrılmış, okulların çoğu niteliksiz statüsünde ilan edilmiştir. Hangi anne baba çocuğunu niteliksiz okula göndermek ister? Eğitimdeki sorunları çözeceğiz. Eğitim sistemini 1 yıl okul öncesi, 8 yıl ilköğretim, 4 yıl ortaöğretimden oluşan 1+8+4 modeliyle yeniden yapılandıracağız. Eğitimi, konunun uzmanlarıyla yeni baştan düzenleyecek, her aşamada tamamen nitelikli, eşit ve parasız bir eğitim sistemi inşa edeceğiz. Ailenin cebinden defter, kalem, kitap için 5 kuruş çıkmayacak. İhtiyaç olan bölgelerde kapatılan köy okullarını yeniden açacağız. Zorunlu haller dışında taşımalı eğitim uygulamasına son vereceğiz. Tüm öğrencilerin okula gidiş gelişlerinde toplu taşıma araçlarını ücretsiz kullanmalarını sağlayacağız. YÖK’ü kaldıracağız. Yalnızca planlama ve eşgüdüm görevlerini yürütecek, üniversitelerin özerkliğine müdahale etmeyecek “Yükseköğretim Koordinasyon ve Planlama Kurulu”nu kuracağız. 180 bin öğretmene bir yıl içerisinde kadro vereceğiz. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde tüm öğretmenlere bir maaş ikramiye vereceğiz. Akılcı, bilime dayalı, laik, parasız, eşit ve nitelikli eğitimle, sorgulayan, yorumlayan, üreten bir nesil oluşacak.  

Hem Yurtta hem de Dış Politikada Barış Önceliğimiz Olacak

16 yılın en büyük enkazı maalesef dış politikada ve barışta. Bu ülkede 2002’de terör yoktu. İnanç ve kimlik üzerinden ötekileştirme olmazdı. Şimdi geldiğimiz noktada komşumuzun inancını sorgular olduk. Bu ülkedeki ayrışma, kutuplaşmanın sorumlusu 16 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarıdır. 2017 yılında Küresel Barış Endeksinde Türkiye 163 ülke arasında 146. sırada.  Buna son vermek AK Parti’yi iktidardan göndermekle mümkündür. 5 yıl içinde Doğu ve Güneydoğu’da 135 yeni fabrika kuracağız. İfade özgürlüğünü kısıtlayan veya ortadan kaldıran yasakları ve cezaları kaldıracak, Türk Ceza Kanunu’nu ve Terörle Mücadele Kanunu demokratik ve özgürlükçü bir reformdan geçireceğiz. Din ve siyasetin birbirinden ayrı tutulmasını sağlayacak, dinin siyasete alet edilmesine izin vermeyeceğiz. Çanakkale’de bizim topraklarımızda dünya tarihini değiştiren, savaşta ölen yabancı askerleri kendi çocuğu sayan, büyük ve kanlı bir Kurtuluş Savaşı sonucunda bağımsızlığını kazanan Cumhuriyetin önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün savaştığı ülkelerle bir barış ve kardeş olması bizim için rehber olacaktır.

Artık TAMAM diyoruz.

Hakkın yerini bulması için Artık TAMAM!

Adaletin tecelli etmesi için Artık TAMAM!

Kadının ve çocuğun şiddetsiz yaşaması için Artık TAMAM!

Gençlerin yarına umutla bakması için Artık TAMAM!

OHAL’in, mağduriyetlerin son bulması için Artık TAMAM!

Millet için Geliyoruz!