İda Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu adına sözcü Av. A. Ozan Yılmaz yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; “Sayın Çanakkale Valisi Hamza Erkal Çanakkale Lapseki Şahinli-Kocabaşlar köyleri sınırları içerisinde siyanürle yıkama yöntemi ile altın-gümüş işletmesi yapacak şirkete ruhsat iznini vermiştir. Sayın Vali'nin bürokratik süreç olarak görüp gerçekleştirdiği bu işlem, kendisinden önceki iki Vali'nin kanuni, insani, vicdani yönleri sebebi ile imzalamaktan kaçındıkları bir durumdur. İlgili şirket ve siyanürlü maden işletmesi hakkında açılmış olan dava halen sürmektedir. Sayın Vali'nin vermiş olduğu izin ile şirketin siyanürle altın ayrıştırmak için önündeki son engel de kaldırmış oldu. Çanakkale kamuoyu ve basını tarafından, verilen bu karar ve atılan bu imza 'Çanakkale'nin ölüm fermanı' olarak nitelendiriliyor.”
“Böylesine ağır bir karardan sonra siyanürle yıkama yöntemi ile yapılacak vahşi madencilik Çanakkale'nin Lapseki İlçesi'nden başlayarak tüm Kazdağı ve yöresine yayılma riski taşımaktadır. Şöyle ki;
• Öncelikle dağlarımızda, doğanın içine 400 metre derinliğinde, 600 metre genişliğinde çok büyük cehennem çukurları açılacak.
• Bu çukurların açılması ve cevherin biriktirilmesi sırasında, patlatma ve taşınma sırasında oluşacak ses ve toz kirliliği çevre tüm köyleri, tarımsal arazileri, ormanları ve dereleri etkileyecek.
• 1 gram altın için siyanürle yıkama yöntemi için 3 ton suyumuz kullanılacak, siyanür ve ağır metallerle sularımız zehirlenecek.
• 1 gram altın için topraklarımıza 2 ton ağır metalleri açığa çıkarılmış atık bırakılacak. Atık pasa yığınları devasa büyüklükte zehirli tepeler oluşturacak.
• Siyanürlü atık havuzlarında birikecek, yüz binlerce ton zehirli su atık baraj göletlerinde biriktirilecek.
• Lapseki ve yöresinde yetişen Dünyaca ünlü marka olmuş Lapseki Kirazı ve Şeftalisi yok olacak. Uzun yıllarda edindiğimiz meyvecilik kültürü kaybolacak. Zehirlenmiş meyveler sadece Çanakkale'de değil, ülkenin diğer illerinde de satılamayacak, ihraç da edilemeyecek.
• Yörede kırdan kente göç vermeyen, nitelikli tarım üreticileri göç verir hale gelecek. Kendi topraklarının efendisi olan üreticilerimiz kendi topraklarında taşeron işçi durumuna gelecekler.”
TARİHİN VE HUKUKUN ÖNÜNDE HESAP VERECEKLER
“Tüm bu felaketlerin sorumlusu sadece son imzayı atan Sayın Hamza Erkal mıdır? Doğayı talan eden projelerin siyasi ve yatırım olarak savunucuları sorumluların başındadır. Yöre halkına ve Devlete ekonomik olarak hiçbir katkısı olmayacak bu plan ve projeler yürürken ses çıkarmayanlar, tarihin ve hukukun önünde hesap vereceklerdir. Tüm Belediye Başkanları, Lapseki Ziraat Odası, Muhtarlar, Meyve Üreticileri Kooperatifleri, Kazdağı ve yöresinde, Lapseki'de yaşayıp tüm bunlara ses çıkarmayanlar da suçlu pozisyonunda olacaktır.
“Kamuoyunu ve bu karara imza atmış Devletin her kademesindeki yöneticileri ve yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz. Çanakkale, Kazdağı ve Yöresindeki bu felaket Lapseki Şahinli'den başlayarak tüm bölgeye yayılma tehlikesi taşımaktadır. Çanakkale'nin Kirazlı, Atikhisar Barajı su toplama havzası, Çan Ağı Dağı, Bayramiç Muratlar ve Kuşçayırı'na kadar sıçrayacak bu felaket milyonlarca insanı etkileyecektir.”
“Henüz her şey bitmiş değildir. Gün mücadele günüdür. Ölüm fermanı imzalanmıştır. Çanakkale ve Türkiye kamuoyu tarafından okunmuştur, anlaşılmıştır. Sonrası direniş ve direnebildikçe yaşadıklarımızı tarihe not düşmektir. Sayın Vali'nin gönül rahatlığı ile imzaladığına inanmak istemediğimiz işletme ruhsatının iptali için çalışıp yargıya başvuracağız. Gün bu gündür! Çanakkale'de hava soluyan, su içen, verimli topraklarında yetişen ürünleri ile beslenenleri bir arada, birleşik mücadeleye çağırıyoruz!”