Yerel siyasetten, gündemdeki konulara kadar çeşitli sorularımızı cevaplandıran deneyimli siyasetçi CHP Çanakkale Milletvekili aday adayı Ahmet Küçük, 29 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirilecek olan ön seçimlerde iddialı olduğunu açıkladı. Siyasetin kendisi için yaşamın bir parçası haline geldiğini söyleyen Ahmet Küçük;  “CHP iktidara bugün her zamankinden daha yakın. Bu dönem CHP iktidarının milletvekilliğini yapmak istiyorum. Hayalim ise CHP’li bir bakan olarak Çanakkale’ye hizmet etmektir” dedi.

Son yaptığımız röportaja kadar CHP’de ön seçim kararı alınmamıştı. Parti merkezi Çanakkale’de milletvekili adayların delegelerin ön seçimleriyle yapılmasına karar verdi. Ön seçim kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) diğer partilerin aksine adaylarını kendi tabanlarına sorarak belirleyen tek partidir. Bu nedenle de partimizle gurur duyuyorum. Bu tercihinde ne kadar doğru olduğunu geçtiğimiz seçimlerde hep birlikte gördük. AKP’ye de 6 bin kadar bir oyla yaklaştık. Konjektör, Genel Başkanımızın payı mutlaka var ama ön seçim yapılmış olması, parti tabanının seçimle ilgili hareket içine girmesi, birçok adayın taban içinde geziyor olması oy oranlarının artmasına sebep olacaktır. Biliyorsunuz bende tabandan gelen istekler doğrultusunda, partimin bana ihtiyacı olduğunu belirtmeleri üzerine ön seçim yapılması kaydı ile adaylığımı açıklamıştım. Partimiz, Çanakkale için bu kararı öyle veya böyle almış bulunmakta. 4500 kadar delegemiz partimizin aldığı ön seçim kararıyla adayları belirleyecek. 14 arkadaşımızla birlikte ön seçime katılıyoruz. Tek üzüntümüz bir veya birkaç bayan arkadaşımızın bu yarış içerisinde olmamalarıdır. Sonuçta hepsi birbirinden kıymetli, değerli arkadaşlarımla ön seçim yarışına katılacağız. Ben bu yarışlar içerisinde olmuş, her türlü neticeyi görmüş birisiyim. Kendim üç dönem bizzat bu yarışın içerisinde bulundum, ilçe yönetiminde iken de bu yarışların yine içerisinde yer aldım.

Ön seçimle ilgili tahminleriniz nelerdir?

Herkesin kendisine ait ön görüleri tahminleri vardır, benimde kendi öngörüme göre; 4-5 arkadaş arasında amansız bir ön seçim yarışı yaşıyoruz. Tabi insanın kendi arkadaşlarıyla yarışması çok zor.

Bağımsız olması gereken kişi veya kurumların bu türden seçimlere müdahalesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tabi bu türden kişi veya kurumların yarışa müdahale etmesi, sürecin içerisinde olmasını biraz tatsızlaştırıyor.  Bende şahsen belediye başkanlarının desteğini almak isterim ama belediye başkanlarının kontrolünde bir aday olmam, yani o görüntüyü vermem. Milletvekilliği onurlu bir görevdir; dolayısıyla milletin vekiliyim diye ortaya çıkan bir adayın bir kurumun veya bir şirketin adamı, adayı olarak görülmesi doğru değildir. Bu adaya zarar verir, ben öyle düşünüyorum. Bu durumunda adaya zarar verdiği görülecektir. Umarım bu belirleyicilik, bu yarışa müdahalecilik en az seviyede olur.

Bu türden yaklaşımlara parti tabanı nasıl tepki gösteriyor?

Açıkçası tatsız durumlar oluyor. Umarım bu davranışlardan vazgeçerler ve bu süreç daha büyük tatsızlıklara yol açmadan biter diye düşünüyorum. Bu konulardan dolayı partime bir zarar gelmesinden, partimin yönetim kurullarına zarar vermekten çok çekinen bir insanım. Çok açık konuşmak istemiyorum ama herkes ne demek istediğimi anlıyordur; umarım herkes bu dikkat ve özen içerisinde olur. Tabi bu yarışlar içerisinde kendimi en şanslı adaylardan birisi olarak görüyorum. Diğer arkadaşlara nazaran daha çok bilinen ve tanınan bir isim olarak üç dönem Çanakkale Milletvekilliği yapmış olmamdan dolayı ve hakkımda en ufak bir olumsuzluk olmamasından dolayı, hakkımda herhangi bir suçlamanın olmaması benim avantajlarım.

Üç dönem mecliste görev aldığınız için ‘Zaten Yeterince Yaptı’ şeklinde hakkınızda eleştiriler var. Bunlar için ne söyleyebilirsiniz?

Bir işi çok yapmak eksiklik midir? Bence değil. Tecrübe kazanmak açısında kazanımdır. Sorun iyi yapıp yapamamaktır. İşimizi iyi yapmadıysak, bunu yarışta görürüz. Ben 57 yaşındayım, bir siyasetçi için olgun bir yaştayım. Şu anda da çok şükür 14 aday adayı arkadaşımın yedisinden de gencim. Bu normal mi derseniz değil, keşke çok daha genç arkadaşlar aday olsalardı ama maalesef olmadılar. Parti tabanının isteği doğrultusunda ön seçim olmak kaydıyla aday oldum. İçinde bulunduğumuz konumda aslında deneyimi, bilgisi ve siyaseti bilen insanların mecliste olması gerekiyor. Kaç milletvekili çıkarttığınız kadar nitelik de önemlidir. Başta vatandaşlar olmak üzere, delegelerimiz, partililerimiz; ülkenin içinde bulunduğu bölünme eşiğinde, ekonomik krizlerin beklendiği bir dönemde partimizin çatısı altında deneyimli siyasetçilerin meclise gitmesini istiyorlar. Delegeler hem güçlü hem de ulaşılabilir milletvekili isterler. İlin ve bölgenin sorunlarıyla yakından ilgilenecek idareci ister.

Siyasi hedefleriniz nelerdir?

Ben üç dönem boyunca mecliste, CHP çatısı altında çok önemli görevlere getirildim arkadaşlarımın istekleriyle. Muhalefette milletvekilliği yaptım ama hiç iktidar olarak mecliste bulunmadım. Hayalim bakan olmaktı, önce iktidar partisinin milletvekili sonra da bakan olarak görev almak istiyorum. Bu son milletvekilliği dönemimde güzel işlere imza atarak, herkesin gönlünde yer etmek isterim. Çanakkale siyasetinde seçilen anlamında kenara çekileceğim.

Bu son dönemden sonra siyaseti bırakacak mısınız?

Ahmet Küçük aday olmayacak yâda siyaseti bırakacak anlamında söylemedim. Ben siyaseti çok seviyorum ve siyaset benim yaşam biçimim. Siyaseti bırakıp buralardan gitmek gibi bir düşüncem yok. Allah nasip ederse siyasetin içerisinde her zaman olacağım. Partimin çatısı altında, partililerimin en iyi yerlere gelmesi için hep çalışmaya devam edeceğim. Partimin bana verdiği imkânlarla siyasette bir marka isim oldum. Hatta ailemin geçimini siyasetle sağlıyorum. Benim CHP’den uzakta olmam söz konusu bile olamaz.

Parti içi kavga zaman zaman kamuoyu gündemine geliyor. Parti içerisinde saygın bir yeriniz var. Parti içi huzurun sağlanması konusunda çalışmalarınız oluyor mu?

Açıkçası bu biraz parti içi özel bir konu ve zaman zaman gündeme geliyor. Bu konu aslında partili olsun veya olmasın herkesi huzursuz eden bir konu. Yıllardır süren bu kavganın maalesef, zaman zaman bende bir parçası oldum. Bu kavganın artık bitmesi gerekiyor. Artık partimin delegeler için huzurlu ve mutlu ortamın sağlandığı bir parti olmasını istiyorum. Bu kavganın bitmesini istiyorum, bir parti büyüğü olarak bu kavgaları bitirerek parti içi barışı sağlamak isterim. Bu konuda da delegelerimizden tam destek istiyorum.

Ön seçim çalışmaları kapsamında Çanakkale’yi en çok gezen aday adaylarından birisi olarak; Çanakkaleli vatandaşların CHP’den, CHP’li milletvekili aday adaylarından beklentileri nelerdir?

Çalışmalarımız kapsamında birçok ziyaretlerimizde gördük ki; artık AKP’nin ekonomide uyguladığı çarpıklıklar; üretimsizlik, insanları üretimden ziyade ürettikleri için cezalandırıldıkları bu sistemin bitirilmesi gerekiyor. Bugün ilimiz, bölgemiz sınırları içerisinde yaşayan üreticiler isyan ediyorlar. Üretimin içerisinde olan insanlar bugün borç harç içerisinde, bankaların kıskacına girmiş, uykuları kaçmış durumdalar. Artık huzurlarını kaybetmiş, umutlarını tüketmiş durumdalar. Bir defa bundan artık kurtulmak istiyorlar.

Seçmen yapısı değişti mi? Seçmenin iktidara, ana muhalefete bakışı nasıl?

Bundan önceki seçimlerde insanlar sürekli “Aman istikrar bozulmasın, istikrar bozulursa acaba faizler yükselir mi? Faizler yükselirse borçları mı ödeyebilir miyim?” düşüncesi içerisinde hareket ediyorlardı. Şimdi ise artık bu borçları ödeyemeyeceklerini gördüler, görüyorlar. Mutlaka bir takım politikaların değişmesi gerektiğini anlamış ve görmüş durumda insanlarımız. Türkiye’de sosyal güvenlik imkânı olmayan ve sosyal güvenlik şemsiyesi altına girme konusunda tereddüt gösteren insanlar belli bir şekilde bağımlı hale getirildiler. Yıllarca çalışıp emekli olan insanlarımız çok komik emekli maaşları ile geçiniyorlar. CHP olarak hazırlanan bir programımız var geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyuruldu; buna göre emekli maaşları en düşük 1,500 lira olacak ve dini bayramlarda iki maaş da ikramiye verilmesini gündeme getirdik.  Bunun gibi gerçekçi projelerle partimizin kesinlikle karşılık bulacağına inanıyorum.

Kırsal kesimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Kırsalın CHP’ye bakışı nasıl?

Çanakkale’nin tarımla uğraşan üreticilerde büyük bir tasfiye süreci yaşanıyor. Köylerde gerçekten genç nüfus azalmış, var olan nüfusta yavaş yavaş üretimden çekilmek için kendini hazırlamaya çalışıyor. Üreticilerimizin yaşları geçmiş artık, üretim yapamaz hale gelmişler. Bizim bölgemiz başta olmak üzere Türkiye’nin tamamında bu arazilerin, tarlaların işlenmesini sağlayacak yeni bir işletme yapısını organize edecek politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Hayvancılıkta maalesef aynı durumda. Doğru ve yeterli desteklemeler yapılmadığı için hayvancılıkla uğraşan üreticilerimiz bir süre hayvanlara bakıp, besliyor, çoğaltıyorlar sonra da yok pahasına satmak zorunda kalıyorlar. Hayvanlar yok pahasına satılıp üretim yavaşlayınca ithalatın önü açılıyor, dışarıdan hayvan ithal ediliyor. Hayvancılıkta şu anda sürdürülebilir olmayan bir düzen var. Tüm bunlar CHP iktidarının ekonomik alt yapısını oluşturuyor.

Çanakkale’nin planlaması hakkındaki düşünceleriniz nedir?

Bölgemizde, coğrafyamızda, Çanakkale’de çok ciddi değişiklikler yaşayacağız. Bu coğrafyayı geçilebilir hale yani Boğaz Köprüsü yapıldığında özellikle Lâpseki-Gönen arasında ve Eceabat’tan Edirne sınırına kadar olan bölge de çok ciddi değişiklikler yaşanacak. Bu bölgede yaşayan insanların yaşamları değişecek, nüfus yapısı değişecek. Bu bölgelerde gerekli planlamalar bugünden yapılmazsa İstanbul’un iki yakası gibi, Dil Ovası ve Çorlu gibi zehir yuvası, yaşanamaz bir hale gelebilir. Hâlbuki biz bugünden burada yaşanabilecek olumsuzlukları iyi inceleyip; ilerisi için sağlıklı ve planlı bir gelişimin önünü açmalıyız. Kesinlikle bu bölgeler de kabul edilebilirin üstünde sanayileşmeye açmamalıyız. Termik santral yapımıyla ilgili süreçleri de derhal durdurmalıyız. Termik santraller bölge insanı ve coğrafyası üzerinde müthiş bir olumsuz baskı oluşturuyor.

Çanakkale’de yaşayan insanlar değişim konusunda yeterince bilgilendirildi mi?

İnsanlarımız bu bölgede ne olacağını bilmiyorlar. Ne olacağının ne yapılacağının farkında değiller; ‘buralarda bir gelişme olurda buralarda sanayileşme olurda ben elimdeki toprakları normalin 5-6 kat üstünde fiyatlara satabilir miyim’ diye bir beklenti var. İnsalar ne yazık ki başlarına geleceklerin farkında değiller. Söylediğim gibi bu kötü senaryolar gerçekleşirse; bölgede yaşanabilir bir ortam kalmayacak. Belki çok paralar kazanabilirler ama insanların sağlıklı bir yaşam sürecekleri bir ortam olmayacak. Sadece bu bölge değil tüm Kazdağları, Çan-Yenice hattı da bu süreçten etkilenecektir. Bu sürecin mutlaka kabul edilebilir ölçülerle sınırlandırılması gerekiyor. Bunun içinde çok güçlü bir siyasi iradeyle karşı koymamız gerekiyor. Bugün için Biga ve Gelibolu da sosyal demokrat belediyelerin olması bir avantaj. Sosyal belediyeciliğin olduğu yerlerde insan yaşamına ve doğaya daha saygılı ve çok daha fazla değer verilir. Buraların da CHP’li belediyelerde olması büyük bir şanstır.

Üretenlere destek sizce nasıl olunmalı?

Sözlerimden şu anlaşılmasın; buralarda fabrika kurulmasın demiyoruz, buralarda daha fazla termik santral kurulmasın diyoruz. Fabrikalar da çevre kirliliği yaratmayan fabrikalar kurulsun. Zaten yapılmış olan termik santrallerim insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri görülmeye başlandı, şimdi de tarım arazilerinde, tarım işletmeciliği yapılan yerlerde ciddi kaygılar oluşmaktadır. Bu kaygılar doğru mu, yanlış mı, kaygıların giderilmesi için hiç kimse hiçbir kurum çalışma yapmamıştır. Mesela üniversitemizde Ziraat Fakültesi var ama Yenice’de Kapya Biberi ile ilgili olarak çok büyük verim düşüklüğü yaşandı. Üreticiler bunun sebebini termik santrallere bağlıyorlar. Üniversitenin bu konuda yaptığı bir çalışma var mı derseniz yok! Dolayısıyla CHP iktidarında tüm gerekli bilimsel çalışmalar yaptırılacak ve üretime bir zarar varsa bu termik santraller kapatılacak, yenilerin açılmasına da müsaade edilmeyecektir.

Ön seçim yarışına artık sayılı günler kaldı. Buradan delegelere ne söylemek istersiniz?

CHP içerisinde Çanakkale’den üç dönem görev alan tek milletvekili olarak başta vatandaşlarımızın olmak üzere, partililerimizin ve delegelerimizin bana duydukları güvene layık olmak için çok çalıştım. Onları en iyi şekilde temsil ettim. Elimden geldiğince partililerimizin sürekli yanında oldum. Şimdi tekrar partililerimizi en iyi şekilde temsil etmek için çaba harcayacağım. Esasında benim hayalim iktidar partisi olmak ve bakan olmaktır. Bu benim iddiamdır, iddiasız siyasetçi olamaz. Bu dönem iktidar olmayı başarabileceğimize inanıyorum ve sadece iktidar milletvekili olarak değil Çanakkale’ye bir bakan olarak hizmet etmek istiyorum. Bu yetenekte, beceride olduğuma inanıyorum. Bu bilgi ve deneyime sahip bir adaya delegelerimizin de sahip çıkmasını bekliyorum.