thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Tuygan Çalıkoğlu


Facebookta Paylaş









Ne Dayatıldığının Farkında Mısınız?
Tarih: 09-10-2022 09:43:00 Güncelleme: 09-10-2022 09:43:00


Neo-liberal politikalar 1980’den itibaren ortaya çıktı ve dünyaya yayıldı. Küreselleşmenin temelinde bu politikalar var. Amaç sermaye hareketlerini serbestleştirerek, yeni bir finansal dünya yaratmak. Dile getirdikleri hedeflerin başında; gelir dağılımını düzeltmek, eğitimde fırsat eşitliği sağlamak, çevreyi korumak vardı. Ancak tam tersi oldu. Zengin daha zenginleşirken, yoksul daha da yoksullaştı.

 

Bu politikaların sürdürülemeyeceği anlaşıldığında, “Büyük Sıfırlama” (The Great Reset) gündeme geldi. Çünkü küreselleşme sürecinde, bildiğimiz şekliyle kapitalizm artık bitmişti. Günümüzde sermaye hareketleri serbest. Yani sermaye sahipleri parasını istediği zaman, istediğine gönderebiliyor ya da çekebiliyor. Bu durum, ulus devletlerin mevcut para ve maliye politikalarına ters. Sürecin tek elden yürütülmesi gerekiyor. Küreselleşmenin en büyük sorunu, küresel bir yönetimin olmaması. Bir otoritenin küresel sistemin kurallarını belirlemesi ve denetlemesi, küreselleşmenin devamı için şart.

 

Davos Konferansını düzenleyen Dünya Ekonomik Forumunun Başkanı Klaus Schwab “Büyük Sıfırlamanın mimarı. Kendisi Rotschid ailesinin bir mensubu. “Covid 19: The Great Reset” kitabının da yazarı.“Covid19,dünyanın durumunu düzeltmek için bir şanstır” diyor. Bu virüsün; küresel adaletsizliği, derinleşen servet uçurumunu, sağlık hizmetlerindeki eşitsizliği, iş güvensizliğini, kötüleşen iklim krizini ve kendisi için çalışan siyasal liderleri ifşa ettiğini söylüyor. Bu laflara barsanız, insanlık için çabalayan masum biri. Schwab kitabında “Dünyada her şey sıfırlanmalı” tezini savunuyor. Çünkü korona sonrasında eski normale dönmek mümkün değil. Yeni dönem nasıl yapılandırılacak? Nasıl tasarlanacak? Bunları açıklıyor. Uçuk teorilerini kamufle eden önceliklerden söz ediyor. Dünyayı daha dirençli yapmak, daha adil yapmak ve daha yeşil yapmak. Bu amaçla, bütün enerjinin “karbonu” yok etmek için harcanması gerektiğini söylüyor. Schwab’ın kapitalizmi değiştirmek gibi bir niyeti yok.

 

 “Büyük Sıfırlama” ilk kez 2021 Ocak’ta, Davos’ta Klaus Schwab tarafından açıklandı. Tepkiler o günden itibaren hızla yükseldi. Hatta Covid 19 salgınının, bilerek ve isteyerek çıkarıldığına dair bir iddia dile getirildi. Kamuoyunun bu iddiaya verdiği destek her geçen gün artıyor. ABD, Kanada ve Avrupa’da protestolar sokak hareketlerine dönüşmüş durumda. Ana akım medya bunlara yer vermiyor, ancak sosyal medyadan gelişmeleri takip etmek, ölüm istatistiklerini görmek mümkün. Tepkilerin temelinde “dünyanın dijitalleştirilmesi” var. Yaşam bildiğimiz formdan çıkacak, davranışlar, eylemler denetlenip yönlendirilecek. İnsanın geleceği için çok büyük bir tehdit var karşımızda.

 

Büyük sıfırlama, George Orwell’ın ünlü 1984 romanını çağrıştırıyor. Orwell bu romanında, dünyanın geleceğine ait bir kâbus senaryosu ortaya koyuyor. Bireyselliğin ve insan haklarının bütünüyle yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanın robotlaşmış kitlelere dönüştürüldüğü, totaliter bir dünya düzenini, inanılmaz bir hayal gücüyle ve en ince ayrıntısına kadar ortaya koyuyor. Klaus Schwab salgını fırsat görerek, temelinde dünyanın gelişmiş ülkelerinin egemenliğini öngörüyor. Diğer bütün ülkeler de bunların altında yer alıyor. Burada ifade edilen zıtlıklar var; elitler- halk, zenginler- fakirler, yönetenler- yönetilenler. Bunlarla ilgili yapılan vahim ayrımlar dikkat çekiyor.

 

Yeni Dünya Düzeni senaryosunu, Covid 19 adını verdikleri, doğal olmayan bir virüsle başlattılar. Yapay bir tür grip virüsü. Önce korku saldılar, insanlara diz çöktürttüler, “hijyen, maske, mesafe” dediler, gen terapisi sıvılara”aşı”diyerek, insanları aşıya zorladılar. Çoğunluk da bunlara inandı. Karşı çıkanları işten çıkartmakla tehdit ettiler, sokağa çıkartmadılar, seyahat ettirmediler. Gerçek bir zulüm yaşattılar insanlığa. Bu durum insan doğasına aykırı. Çünkü insan sosyal bir varlık ve 7/24 hareket halindeki dünyanın bir parçası, hareketsiz kalamaz, kalırsa yaşayamaz. Tedavi diye insanları 15 gün evlerine kapattılar, avuç dolusu ilaçlar verdiler. Gerek aşı dedikleri sıvıların gerekse tedavi diye verdikleri ilaçların yan etkileri, insanları sağlık sorunlarıyla dolu bir hayatın içine soktu. Konu ile ilgili çalışmalar yapan Prof. Dr. Serhat Fındık, sadece ABD’de 1 Ekim 2022 itibariyle, aşıya bağlı ölen kişi sayısını 1 milyon 200 bin olarak açıkladı. Türkiye ne yazık ki bu istatistikleri yayınlamıyor.

Pandemide seyahatler yasaklandı, ekonomiler durma noktasına geldi. İnsanlar işlerini kaybettiler, pek çok şirket iflas etti. Bunların hepsi, bilinçli bir senaryonun parçası olarak hayatımıza sokuldu. Bu süreçte; merkez bankaları karşılıksız olarak inanılmaz paralar bastılar, piyasaya sürdüler. Bugün ABD’nın 2022 yılı bilançosunun, 9 trilyon doları aşması bekleniyor. 2008 ortasında bilanço büyüklüğü sadece 900 milyar dolardı. Trilyonlarca dolar basıldı,FED ’in bilançosu10 kat arttı. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) bu yılın ilk çeyreğinde küresel borcu 305,3 trilyon dolar olarak açıkladı. Dünya finans sistemi çöküyor, Wall Street’te inanılmaz düşüşler var. Avrupa’nın en büyük bankaları Deutsche Bank ve Credit Suisse iflas noktasında. Türev piyasalarının 2-3 katrilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Bunlar inanılmaz büyüklükte ve gerçekte olmayan paralar. Böyle bir para dünyada yok, ancak kâğıt üzerinde var gözüküyor. Bu arada MB’larının karşılıksız bastığı paraların faturasını insanlar yüksek enflasyonla ödüyorlar.  Enflasyon, halkın parasını cebinden almak demek. Çoğunluk kaybediyor, orta sınıf yok oluyor, ancak tepedeki finansal elitler servetlerine servet katıyorlar. Yeni Dünya Düzeni için, dünyanın “nakitsiz toplum” ve “dijitalleşme” programına geçmesi şart. Pandemi süreci bunun için başlatıldı. İnsanları evlerine kapattılar. Amaç; çalışma, iş hayatı, eğitim gibi faaliyetlerin tümünü dijital dünyaya taşımak. Sonraki aşamada da ulus devletleri federal yapılara dönüştürmek. Ulus devletlerden pek bir itiraz yok, tersine onların politikalarıyla uyumlu görünüyorlar, hatta iş birliği içindeler.

 

Küreselciler nakit parayı yasaklayarak, tam bir dijital kontrolü planlıyorlar. Hazırlıklar tamamlanmak üzere. Türkiye dâhil, pek çok ülke2023’de dijital parasını kullanıma sokacak. Nakit para zaman içinde yasaklanacak. Bu sistem; kişiyi, istediği anda dünyaya kapatabilecek. Çin’deki “Vatandaşlık Kredi Sistemi”, diğer ülkelerde de yürürlüğe girecek. Yapay zekâ “yüz tanıma sistemleri” ile insanı her yerde takip edebiliyor. Devlete karşı bir hareketin anında bastırılması mümkün. Bunun için, cep telefonunuza zorunlu olarak indirdiğiniz uygulama yeterli.  Puanlama sistemi ile kişi anında bloke edilebiliyor. Görüşmek istediğiniz kişiler aile bireyleri bile olsa; kredileri düşükse, görüşme şansınız yok. Aksi takdirde puanınız düşüyor. İnsan faaliyetlerinin çevreye verdiği zarar ölçüsü olarak tanımlanan “Karbon Ayak İzi” uygulaması ise, tam bir rezalet. Çünkü bir despotluk, yani zorbalık. Seyahat etmekten, duş alma süresine kadar her şey denetleniyor ve kredi notunuzu düşürüyor. Kullandığınız su, elektrik, doğal gaz vs. kotaya bağlı. Paranız da olsa, istediğiniz miktarda tüketmeniz mümkün değil. Buzdolabınızdaki et yapay mı? Gerçek mi? Ne yiyebilirsiniz? Ne miktarda tüketebilirsiniz? Hepsi denetleniyor. Gaz çıkarttıklarından dolayı, sera etkisi yarattığı bahanesi ile büyükbaş hayvanları yok etme niyetindeler. “Yapay et” bu nedenle gündemde. Ancak tüketimde sınırlama finansal elitler için yok, çünkü onlar “efendiler”. Yasaklar sadece sıradan insanlar, yani çağdaş “köleler” için var.

 

Peki, insanlar neden bu despotik sistemi kabul etsinler? Çünkü küresel elitler bu hedefe ulaşmak için, bütün insanlara “Evrensel Temel Gelir” vermeyi planlanıyorlar. Covid politikalarını yürüten ülkelerin neredeyse tümü iflas noktasındalar. Orta sınıf kalmadı, herkes yoksullaşıyor. İnsanlar işsiz ve çaresiz. Ülkelerin iflas riski nedeniyle, evrensel temel gelir uygulamasının tam zamanı. Tek dünya devletine dayanan, 2013’den bu yana çalışmaları sürdürülen bir proje bu. Başında da Bil Gates ve Klaus Schwab var. Bill Gates Türkiye dahil, dünyanın her coğrafyasında verimli toprakları satın alıyor.Uluslararası anlaşmalarla tarımsal üretimlere sınırlama getirtiyor. Bu malum şahıs, Kolombiya’daki fabrikasında, “biyolojik silaha” dönüşebilecek “yeni bir tür” sivrisinek üretiyor. Dahası, her hafta 30 milyon sivrisineği, çeşitli ülkelerde doğaya salıyor. Sivrisinek kaynaklı hastalıkları önlemek amacıyla yaptığını söylediği bu faaliyet, küresel kamuoyunda “planlı salgın” olarak adlandırılıyor. Sivrisinek ısırmaları sonucu insanlar hastanelik oluyorlar ve ölümler rapor ediliyor. Hiçbir devlet Bill Gates’in yaptığı işi sorgulamıyor, “Sen bunları nasıl yaparsın?” demiyor. Hem de5 G ve Starlink entegrasyonu ile sivrisinekleri istenilen yere sevk ederek, insan hayatını yok etme potansiyeline rağmen.

 

Bill Gates’in yaptıkları bunlarla sınırlı değil. “İklim Felaketini Nasıl Önleriz?” adlı bir kitap bile çıkarttı. Covid’den daha önemli olduğunu söylediği iklim değişikliğini, bir felaket olarak niteliyor. Bu görüş sahiplerinin distopik bir anlayışları var. Yani dünyanın doğal döngüsünü, bir felaket olarak görüyorlar. Ekolojinin ilkelerini şöyle açıklıyorlar: “İnsan yaşamının ve kültürlerinin gelişmesi, insan nüfusunun önemli ölçüde azalmasıyla uyumludur.” Yani insanların ölmesi normal demeye getiriyorlar. Vahim bir açıklama. Aynı zamanda, “Öjeni” politikasını da gündeme getiriyorlar. Yani, bilimselliği tartışmalı olan, sağlıksız ceninleri ayırıp “sağlıklı ceninler” yetiştirme politikasını.

 

Küresel finans elitlerinin asıl hedefi güce sahip olmak, dertleri para değil. Bu yolda her şeyi mubah görüyorlar. Onlara göre, Allah’ın yarattığı insan “çürük”.Nüfusu azaltacaklar ve sınırlı sayıdaki insanın sürümünü;“enjeksiyonlarla”, “in- plant” larla yükseltecekler.  Homo Deus, yani Tanrı- insan olma peşindeler ve Allah’a meydan okuyorlar. Ana akım medya ve siyasal partiler, Yeniden Refah Partisi hariç, bu konulara hiç, ama hiç girmiyorlar. Çünkü finansal elitlerle çatışmak istemiyorlar. Bildiğimiz dünyanın sonu diyebileceğimiz bir döneme girdik. Vatandaş neyin gelmekte olduğundan habersiz. Dünyada bunlar olurken, ülkemdeki siyasetin gündemine bakıyorum ve gördüklerime inanamıyorum.

 

Tuygan ÇALIKOĞLU



Bu yazı 23045 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI