thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Tuygan Çalıkoğlu


Facebookta Paylaş









Ekonomi Nasıl Düzelir?
Tarih: 26-06-2018 07:46:00 Güncelleme: 26-06-2018 07:46:00


Siyasal partilerin ve onların Cumhurbaşkanı adaylarının, ekonomik sorunların nereden kaynaklandığını ve onların nasıl çözüleceğini neredeyse hiç konuşmadan, tartışmadan; devletin olmayan parasını millete nasıl dağıtacaklarını anlattıkları bir propaganda dönemini geride bırakıyoruz. Türkiye’de siyaset duygusal bir iş; bu nedenle adaylar bolca hamaset yaptılar, duygulara seslendiler, vaatlerde bulundular. Taraftar seçmen de bu konuşmaları, çoğunlukla sorgulamadan dinledi ve alkışladı. Bu döneme damgasını vuran ise, kuşkusuz Erdoğan ile İnce arasında yaşanan ve “kazanma stratejisi” olarak sergiledikleri yüksek düzeyde polemik süreciydi. 90’lı yılların siyasetini temsil eden üslup, araç ve yöntemler artık geride kaldı derken; Türkiye seçmeni bunlardan hoşlanıyor düşüncesiyle; iktidarıyla, muhalefetiyle tüm siyasal partiler bunları kullandılar. Keşke teatral mitingler, televizyonlara ve sosyal medyaya yansıyan yüksek düzeyde polemikler, toplam nüfusun yüzde 15’lere düştüğü kırsal alanlara yoğunlaşan akşam kahve ziyaretleri, kentlerde yaşayanlar için giydirilmiş arabalar ve onların yaydığı yüksek ses kirliliği yerine, Türkiye’nin sorunları nesnel olarak ortaya konabilse ve farklı bakış açılarının çözüm önerileri taraflarca tartışılabilseydi.

 

Türkiye siyasetinin asıl konuşması gereken alan ekonomi. “Hasar tespiti” niteliğinde konuşmalar yapıldı, bolca vaatler verildi, ancak çözüm için gerçek bir ekonomik program sunulmadı. Muhalefet partileri ve adayları kamunun israfına yönelik vurgular yaptılar, iktidarın kötü ekonomi yönetimini dile getirdiler. Asıl yapılması gereken; ekonominin, siyasal ve sosyal sistemle ilişkisini, bunlardan nasıl etkilendiğini, değişimin parametrelerini ve krizden çıkış önerilerini dile getirmekti. Yapmadılar, ancak haksız da değillerdi. Çünkü seçmenin de böyle bir talebi yoktu. Bir tarafta; yıllardır her alanda mutsuzluğunu, umutsuzluğunu gidermek için bir an önce Erdoğan’ı indirmek isteyen bir muhalefet seçmeni; diğer yanda ise iktidara ait hiçbir eleştiriyi kabul etmeyen, Erdoğan’a gönül bağıyla bağlı, onun mutlak iktidarını sürdürmesini isteyen bir iktidar seçmeni vardı. İttifaklarla neredeyse yarı yarıya bölünmüş bir seçmen kitlesi.

 

Türkiye ekonomisi reel üretim olarak yeterince üretemeyen, ancak ürettiğinden fazlasını tüketen, bu nedenle kaçınılmaz biçimde açık veren, açıklarını borçlanarak kapatan bir ekonomi. Özellikle 2007- 2017 döneminde tasarruf ve yatırımı azalan, büyüyemeyen, işsizliğin, cari açığın, enflasyonun arttığı, liranın büyük oranda değer kaybettiği aşırı borçlanmış bir ekonomi.

 

Türkiye 60’lı yılların sonlarında başlattığı ekonomik değişim ile tarıma dayalı bir ekonomi olmaktan çıktı, önce sanayi, oradan da hizmetler sektörüne geçti. 2016 itibarıyla sektörlerin pazar payları; Tarım yüzde 8, Sanayi yüzde 33 ve Hizmetler ise yüzde 59 olarak gerçekleşti. Ülkenin gelişmesi ve kalkınmasının sonucu olarak yaşanan doğal bir süreç bu. Ancak, bu dönemde yapmamız gereken ekonominin, ekonomik sistemle birlikte diğer sistemlerle uyumunu sağlamak olmalıydı ve biz yapmadık. Ekonomiyi yakından ilgilendiren ve onu etkileyen siyasal sistem, yargı sistemi, eğitim sistemi vs. gibi birçok sistem var.  Türkiye demokratik bir ülke, kapitalist modelle yönetiliyor, bu nedenle de dışa açık bir ülke. O zaman ekonominiz bu çevreye ve şartlara uyumlu olmak zorunda. Aksi takdirde ekonomi verimli çalışamaz, iç ve dış çevrede oluşan sarsıntılara dayanamaz. Yapısal reformlar bu nedenle kaçınılmazdır ve bu reformlar yeni bir anlayış, yeni bir yaklaşım meselesidir, bu reformlar mevcut çerçeveyi değiştirme meselesidir.

Yapısal reformların başlangıçta gelir azaltıcı olması, iktidarın oy kaybına yol açması kaçınılmazdır. 2001 krizi sonrasında, bankacılık başta olmak üzere bir dizi reform yapan Türkiye, 60 Milyar doların üzerinde elde ettiği özelleştirme geliri ve küresel ölçekte likidite bolluğuna rağmen, yaşamsal öneme sahip bu yapısal reformları tamamlamadı. Yerine, örneğin TOKİ üzerinden dar gelirlilerin düşük fiyatlarla konut edinmelerini sağladı, ekonomiyi canlandırmak için faizleri düşürdü. Artan krediler kısa süreli canlanma yaratsa da, bir süre sonra faizler kaçınılmaz olarak yeniden arttı. Sonuç olarak dışa bağımlı Türkiye ekonomisinin büyüme çabası beraberinde devasa bir cari açık yarattı.

 

Ekonomist Mahfi Eğilmez yapısal reformları yapmak için yapısal bozukluğun nereden kaynaklandığını ve nasıl düzeltilebileceğine dair bir görüş birliğinin gerektiğini söylüyor ve örnek olarak eğitim alanındaki yapısal reformu sorguluyor; “Bu konuda bir görüş birliği var mı? Kimimize göre eğitimde tümüyle bilimsel, sorgulayıcı ve analitik eğitime geçmemiz şart. Bunun için orta öğrenimde biyoloji, jeoloji, felsefe, mantık, sosyoloji, psikoloji derslerine yer verilmesi ve bu derslerin sorgulayıcı bir tarzda okutulması gerekiyor. Kimimiz ise; bu tür derslerin çocukların isyankâr yetişmesine neden olduğundan, bunların yerine din derslerinin okutulmasına ağırlık verilmesinden yana. Bir üçüncü grup ise, bunların bir arada okutulmasını istiyor. Bilimde, sanatta, felsefede, kültürde ileri gitmiş ülkelere bakarsak, birinci gruptaki derslerin sorgulayıcı tarzda okutulması gerekiyor. O zaman eğitimde yapısal reform için liselerin, öğretmen okullarının bu yönde yapılandırılması gerekir. Bu görüşü bugün kabul ettirmek mümkün mü? Bence değil” diyerek eğitimde yapısal reformu gerçekleştiremeyeceğimizi söylüyor.  Ekonomik başarı için mevcut eğitim sisteminin radikal değişime uğraması şart. Bugünkü ezbere dayalı, sorgulamadan dinlemeye ve itiraz etmeden kabul etmeye dayalı eğitim sistemiyle, yeni ekonominin talep ettiği yaratıcı insanları yetiştirmemiz mümkün değil. Yaratıcılık olmayınca katma değeri yüksek üretim de olmuyor ve gelişmiş bir ekonomi haline gelemiyorsunuz.

 

Ekonomik başarı için diğer sosyal reformların da yapılması şart. Örneğin, Sosyal Güvenlik’te iflas noktasında bir sisteme sahibiz, Sağlık sistemi vatandaşın sağlık hizmetlerine ulaşmasını kolaylaştırmakla birlikte, düzenlemedeki hatalar nedeniyle yüksek maliyetlerimiz var. Adalet Sistemi de siyasetten arındırmak zorundayız, bu nedenle hukuk alanında yapısal reform şart. Ekonomik alanda yapısal reformlara gelince; Türkiye iç tasarruflarını arttırmak ve üretimini yerli girdilerle yapmak zorundayız. Çünkü bu yapıyla büyürken cari açığı düşürmesi imkânsız. Adil bir vergi sistemini tesis etmemiz gerek. Bugünkü vergi sistemi dolaylı vergilere dayalı ve bu uygulama düşük gelirlilerden daha yüksek oranda vergi alınmasına yol açıyor. Ayrıca bu uygulamanın kayıt dışını azaltma potansiyeli var. Son bir örnek, Türkiye enerji bağımlısı bir ülke ve cari açığı çok olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla enerji faturasını acilen azaltılmamız gerek.

 

24 Haziran sonrasında bizi zor bir süreç bekliyor. Ancak bu yapısal reformları hayata geçirirsek, üretimdeki dışa bağımlılığımızı azaltır, katma değeri yüksek üretimlerle ülkeyi zenginleştirir, refahın adil paylaşımıyla insanların mutlu ve gelecekten umutlu olduğu, dünyada itibar kazanan bir Türkiye yaratabiliriz. Faturası başlangıçta ağır da olsa, seçilecek cumhurbaşkanına oy kaybettirecek de olsa bu reformları mutlaka yapmak zorundayız. Ekonomiyi düzeltmenin başka yolu yok. Son bir hatırlatma; Bütün bunları başarmamız birbirimizi sevmemize, güvenmemize ve işbirliği yapmamıza bağlı, yani bugünkü kutuplaşmanın yarattığı olumsuz duygu ve düşünceleri derhal terk etmemiz gerekiyor.

 

Tuygan ÇALIKOĞLU

tuygan@hotmail.com    www.tuygancalikoglu.com.tr   

 

Kaynak: www.mahfiegilmez.com



Bu yazı 15929 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI