Ekonomik performansı ölçmek için birçok göstergeye bakmak gerek. Büyüme, GSYİH, enflasyon, işsizlik, gösterge faizi bunlar arasında. 2017 için yüzde 5,5 büyüme oranları tahmin ediliyor. Başbakan Yıldırım ise İngiltere’de bir araya geldiği yatırımcılara yüzde 6- 7 büyüme beklediğini söyledi. Büyüme bu oranda bile olsa, yüzde 4,5-5 cari açık ve yüzde 13’lerde seyreden enflasyon ve işsizlik oranlarıyla ekonomik performansımıza olumlu diyebilmek mümkün değil. Başbakan Yıldırım “2017 ilk yarısında Çin ve Hindistan’ın arkasından 3. sıradayız” diyerek olumlu bir tablo çiziyor. Ancak Çin’de büyüme 7 enflasyon sadece yüzde 1,9. Hindistan’da büyüme yüzde 5,7 enflasyon ise yüzde 2,4. Kamu yönetiminin kalmadığı Venezüella dışında enflasyonu yüzde 13’ün üzerinde dünyada hangi ülke var?
Aşağıda Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı nedeniyle içinde yer aldığı “Kırılgan Beşli” nin ekonomik göstergeleri var. Türkiye’deki enflasyonun diğerlerinden ne denli yüksek olduğunu görüyoruz.
BÜYÜME % |
GSYİH- Milyar $ |
ENFLASYON % |
FAİZ % |
|
TÜRKİYE |
5,2 |
858 |
10,7 |
11,6 |
BREZİLYA |
0,3 |
1.796 |
2,5 |
8,3 |
G. AFRİKA |
1,1 |
1.411 |
4,6 |
6,8 |
HİNDİSTAN |
5,7 |
2.634 |
2,4 |
6 |
ENDONEZYA |
5 |
932 |
3,8 |
4,5 |
Enflasyon toplumsal düzeni alt üst ediyor. Şirketlerin karları düşerken, tüketiciler alım güçleri azaldığından ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Bu koşullar üretim yapmayı çekici olmaktan çıkarıyor, tasarruflar altın, emlak ya da dövize yöneliyor. Bu süreçte ihracat gelirleri azalıyor, bütçe açığı oluşuyor ve dış borçlanma artışı kaçınılmaz hale geliyor. Yüksek enflasyonun yol açtığı ağır sosyal sonuçlar da var. Öncelikle artan maliyetler nedeniyle maaş ve ücret artışları yapılamıyor. Dolayısıyla mal ve hizmetlerin fiyatları yükselmesine karşın gelirde artış yaşanmıyor. Sonuçta tüketicinin refah düzeyi düşüyor. Gelir dağılımı bozuluyor, sosyal adalet arayışları artıyor ve toplumda huzursuzluk başlıyor. Sonraki aşmada ise hayal kırıklıkları, öfke ve bireysel şiddet ortaya çıkıyor.
2003’de 100 lira ödediğimiz mal ve hizmetler paketine bugün tam 314 lira ödüyoruz. Alkollü içkiler ve tütüne 591 lira, lokanta ve oteller grubuna 475 lira ve konuta ise 348 lira ödüyoruz. Dolayısıyla TÜİK’ in enflasyon hesaplamasında dikkate aldığı mal ve hizmetlerin vatandaşın yaşamında ne denli yer aldığı sorusu kamuoyunda sıklıkla soruluyor. Bir başka deyişle; vatandaşın yaşadığı enflasyonun, resmi enflasyon rakamlarından daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Aşağıdaki tablo 1.404 lira olan asgari ücretin; döviz, altın ve benzine karşı son altı ay içinde ne oranda gerilediğini gösteriyor. TUİK Ekonomik Güven Endeksi Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 3,4 oranında azaldı. Herkesin fikrinin alındığı Türkiye’nin bu en kapsamlı anketinde, vatandaşın güveni en alt düzeye inmiş durumda. Bu arada Ekonomi Bakanı Nihat Zeyrek Türkiye’nin büyümede dünya birincisi olacağını söylüyor. Ancak halkımızın yüzde 53’ü Türkiye’nin en büyük sorunu “ekonomi” diyor ve geleceğe ait bakışındaki iyimserlik giderek kayboluyor. Özetle, Kasım 2017 Güven Endeksine göre halkımız ekonomik açıdan çok rahatsız, morali bozuk ve kaygı düzeyi yüksek.
ASGARİ ÜCRET- 1.404 TL |
2017 MAYIS |
2017 KASIM |
% GERİLEME |
EURO |
352 |
302 |
14 |
DOLAR |
393 |
355 |
10 |
ÇEYREK ALTIN |
6 |
5 |
17 |
BENZİN LİTRE |
273 |
249 |
9 |
Diğer taraftan ekonomik büyüme istihdam yaratmıyor ve gelir dağılımı bozuk. Bunu TUİK’ in yayımladığı Gini Katsayısından anlıyoruz. Gelirin neredeyse yarısı tepedeki yüzde 20’ye gidiyor. 2017’de bu kesimin payı yüzde 47,2 ile en yüksek oranına ulaştı. Dolar milyarderi sayımız artıyor. Parası olan yurt dışına gidiyor. Dolar 3,90 seviyesinde. Kredi Garanti Fonu yüz milyarca dolar dağıttı ama doları düşüremiyoruz.
DOLAR MİLYARDERLERİ |
2014 |
2015 |
2016 |
2017 |
TÜRKİYE |
37 |
27 |
29 |
35 |
BREZİLYA |
51 |
43 |
47 |
30 |
G. AFRİKA |
6 |
7 |
7 |
5 |
HİNDİSTAN |
51 |
67 |
80 |
42 |
ENDONEZYA |
28 |
29 |
32 |
21 |
Cumhurbaşkanı Erdoğan faizleri arttırmaya karşı çıkıyor. Çünkü Erdoğan, enflasyonun sebebi olarak yüksek faizi görüyor. Faizlerin maliyet enflasyonunda belirleyici olduğu doğrudur. Ancak, faizleri engellerseniz bu kez kur artışını engelleyemezsiniz. Türkiye’de yaşanan enflasyon talep değil, maliyet kökenli. Liranın büyük oranda değer kaybetmesi ve gıda fiyatlarındaki artışlar yüksek enflasyonun başlıca nedenleri. Kurlardaki yükseliş de maliyetleri arttırıyor. Yapılması gereken liranın dış değer kaybını engellemek. Bunu yapmanın yolu sıkı para politikası uygulamaktan geçiyor. Bu ise faizleri arttırmak demek ve Merkez Bankası bu nedenle gecikse de 2017 başından bu yana faizleri arttırıyor.
Sonuç olarak dünyada enflasyon oldukça düşük seyrederken, Türkiye’de tam tersine tırmanıyor ve geçmiş kazanımları tehdit ediyor. Ak Parti büyümeye odaklanırken, siyasal gerilimler ve dış koşulların etkisiyle enflasyonla mücadelede geç kaldı. Büyümeye rağmen bu yüksek enflasyon oranı sürdürülebilir değil. Toplumsal huzursuzluğu aşmak ve halkın alım gücünü arttırmak için enflasyonla kararlı ve hızlı mücadele etmek şart.
Tuygan ÇALIKOĞLU
tuygan@hotmail.com www.tuygancalikoglu.com.tr
Kaynak: www.tuik.gov.tr www.bcg.com www.paraanaliz.com www.dunya.com www.dogrulukpayi.com www.artigercek.com