Genetiğin yeteneklerimiz üzerinde büyük etkisi var, ancak yeterli pratik yapılmazsa yeteneğin yok olması kaçınılmaz. Yapılan araştırmalar çok yetenekli olan kişilerin, çocukluk yıllarından bu yana mevcut potansiyelini keşfetme ve ortaya çıkarma çabasında olduklarını gösteriyor. Ancak genetik olarak yetenek potansiyeli olmadan da, küçük yaşlardan itibaren bir alana yönelmek, çok çalışarak çaba harcamanın da başarıyı getirdiğini gösteren birçok örnekler var.
Somut bir örnek olarak, 1947-2010 yıllarında yaşamış Macar eğitim psikoloğu ve satranç hocası Laszlo Polgar’ı gösterebiliriz. Yeteneğin doğuştan gelmediği, dolayısıyla öğrenilebileceğini iddia eden Polgar ilginç bir deneye kalkışıyor. Kendisi sıradan bir satranç oyuncusu, ancak deney konusu olarak satrancı seçiyor. Salt bu iddiasını kanıtlamak için gazete ilanı ile tanıştığı ve evlendiği Ukrayna’lı eşi ise hiç satranç bilmiyor. Dünyaya gelen üç kızını da üç yaşından itibaren özel bir programla yetiştiriyor. Yıllar içinde üç kız da satrançta müthiş bir noktaya ulaşıyorlar, hepsi “Grand Master” ünvanı alıyorlar ve en küçük kızı Judit Polgar ise tarihin en güçlü kadın satranç oyuncusu ünvanını elde ediyor. Kısacası Polgar tezini kanıtlıyor ve yoğun çalışma ile mükemmelliğe ulaşılacağını dünyaya gösteriyor. Ünlü düşünür John Locke, birçok düşünür karşı çıksa da “insan dünyaya bomboş bir levha gibi gelir ve zamanla her şeyi öğrenir ve edinir” der. Genel olarak başarının yarısı genetik özelliklerin, diğer yarısı da yaşam boyu sürecek yoğun pratik ve çalışmaların sonucudur. Yeteneğin doğuştan gelip, gelmediği tartışılsa da, kesin olan yeteneklerimizi ancak çalışarak geliştirebileceğimiz gerçeğidir. İlgi duyduğunuz alanda sıkı çalışırsanız, yoğun çaba harcarsanız ulaşılamayacak bir başarı yoktur.
Herkesin doğuştan gelen ve başarılı olacağı bir alan var. Eğitim sistemi kişinin bu potansiyelini keşfetmesine yardımcı olacak şekilde tasarımlanmalı. Bugün böyle bir sisteme sahip değiliz. Çocuklarımız hangi kriterlerle geleceklerine yön veriyorlar? Kendi potansiyelinin farkındalar mı? Bu çocukların kendi başlarına yapabilecekleri bir şey değil. Yol gösterici süreçlere ihtiyaçları var. Bugün hiç ilgileri olmayan disiplinlerde yıllarca okuyan, diploma alan ve alanlarında hiç çalışmayan çocuklarımız var.
Türkiye’den niye bir Facebook ya da Twitter çıkmadığı sorusunu sıklıkla duyuyoruz. Donanımdan yazılıma, medyadan internet şirketlerine dek çok geniş bir skalada faaliyet gösteren şirketlere ev sahipliği yapan Silikon Vadisi şirketlerinin toplam karı 133 milyar dolara çıkmış durumda. Bu rakam Türkiye’nin GSYH’nın yaklaşık altıda birine denk geliyor. İlk on teknoloji şirketinin toplam satış gelirleri 617,6 Milyar Dolar. Türkiye’nin en değerli ilk on şirketinin satış gelirleri ise neredeyse onda biri, sadece 68,9 Miyar Dolar. Birinci sıradaki Apple’in cirosu 235 Milyar Dolar, Türkiye’nin il on şirketinin tam 3,4 katı büyüklüğünde. Yüzde 23 Karlılık oranı ile 53,7 Milyar Dolar kar elde eden Apple, en karlı şirket ünvanını açık ara koruyor. Şimdi soruyu tekrar edelim: Neden Türkiye’den böyle teknoloji şirketleri çıkmıyor, çıkamıyor? Bu şirketleri yaratmak çok mu zor? Onlar yapıyor da, biz neden yapamıyoruz? Sosyal Araştırma Platformu “Onedio” bu konuyla ilgili çalışmasında aşağıda özetlediğim sonuçlar çıkarmış;
İnsanı içinde bulunduğu toplumun dışında düşünemeyiz. Gerek toplumsal etkenler gerekse eğitsel etkenler birlikte bu sonucu doğuruyor. Çocuklarımızı bebeklikten itibaren kendimize benzetmeden büyütmek ve özgür hareket etmelerini sağlamak zorundayız. İlk adım onların bizim dışımızda bireyler olduğunu kabul etmek ve farklı olmalarını doğal karşılayacağımız bir bilince ulaşmak. Sonra bir amaç için onların hayal kurmalarını teşvik etmek, kendi potansiyel yeteneklerini fark etmelerini sağlamak ve bu alanda çalışmalarını desteklemek.
Bill Gates Microsoft’u, Steve Jobs Apple’ı günde ortalama 12 saat çalışarak yarattı. Türkiye’de de gençlere kendi potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olur, çalışmalarını destekleyen bir toplumsal iklim ve rasyonel bir eğitim sistemi yaratırsak ve onlar da günde en az 12 saat konularına odaklanıp çalışırlarsa Türkiye’den de rahatlıkla “Facebook” da çıkar, “Twitter” da çıkar. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Tuygan ÇALIKOĞLU
tuygan@hotmail.com www.tuygancalikoglu.com.tr
Kaynak: www.google.com https://onedio.com/haber/turkiye-de-dunyayi-degistirecek-hayaller-kurmanin-zorluklari-445391 https://www.donanimhaber.com/diger-bilim-ve-teknoloji/haberleri/Silikon-Vadisinin-en-cok-kr-eden-10-teknoloji-sirketi.htm http://www.fortuneturkey.com/Fortune500/2016