thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Tuygan Çalıkoğlu


Facebookta Paylaş









G20’nin İnsanı Dönüştürme Projesi
Tarih: 27-11-2022 09:24:00 Güncelleme: 27-11-2022 09:27:00


İçinde Türkiye’nin de bulunduğu G20 ülkeleri, 14 Kasım’da Endonezya’da bir araya geldiler ve insanlığın geleceğini belirleyecek çok önemli 52 karara imza attılar. Ana akım medya bu kararlarla ilgili hiçbir haber yapmadı. Dahası, muhalefet de toplumu bilgilendirmedi. Dolayısıyla toplumsal farkındalık yaratılmadı. Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab ve Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in başını çektiği bir grup insanın “Yeni Dünya Düzenini” tesis etmek için ortaya koyduğu öneriler, G20 ülkeleri tarafından kabul edildi. Bu kararlar alınırken, hiçbir ülke halkına sormadı, onların fikrini almadı. Hayati öneme sahip bu kararlar için referanduma gitmeye ihtiyaç duymadı. Deklarasyona bakarsak, bazı şirketlerin yanında, çok iyi bildiğimiz bazı vakıfların da işin içinde olduklarını görüyoruz. Projenin fonlanmasın da ve sürecin denetlemesinde yer alacak bu vakıfların başında Rockefeller Vakfı ile Bil & Melinda Gates Vakfı var. Cevaplanmasına ihtiyaç olan önemli soru şu;"Neden Klaus Scwab’ın yetkinliği kimse sorgulamıyor? Neden G20 devletleri bu kişiyle çalışmak zorunda?”Bilmiyoruz. Dünyada parayı kontrol eden birkaç büyük aile, bir grup ulus üstü şirket, başta ABD olmak üzere bir grup devlet; 8 milyar insanın geleceğini belirlemeye karar verdiler. The Great Reset (Büyük Sıfırlama) adını verdikleri dönüşümün,2030 yılına dek tamamlanması öngörülüyor. Deklarasyonda öne çıkan çok önemli iki konu var. Birincisi; Pandemi Yasalarının kabul edilerek, QR kod takip sisteminin hayata geçirilmesi. Diğeri ise; Küresel Merkez bankası Dijital Parasının (CBDC) yürürlüğe girerek, küresel takas işlemlerinde kullanılması. Şimdi bunların ne anlama geldiğine bakalım.

 

Pandemi yasalarının kabul edilmesi, yeni pandemilerin gündemde olduğunu gösteriyor. “Sorarsak hiç bitmedi ki” diyorlar. Onlara göre bulunduğumuz çağ, virüs çağı. Ancak 2020’de yaşamımıza giren pandemide, virüsün yapay olarak laboratuarda üretildiğine dair ciddi iddialar ortaya atıldı. En önemlisi de HIV virüsünü keşfeden, Nobel ödül sahibi dünyanın en ünlü viroloğu Luc Montagnier oldu ve bu virüsün yapay olduğunu söyledi. Yetkililer önce inkâr etseler de sonra mutabık kaldılar. “Laboratuarda üretilmiş olabilir” dediler. Hatta kamuoyunda baskılar artınca, denetleme için bir grup araştırmacı, virüsün yayıldığı yer olduğu söylenen Çin’in Wuhan kentindeki laboratuara gitti. Ancak yapılan pek çok çelişkili açıklamalar sonrası, beklenen rapor bir türlü yayınlanmadı. Daha önemlisi, denetlemeye giden kişilerin, daha önce bu laboratuarda görev yapmış olmaları. Bunlar neden önemli? Küresel ölçekte yaşanan bu trajedinin sorumluları kim? Bilmiyoruz. Bu konu aydınlatılmak zorunda. Yeni yapay virüslerin ortaya çıkması ciddi bir olasılık ve küresel ölçekte yükselen tepkilerin özünü oluşturuyor. G20, olası yeni pandemiler nedeniyle, insanların yaşamlarına kısıtlamalar getirecek. Bunlar sıradan konular değil. Kendimizi, ailemizi, milletimizi, yani hepimizi ilgilendiren boyutu var. Sadece Türkiye ile de sınırlı değil, bütün dünyayı etkileyen boyutta. Vahim olan; ana akım medyanın G20 zirvesinde alınan ve insanlığın geleceğini radikal biçimde etkileyecek bu kararları görmezden gelmesi.

 

Alınan kararlara göre, G20 ülkelerinin sağlık bakanlıkları çalışma grupları kuracak. Sistem, DSÖ tarafından oluşturulacak bir format kullanacak. Dijital Covid 19 aşı sertifikaları, aşılama tarihleri, dozları vs. her şey kayıt altına alınacak, bir dijital doğrulama portalına taşınacak ve karşılıklı olarak tanımlanacak. QR kodu ile tüm insanlar takip edilecek, her hareketi denetlenecek. Bu nedenle insanlara dayatılacak bir “takip sistemi” yürürlüğe girecek. İşin içinde Dünya Bankası, BIS, IMF gibi kuruluşlar var. Görevleri, bu kararlara uymayan devletleri cezalandırmak. Örneğin, bir ülke DSÖ’ye ait QR takip sistemini uygulamazsa, kendisine finansal yaptırım uygulanacak.

 

Dünya Bankası, BIS (63 merkez bankası arasındaki iş birliğini koordine eden Uluslararası Mutabakat Bankası) ve IMF, bu üç kuruluşun G20 için birlikte hazırladığı bir rapor var. Deklarasyonun bu rapor doğrultusunda şekillendiği, resmî açıklamada yer alıyor. Dünya merkez bankalarına ait dijital paralar tek bir merkezde işlem görecek ve takas işlemlerini bu merkez üzerinden yapacak. Bu nedenle, küresel MB konumunda olan bu kuruluşun kendine ait bir dijital parası olacak. Küresel dijital para. İlginç olan; bu üç uluslararası kuruluş, sağlıkla ilgili politikaların fonlanmasında da karşımızda. Konu ile ilgili çok değerli çalışmalar yapan Araştırmacı Yazar Erkan Türükten soruyor; “Bu nasıl bir iş? Faaliyet konunuz sağlık mı? Yoksa finans mı?”

 

Yeni dönemde insanlara dijital kimlikler verilecek. Küresel ölçekte, insanların numaralandığı “insan kimliği”. Ülkelerin verdiği “vatandaşlık kimliği” dışında bir kimlik bu. Ne var bu dijital kimlik içinde? Bütün kimlik bilgileri, sağlık bilgileri, adli kayıtlar, seyahat bilgileri, yapılan her türlü harcamalar vs. var. Dijital para ile her şeyi takip etmek mümkün. Neyi ne zaman yediğinize ve içtiğinize, nereye gittiğinize ve hangi sosyal etkinlik içinde olduğunuza kadar aklımıza gelen her şey. 

Karbon ayak izi uygulamaları için ayrı bir fasıl gerek. Herkese bir karbon kotası veriliyor. Aracınıza aldığınız benzinden yola çıkarak sizin ne kadar karbon ürettiğiniz hesaplanıyor. Yediğiniz etten bile karbon üretiminiz artıyor. Çünkü etin üretiminden gelen bir karbon salınımı söz konusu ve bu da hesaplanıyor. Kısaca, yaptığınız her faaliyetin sonucu bir karbon haritası karşınıza konuyor. Eğer size verilen karbon kotasını aşarsanız özgürlüğünüz kısıtlanıyor, haklarınız elinizden alınıyor ve toplumdan izole edilmeye kadar gidiyor. Çin’de uygulanan Sosyal Kredi Sistemi bu. Örneğin tatil yapmak için bile bir yere gidemiyorsunuz, hatta ailenizi bile göremiyorsunuz. Karbon üretimi nedeniyle şehirlerarası yolculuklar sınırlanabiliyor, hatta kotayı doldurduysanız yasaklanabiliyor. Kota aşılınca kısıtlamalar aşamalı olarak artıyor. Erdoğan geçenlerde “Suçlular sokağa adım bile atamayacak” derken, dayandığı işte bu takip sistemi. Erkan Trükten tepki gösteriyor; “Bu ‘karbon ayak izi’ takibi yasalaşırsa, herkes suçlu ilan edilecek. Yediğin, içtiğin, seyahat ettiğin vs. için kota aşılınca, evden dışarı çıkılmayacak. Post modern hapishaneler böyle bir şey.”

 

Kanada Başbakanı Justin Trudeau G20 zirvesinde yaptığı ilginç konuşmasında, mealen, demeç verme özgürlüğünü hep desteklediklerini, ancak dezenformasyon olmaması için, demecin doğrulanması gerektiğini söyledi.Bu nedenle yapay zekâ teknolojisi ile bir takip sistemi geliştirmek zorunda olduklarını da ekledi. Bu üzerinde çok düşünülmesi gereken bir açıklama. Dezenformasyon yasası eş zamanda pek çok ülkede çıkmasının ötesinde, G20 zirvesinde deklare edilmiş durumda. Dezenformasyon ne demek? Eğer hükümetlerin uygulamalarına itiraz eder, karşı çıkarsanız bu açıklamanız sansürlenecek mi? YouTube, Facebook’un yaptığını, ulus devletler de yapacak? Öyle mi? Peki açıklamalar zaman içinde doğrulanırsa ne olacak? Bu uygulamayı demokrasi ile evrensel hukuk ile ilişkilendirmek mümkün değil. Pfizer CEO’su Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı açıklamasında itiraf etti; “Biz aşımızın bulaşıcılığı engellemesi ile ilgili hiçbir test yapmamıştık. Ancak aşıyı piyasaya sürmek zorundaydık.” İnsanların can sağlığı ne oldu? Peki, bu pandemi döneminde yapılan itirazlara ve itirazların sahiplerine yönelik karalama kampanyaları ne olacak? O günlerde dezenformasyon yasası yürürlükte olsaydı cezalandırılmaları kaçınılmazdı. Bu durumda kamuoyuna yanlış bilgi verenler, halkın can güvenliğini hiçe saymış olmadılar mı?

 

Dezenformasyon yasası gündeme geldiğinde; herkes Ak Parti’nin muhalefeti susturmak için bu yasayı gündeme getirdiğini düşündü. Araştırmacı Yazar Hamza Yardımcıoğlu bu konuda farklı düşünüyor ve toplumu uyarıyor; “Bunun dışında bir boyutu var bu yasanın. Bütün dünyada bir süredir “Yanıltıcı Bilgiyi Yayma” diye adlandırılan bir yasa gündemde. “Pay Pal” bile bu kavrama dayanarak, bunu yapanların hesaplarından 2 bin 500 dolar kesilmesini tartışmaya açtı. İnsanlar cezalandırılmak isteniyor. Böyle bir şey olabilir mi? Yanıltıcı bilgi nedir? Buna kim kara verebilir?”G20’nin deklarasyonuna dönersek, pandemi sürecinde toplumlara yanıltıcı bilgiyi verenler, şimdi nasıl oluyor da başkalarını yanıltıcı bilgi vermekle suçlayabiliyorlar?” Erkan Trükten’in, sürmekte olan bir davasına ait yaptığı çok önemli bir açıklama var. Mahkemelik olduğu İçişleri Bakanlığı, mahkemeye sunduğu savunmasında, pandemide uygulanan bütün tekniklerin ve ilaçların deneysel olduğunu resmen ifade ediyor. O zaman TCK 90. Maddesine bakalım;“Hiçbir Türk vatandaşı deneye tabi tutulamaz, aksi takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.Aşılar deneysel ise, neden herkes aşılanmaya zorlandı, yaptırımlar uygulandı, kısıtlamalar getirildi, hayat durma noktasına geldi? Bugün aşıların yan etkileri bütün dünya gündemini meşgul ediyor. Ölüm istatistikleri yayınlanıyor. Yapılan inanılmaz ifşaatlar var.

 

G20 deklarasyonu çok boyutlu ve ulus devletleri aşıyor. Küresel bir mesele. Dünyada kurulmak istenen, bildiğimiz insan türünün kalmayacağı yeni bir yaşam söz konusu. Küresel finans elitlerinin dertleri para değil, asıl hedefi gücü ele geçirmek. Tanrı-insan olma peşindeler. Bu yolda her şeyi mubah görüyorlar. Onlara göre, Allah’ın yarattığı insan “çürük”. Sınırlı sayıdaki insanın sürümünü “enjeksiyonlarla” ve“in- plantlarla” yükseltecekler. İnsan nüfusu dramatik biçimde azalacak. Aynen sanayi devriminde, atların yerini alan makinler nedeniyle, at nüfusunun azalması gibi. Çünkü bilgi ekonomisinde insana ihtiyaç çok azaldı. Küresel finans elitleri artık itiraz eden insan istemiyorlar. Hayallerinde; nakitsiz, mülkiyetsiz, milliyetsiz, cinsiyetsiz ve dinsiz “Yeni Dünya Düzeni” var.

 

Tuygan ÇALIKOĞLU



Bu yazı 22584 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI