marketingfutbol.club bonus veren siteler
Bugun...
Bizi izleyin:


Tuygan Çalıkoğlu


Facebookta Paylaş









6’lı Masa’da İşler Karışıyor
Tarih: 13-11-2022 09:11:00 Güncelleme: 13-11-2022 09:11:00


Meral Akşener tam bir emrivaki ile Bağımsız Türkiye Parti’sini (BTP) 6’lı Masa’ya davet etti. Hem de diğer partilerin istek ve önerisini almaya ihtiyaç duymadan. Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan köşesinde; DEVA Partisi’nin, BTP’nin masaya davet edilme şekline tepki gösterdiğini ve BTP’nin masaya oturması halinde, DEVA Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nun istifa edeceğini yazdı. Yeneroğlu ile yaptığı telefon görüşmesine yer veren Pehlivan, Yeneroğlu’nun ”BTP ticarethane mi? Tarikat mı? Siyasal Parti mi?” sorularını dile getirdi. Dahası, şu sözlerini de aktardı;” Şeffaf değiller, demokratik değiller. Biz sürekli olarak kadın erkek eşitliğini vurgularken, parti kurucusunun eşlerinin sayısının belli olmadığı bir parti ile nasıl birlikte oluruz? Biz çok ciddi bir iş yapıyoruz, ancak bu davet işin ciddiyetini bozacak nitelikte.”

 

Bu olay,6’lı Masa’yı karıştıran tek olay değil. CHP’li eski vekil Barış Yarkadaş da CNN’de yaptığı konuşmada; Meral Akşener’in Mansur Yavaş ile “adaylık” diyalogundan söz etti. Dahası, 14 Kasım tarihinde yapılacak il başkanları toplantısında, Mansur Yavaş’ın il başkanları tarafından “Cumhurbaşkanı Adayı” olarak belirleneceğini iddia etti. Bir önceki toplantıdan, il başkanlarının yüzde 65- 70’inin Mansur Yavaş’ı aday görmek istediklerini biliyoruz. Başkanların diğer bir bölümü Ekrem İmamoğlu’nun da aday olması halinde seçimi kazanabileceğini düşünüyor. Bu gelişmeler karşısında Akşener, tartışmaları bir an önce sona erdirerek, en doğru aday gördükleri Mansur Yavaş’ın aday olmasını istiyor. Akşener’in, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakmadığı çok açık. Kılıçdaroğlu kendi adaylığında ısrar ederse, Akşener konuyu Genel İdare Kurulu’na götürecek. Bu, Kılçdaroğlu’nun adaylığının GİK’de oylanması demek. Ekrem İmamoğlu’nun adaylığına “otokratik” eğilimleri olduğu düşüncesiyle sıcak bakmadığını göz önüne alırsak, Akşener’in adaylığı bile gündeme gelebilir.

 

Kılıçdaroğlu ve ekibi defalarca, adayı 6’lı Masa’nın belirleyeceğini söyledi. Ancak Kılıçdaroğlu son aylarda, kendisinin aday olduğuna yol açacak pek çok açıklamalar yaptı. “Ben” diye başlayan cümleler kurdu ve seçim sonrası yapacaklarını kamuoyu ile paylaştı. Bu çıkışların, Akşener ve Babacan’ı rahatsız ettiği çok açık. Akşener CHP’ye bir borcu kalmadığını söyledi. Hatta “Biz alacaklı hale geldik” dedi. “Noter değiliz” dedi, “Masaya biz de aday getirebiliriz” dedi. “Kazanmak önemli” dedi. Daha ne desin? Kılıçdaroğlu’na sevgi ve saygısı var, ancak onun adaylığını riskli buluyor ve “kazanacak” aday konusunda ısrar ediyor. Bu anlaşılabilir bir durum. Kılıçdaroğlu’nun kendi başına adaylığını ilan etmesine tepki veriyor.

 

6’lı Masa Şubat ayından bu yana toplanıyor, tartışıyor. Ancak ortada “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” üzerinde mutabakat dışında somut bir adım yok. Son toplantıda; adayı belirlemeden önce, program üzerine uzlaşma metninin hazırlanması planlandı. Görüşmeler 15 günde bir yapılacaktı. Ancak tam 43 gün sonra, 14 Kasım’da toplanacaklar. Bu toplantıda bırakın uzlaşma metnini ve adayı açıklamayı, masada ortalığı karıştıracak nitelikte birçok gelişme var. Bu arada Erdoğan kampanyasını Ağustos’ta başlattı. İçeride ve dışarıda ciddi bir hareketlilik içinde. Seçim ekonomisini yürürlüğe koydu. “Konut projeleri”, “Türkiye Yüzyılı” başta olmak üzere, gerçekliği çok tartışılacak nitelikte de olsa, pek çok proje gündeme geldi. Seçmenin ilgisini çekecek, ona umut verecek nitelikte aktif bir çalışma yapıyor. 6’lı Masa ise, daha ne yapacağına karar vermiş değil. Gündeminde kendi içindeki tartışmalar var. Halkın sıkıntısı ise çok büyük ve beklemekten sıkılmış durumda. 6lı Masa’nın bu hali, bırakın umutları artırmayı, tersine azaltıyor. Bir an önce adayın belirlenmesi ve her kim aday olacaksa, ekibi ile birlikte sahaya inmesi gerek. Zaman hızla azalıyor. Adayın dışında pek çok konu var tartışılması gereken. Cumhurbaşkanlığı yardımcıları ve bakanların belirlenmesi, başta ekonomi olmak üzere bakanlıkların hangi partilere verileceği gibi. Bu konuların hepsi gerilim oluşturacak nitelikte.

 

Metropol Araştırma’nın Ekim ayı anket sonuçları çarpıcı. Ağustos ayından itibaren muhalefet düşüşte. Başkan Prof. Özer Sencar “Eldeki bulgular muhalefeti memnun edecek nitelikte değil, ancak tepki vereceklerine bu sonucu yaratan nedenlere odaklanmalılar” uyarısını yapıyor. Sencar, muhalefet seçmenin iyi sonuçlar beklemesinin ve bunu görmediğinde tepki vermesinin anlaşır olduğunu, ancak yöneticiler açısından bunun kabul edilemez olduğunu söylüyor. Muhalefetin; bulguları yok sayarak seçmenin eğilimlerini anlaması mümkün değil. Dolayısıyla yeni bir strateji geliştirmesi de söz konusu değil. Sencar, kamuoyu araştırmalarındaki farkların ana nedenini de, kararsızların dağıtılmasında görüyor. Şirketlerin bir bölümü kararsızları oransal dağıtırken, bazıları rakamlarla oynuyor.

 

Ak Parti son aylarda kaybettiği oyların bir kısmını yeniden kazanma sürecine girdi. Muhalefetin önce bu gerçeği kabullenmesi gerekiyor. CHP’ye en yüksek oranları açıklayan Yöneylem ve Area gibi şirketler bile, Erdoğan’ın toparlanmaya başladığını kabul ediyor. Hatta bu nedenle; herhangi bir adayın değil, kazanacak adayın ilan edilmesinin zorunlu olduğu uyarısını yapıyor. Ancak muhalefet Erdoğan’ın çok yıprandığını düşünüyor.“Erdoğan’ın karşısında kim olursa olsun kazanırız” algısı hala devam ediyor. Üstelik bu algı CHP ile sınırlı değil, masadaki diğer partiler de böyle düşünüyorlar. Muhalefet, seçim tarihinin açıklanmasından sonra adayı açıklayacağını söylüyor. Bu rasyonel bir düşünce değil. Eğer Ak Parti, 2- 3 ay kala seçim tarihini açıklarsa, bu kısa sürede adayı nasıl belirleyecek? Kampanyayı nasıl düzenleyecek? Cevabı yok bu soruların.

6’lı Masa hala seçim sonrası ne yapacağını tartışıyor ve üzerine uzlaştıkları bir program yok. İçlerinde DEVA Partisi’nin hazırladığı 22 adet “Eylem Planı” ile dikkat çekiyor. Başta ekonomi olmak üzere ülke sorunlarını üzerine çözümler sunuyor, bunları diğer partilerle paylaşıyor, tartışmaya açıyor. Daha önce siyasal yaşamda görmediğimiz bir çalışma. Ortada çok büyük bir emek var. Ancak Sencar’ın, Ali Babacan’la görüşmesinde sorduğu soru çok çarpıcı; “Bunlar seçim sonrası yapacaklarınız, bana seçimi kazanmak için neler yapacağınızı söyleyin” Gerçekten de muhalefetin seçimi nasıl kazanacağına dair bir stratejisi olduğunu söylemek zor.

 

Metropol ’ün araştırmasına göre; Kılıçdaroğlu Ağustos ayında çok iyi bir halkla ilişkiler çalışması sonucunda, kendi popülaritesini en üst düzeye çıkardı. CHP parti olarak yerinde sayarken, Kılıçdaroğlu kişisel olarak Erdoğan’ın 7 puan önüne geçti, oy oranını da yüzde 45’e çıkardı. Erdoğan bu gelişmeyi gördü ve kampanyasını 3- 4 ay önce başlattı. Seçim ekonomisine geçti. Ekonomi böylesine çökmüşken, dramatik cari açığa karşın devasa dağıtımlara başladı. Seçimi kazanmak için ne varsa dağıtmaya kararlı. Bu bağlamda halkın desteğini alıyor. Erdoğan’ın bu hareketliliğine karşılık, muhalefetin edilgenliği seçmeni olumsuz etkiliyor. Seçmen; muhalefetin hiçbir somut adım atmadığını, kendi arasında bir uzlaşı sağlayamadığını görüyor. Kararsızların yarısı, şimdiden Ak Parti’ye dönmüş durumda. Ağustos ayında Kılıçdaroğlu’nun 7 puan gerisinde olan Erdoğan, Ekim ayında farkı kapatmakla kalmadı 4 puan da öne geçti. Nedeni, her iki liderin izlediği politikalara halkın verdiği tepki. Erdoğan yükselirken, Kılıçdaroğlu düşüşe geçti. Bu arada Ak Parti yüzde 32’ye, MHP de yüzde 10’a ulaştı. Küçük partilerin azalma sürecine girmesi de çok çarpıcı. Örneğin hızlı yükseliş sergileyen Zafer Partisi yüzde 3’den yüzde 1’e inmiş durumda. Sencar “Bu adam yine bu işi götürecek” algısının muhalif seçmende yayıldığını söylüyor.

 

Muhalefetin seçim kazanması için, Erdoğan’ın karşısına en güçlü adayı çıkarması gerek. Ancak muhalefet “Bize güçlü aday lazım değil” düşüncesinde. “Ülkeyi birlikte yöneteceğiz” diyor. Yani heyetle. Bu olacak iş değil. Seçimi lider kazanır. Güçlü lider güçlü bir ekip kurar, ancak lider ekibinden daha güçlü olmak zorundadır. 6’lı Masa bu gerçekleri görmek ve ona göre karar vermek durumunda. Peki, adaylar arasında hangisi en güçlü? Mansur Yavaş’ın Erdoğan’ın 20 puan önünde olduğu dönemler oldu. İmamoğlu’nun da 5- 6 puan önünde. Araştırmalar hala Mansur Yavaş’ın önde olduğunu gösteriyor. Son araştırmalarda; Erdoğan’ın 3 puan, İmamoğlu’nun da 6 puan önünde. Ancak halk desteği yüksek de olsa; Mansur Yavaş, Erdoğan karşısında direnebilecek güçte gözükmüyor.

 

Kazanma gücü, hırsı, direnci, zekâsı, hitabeti en yüksek kişinin aday yapılması şart. Bu kriterlere göre, Ekrem İmamoğlu en güçlü aday görünüyor. Hem Beylikdüzü hem de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde, Erdoğan’a karşı üç kez kazanmış genç bir siyasetçi. Ekranı iyi kullanıyor, polemik yapmayı seviyor. Muhafazakâr, dindar ve Kürt seçmenlerle iyi ilişkileri var. Yeterince deneyimli ve Erdoğan ile rekabet yapabilecek beceriye sahip. Dahası, İmamoğlu İstanbul seçimlerinde ekibi ile birlikte, ıslak imzalı tutanakların yüzde 100’ünü kontrol ederek bu zafere ulaştı. Mansur Yavaş ise bunu yapamadığından, bir önceki seçimi kazandığı halde, başkan olamadı.

 

İmamoğlu iyi bir Cumhurbaşkanı olur mu? Bilmiyorum, ancak iyi bir Cumhurbaşkanı adayı olacağından eminim. İmamoğlu bir lider değil, ama potansiyeli var. Ancak 6’lı Masa geç kaldı, çok az zamanı var. Çünkü İmamoğlu’na, yargılandığı “mesnetsiz” davadan dolayı,14 Aralık’ta siyasal yasak gelebilir. Erdoğan bunu yapar mı? İmamoğlu’nu mağdur etmek ona seçim kazandırır mı? Sanmıyorum. Ancak Erdoğan’ın, İmamoğlu’nu durdurmak için elinden gelen her şeyi yapacağı kesin.

 

Tuygan ÇALIKOĞLU



Bu yazı 12788 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
  • HASTANEDEN KAÇIRILAN BEBEK BULUNDU
    HASTANEDEN KAÇIRILAN BEBEK BULUNDU
VİDEO GALERİ
YUKARI