thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Tuygan Çalıkoğlu


Facebookta Paylaş









Orta Sınıf Yok Oluyor
Tarih: 17-07-2022 09:43:00 Güncelleme: 17-07-2022 09:43:00


Gündemde, orta gelir grubunu temsil eden “orta sınıfın” çöküşü var. Çünkü gelirleri eridi, satın alma gücü düştü ve yoksullaştı. Yaşam kalitesi azalan orta sınıf; sadece gıda, kira, enerji, ulaşım vs. harcamalarını karşılamaya çalışıyor. Ekonominin kanseri diyebileceğimiz enflasyon karşısında en çok etkilenen kesim olan orta sınıfın temsilcileri, bu nedenle yurt dışına gitme çabası içindeler. 

 

Kimler orta sınıfı temsil ediyor? İki gruptan oluşuyor; birincisi beyaz yakalılar, yani ücretli çalışanlar, düzenli geliri olan diplomalılar. Bunlar meslek sahibi, konusunda uzman kişiler. Teknolojik araç gereç ve bilgiyi kullanabiliyorlar. Orta sınıfın diğer bölümünü serbest çalışanlar oluşturuyor. Evde çalışanlardan, esnaf ve küçük işletme sahiplerine kadar geniş bir kesime uzanıyor. Her iki kesim de kişisel ihtiyaçlarını karşılamak için gündelikçi ya da düzenli istihdam sağlıyor. Yani, kapıcı, temizlikçi, bakıcı, bahçıvan vs. çalıştırıyor. Bu kesimin önemli bir bölümü sadece tam ya da yarı zamanlı çalışmadan elde ettikleri gelirlerinin yanında; altın, Türk Lirası, ABD Doları gibi küçük ölçekli sermayelerinden de gelir elde ediyor. Kira geliri olanlar da var. Bu kesimin bir bölümü para ve sermaye piyasalarına, borçlanma araçlarına, dünyanın her yerindeki kripto varlıklara, borsalara, emtia, türev araçları vs. gibi finansal ürünlere ulaşabiliyor. Çünkü bu insanların bilgiye erişmek gibi büyük bir avantajları var. Dolayısıyla bu insanlar kaybedecek bir şeyleri olmayan işçi ya da köylülerden çok farklı bir konumdalar.

 

Dünyadaki gelir ve servet dağılımını ölçmek için kabul edilen ölçütler şöyle; orta sınıfın nüfus içindeki oranı genel olarak yüzde 40. En tepedekiler yüzde 10, en alttakiler ise yüzde 50. Orta sınıfın kaybolması, yüzde 40’lık kesimin giderek alt kesime dahil olması demek. Dünya Eşitsizlik Veri Tabanı (World Inequality Database) verilerine göre, Türkiye’de orta sınıfın 2007’den sonra zayıfladığını görüyoruz. 2007- 2020 arasında bu kesimin ulusal gelirden aldığı pay yüzde 36,1’den yüzde 33,8’e, ulusal varlıklardaki payı da yüzde 32’den yüzde 30’a gerilemiş durumda. 2021 yılında bu oranlar daha da kötüleşti. Türkiye 2013’den bu yana reel olarak yoksullaşıyor. Dünya Bankası verilerine göre; Türkiye’nin GSYH’si980,8 milyar dolardan 2020 yılında 719,9 milyar dolara geriledi. Bu veriler, orta sınıfın son 10-15 senede düzenli olarak nasıl zayıfladığını teyit eder nitelikte.

 

Orta sınıf, ekonominin büyümesine yardımcı olan değerleri temsil ediyor. Geçimini sağlayan en önemli faktör eğitim olduğu için, eğitime verdiği önem büyük. Dolayısıyla orta sınıf ile eğitim arasındaki pozitif bir ilişki var. Yenilikler yapmak ve şirket kurmak için ekonomik motivasyona sahip olmaları gerekli. Diğer taraftan, ülkelerdeki yönetişim düzeyini yükselten orta sınıfın varlığı. Bu sınıfın talepleriyle, eğitim, sağlık ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin kalitesi yükseliyor. 

 

Küresel Servet Raporu’na göre; 2000 yılında Türkiye’de 6 milyon yetişkinin yer aldığı orta sınıf bugün 5,7 milyona düşmüş durumda. Ancak 2000- 2007 yılları arasında bu gruptaki insanların sayısında 3 milyon artış var. Bu durumda, küresel krizle birlikte bu artış ortadan kalkmış görünüyor. Dolayısıyla; 2008’de 2 milyon 2008- 2015 arasında ise 1,4 milyon azalmış bir orta sınıf var karşımızda.

 

Orta sınıfın sosyolojik analizinde, toplumsal dengeyi ve düzeni sağlayan bir misyonunu görürüz. Bu bilgiler geniş bir orta sınıfın, dengeli bir toplumsal yaşam için ne denli gerekli olduğunu gösterir. Sosyal hareketin itici gücüdür orta sınıf. Toplumsal dengeyi sağlayan orta sınıfın kaybolması, ekonomik olarak ülkenin iki gruba indirgenmesi demektir:“en üsttekiler” ve “en alttakiler”.

 

Son 15 yılda asgari ücretin ortalama gelire oranı, yüzde 50’den yüzde 88’e çıktı. 2016 yılına dek aşağıdan yukarıya doğru bir yükselme trendi vardı ve ne yazık ki bitti. 15 yıl önce ortalama ücret asgari ücretin iki katıyken, bugün ortalama ücret, asgari ücretten sadece yüzde 10 daha fazla. Asgari ücret artık genel ücreti temsil ediyor, çünkü büyük çoğunluk “asgari ücretli” hale gelmiş durumda. Bu durum en çok orta sınıfı etkiliyor. 2016 sonrası hemen bütün ülkeler gelir kaybı yaşadı, ancak en yüksek gelir kaybına uğrayan ülke Türkiye oldu.

 

Türkiye’de geçmişte okuyarak sınıf atlamak mümkündü. Bu büyük motivasyon kaynağı ne yazık ki artık kalmadı. Sabit gelirlilerin maaş artışları, resmi enflasyon ve döviz kurunun çok altında. Bu arada TÜİK’in enflasyon rakamlarını nasıl çarpıttığını dikkate alırsak, sabit gelirlilerin satın alma gücündeki çok daha büyük kayıpları görürüz. Bu sınıfın harcama kalemleri dramatik biçimde değişti. Çünkü kaliteli eğitim ve sağlık hizmetleri alabilmek için ek harcamalar yapmaları kaçınılmaz oldu.

 

Son 2016’dan bu yana orta sınıfın önemli bir bölümü alt sınıfa düştü. Bu sadece uygulanan ekonomik politikalardan değil, bir hayat tarzının dayatılmasından da kaynaklanıyor. Birincisi; orta sınıfın,devletin ürettiği mal ve hizmetlerin yetersizliği nedeniyle, ihtiyaçlarının neredeyse tamamını piyasadan yüksek fiyatlarla sağlamaya çalışması.İkincisi; daha modern bir yaşamı sürdüren, bir başka deyişle seküler bir yaşamı benimseyenlere karşı,iktidarın caydırıcı uygulamaları. Alkol tüketimi, restoranlarda yeme içme, yurt içi ya da yurt dışında tatil yapma vs. gibi faaliyetlerin fiyatları dramatik biçimde arttı. Orta sınıfın önemli bir bölümü, zorunlu olarak bu faaliyetlerden vazgeçmek zorunda kaldı, dolayısıyla yaşam kalitesi düştü. Bu koşullarda; yüksek gelire de sahip olsa, orta sınıf artık geçmişte olduğu gibi kazancını varlığa, zenginliğe dönüştüremiyor. Hatta cepten harcıyor, yani eriyor. Okuyarak sınıf atlamak, zenginleşmek artık mümkün değil. Zenginleşmenin biricik yolunun devlete dayanarak, her düzeyde rantın parçası olmaktan geçtiğini, artık sokaktaki çocuklar bile biliyor. Bunun yolu da siyaset ile aidiyet ve mensubiyet bağları.

Türkiye’de gelir dağılımındaki adaletsizlik sürdürülebilir değil. Sınıflar arasındaki makas inanılmaz açılmış durumda. Türkiye’de en yüksek yüzde 20’nin geliri, en alttaki yüzde 20’nin gelirinin 8,3 katı. Avrupa’da bu 5 kat civarında. Türkiye’nin ekonomik resminde orta sınıf yok oluyor. En üsttekiler daha da zenginleşirken, orta sınıf alt sınıfa dönüşüyor ve alt sınıf daha da yoksullaşıyor. Türkiye’yi uzun yıllar olumsuz etkileyecek ekonomik bir tablo var kaşımızda.

 

Bugün orta sınıfa mensup insanlar ya yurt dışına gidiyorlar ya da yurt dışına gitmenin yollarını arıyorlar. Bu ise, Türkiye’nin çok iyi eğitimli gençlerinden oluşan işgücünü kaybetmesi demek. İktidarın bilinçli olarak, isteyerek ve sonuçlarını öngörerek uyguladığı politikalarla bu noktaya geldik. Peki ne elde etti? Ben anlamış değilim. Ancak bu politikalarla Türkiye’nin katma değeri en yüksek insanları, satın alma güçlerini büyük ölçüde yitirdiler. Dahası, dayatılan hayat biçimiyle umutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bu nedenle bugün tam bir beyin göçü yaşıyoruz. Hem de milyonlarca beyin. Peki kimlerle dolduracağız bu nitelikli insanların yerlerini? Suriyelilerle mi? Yoksa Afganlılarla mı?

 

Sosyolojinin ve iktisadın öncülerinden kabul edilen 14.yüzyılın Müslüman düşünürü İbn Haldun ünlü eseri Mukaddime ’de, devleti yönetenlere ciddi uyarılar yapar; “Sahip olduklarıyla, varlıklarıyla ilgili olarak halka tecavüz etmek, bunların elde edilmesi, kazanılması hususunda halkın sahip olduğu şevkli yok eder. Halk eninde sonunda sahip olduklarının elinden yağma yolu ile alınacağına kani olur. Halk mal kazanmaktan el etek çekti mi pazarlar durgunlaşır. Ahval perişan olur, ülkenin dışına dağılır ve rızkını orada arar. Zulüm ülkeyi tahrip eder, gelişmiş yerleri harabeye çevirir. Saltanat küfür ile devam bulur, ama zulüm ve gaddarlıkla payidar olmaz.” Bu sözler çok net ve yoruma ihtiyaç yok.

 

Türkiye geri dönüşü olmayan bir yola girdi, telafisi için sadece iktidarın değişmesi yetmez. Yıllar gerekiyor başladığımız noktaya dönebilmek için. Türkiye’nin başta ekonomi olmak üzere, her alandaki göstergeleri beni üzüyor. En nitelikli insanlarımızın ülke dışında çözüm arayışları çok vahim. Ben 1990 yılında eğitim gördüğüm ve çalıştığım ABD’den ülkeme hizmet etmek için döndüm. İsteseydim yaşamımı orada sürdürebilirdim. Ben; bana yatırım yapan, beni okutan, beni var eden vatanımda yaşamak ve ülkeme borcumu ödemek istedim. Bu ülke doğup büyüdüğüm, kültürüne sahip olduğum vatanım. Şimdi bakıyorum fırsat bulan her düzeyde insan bu ülkeden başka ülkelere girmek istiyor. Çünkü çaresizler, çıkış arıyorlar. Dünyanın bütün coğrafyalarında yaşayan insanlar çaresiz olmasalar; doğup büyüdükleri toprakları terk etmezler, kültürlerinden uzak yaşamak istemezler. Hiç kolay bir iş değildir yabancı bir ülkede yaşamak. Ancak insanların umutları ve gelecek tahayyülleri kalmadı. Bu onların suçu değil. Seçmen güvendi ve2002’de Ak Parti’yi tek başına iktidara getirdi. Yetmedi, 2017’de Erdoğan isteği üzerine eşi benzeri dünyada olmayan başkanlık sistemi için Anayasa Referandumuna “evet” dedi. Çünkü Erdoğan ülke sorunlarını çözmek ve 2023 hedeflerine ulaşabilmek için daha fazla yetki ve her türlü engellerin kaldırılması istedi. “Bu kardeşinize güvenin ve görün” dedi. Seçmen bu talebi de oylarıyla kabul etti ve Temmuz 2018’de Erdoğan’ı olağanüstü yetkilerle donatarak her istediğini yapacak güçte bir Cumhurbaşkanı yaptı. Ancak olmadı, Türkiye öngörülen hedeflere ulaşamadı, tersine başta ekonomi olmak üzere çoklu bir kriz ortamına girdi.

 

Bugün geldiğimiz noktada; başarının da başarısızlığın da tek sorumlusunun,“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ve onu temsil eden Erdoğan olduğunu bütün Türkiye bilmek zorunda.

 

Tuygan ÇALIKOĞLU



Bu yazı 20837 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI