HAFTANIN EN’LERİ

HAFTANIN OLAYI: Deniz Kaplumbağaları İçin İlk Yardım Ve Rehabilitasyon Merkezi yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

HAFTANIN JESTİ:  Biga’da Çiçeklidedespor Voleybol takımına kahvaltı veren Kaymakam Mustafa Can

HAFTANIN GÜZELLİĞİ: Yağmura ve soğuğa rağmen köy köy dolaşan ve çocuklara kitap götüren Çanakkale Güç Birliği Platformu Çocuk Komisyonu Başkanı Dilek Dadaş ve üyeler.

HAFTANIN YÜKSELENİ: CHP Genel Başkan Yardımcılığına seçilen Çanakkale Milletvekili Av. Muharrem Erkek

HAFTANIN ETKİNLİĞİ: Ölüm Yıldönümünde Teoman Alpay’ı şarkılarla anan Çanakkale’nin ahde vefa sahibi insanları.

HAFTANIN KÖTÜSÜ: Yeni Çanspor futbolcularına saldıran Sultangazispor taraftarları.

HAFTANIN KURUMU: Musaköy’de evi yanan muhtara yardım eden AFAD Personeli

HAFTANIN TEBRİĞİ: Yenice’de anaokulu açan Hayırsever Erol Üstek

TEBRİKLER ÇANLILAR

Çan Belediyesi geçen hafta 4'üncü Kitap Fuarı düzenledi ve Çanlılar yoğun ilgi gösterdi. Bravo Çanlılara. Belli ki Çan’da çok kitap kurdu var. “Kitapkurdu” kelimesi gerçekten kitapların içinde yaşayan küçük böceklerden gelir. Kitapla yaşayan insanlar için tanımlanır. Belli ki Çanlılar kitap kokusunu da seviyor. Buna bilimde “Bibliosmia” deniyor. Kimi verilere göre selüloz kokusu ve diğer maddeler bizi mutlu ediyormuş.

Birde şu varki ülkemizde ihtiyaç malzemeleri sıralamasında kitaplar 235. sırada yer alıyor. Çanlı çocuklar okuyor lakin genelde bu memleketin çocukları maalesef kitap okuma konusunda çoğu Afrika Ülkelerinin gerisinde kalmış. Japonya’da toplumun % 14 ü, Amerika’da % 12 si, İngiltere’de ve Fransa’da %2’i düzenli kitap okurken Türkiye ‘de yalnız 10.000 kişide 1 kişi düzenli kitap okuyor. Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken,73 milyon nüfuslu Türkiye’de bu rakam 2-3 bin civarında kalıyor. Türkiye’de 1 kişinin kitap okumaya ayırdığı zamanın; bir Norveçli 300, Amerikalı 210, İngiliz ve Japon 87 katını ayırıyor dünya. Ortalaması da Türklerin ayırdığı zamandan 3 kat fazla.

FIRTINALI DENİZLERİN KAPTANI

Haberlere göre Dardanel 168 Milyon Dolar borcu eritmiş ve geri dönmüş. 

Bir kişi düşünün ki ilk ton balığı 1986’da onun sayesinde soframıza girsin.

Bugün dev uçak şirketlerinin bile zorlandığı İstanbul, Ankara ve hatta Antalya’ya uçak seferlerini ilk o başlatsın.

Bir kişi düşünün ki kadın istihdamına en büyük katkıyı yapsın.

Ve gençleri spora teşvik etsin, hatta yönettiği takım 1. Lige çıksın.

Bir kişi düşünün ki Çanakkale’de uydu yayını yapan ilk televizyon onun destekleriyle olsun. Şu anda dünyanın birçok yerinde birileri bizi onun sayesinde izlesin.

Yayın yapan en eski TV, hatta radyo ve hatta gazete onun sayesinde olsun.

Sadece Türkiye’nin balık uzmanı değil, fırtınalı denizlerin de kaptanı. Hayatı mücadeleyle dolu bir marka yaratıcısı. Gıdada, sporda, sosyal yaşamda, ulaşımda, marka yaratmada bir ÖN ve bir EN, Niyazi ÖNEN bu şehirde bir efsanedir ve her zaman vardır.

MİLLETVEKİLLERİ NELER YAPMIŞ NELER

Milletvekilimiz Bülent Öz, Yeni Çanspor futbolcularına yapılan saldırıya dikkat çekmek için Çanspor forması giyerek konuşma yaptı. Bülent Öz, daha öncede bir bardak süt içerek süt fiyatlarına dikkat çekmişti. Bence çok güzel bir dikkat çekme tarzı. Geçmişte de bu meclis neler gördü neler.

Milletvekili Şafak Pavey Madımak Davasını protesto etmek için kürsüye "Kalbim Sivas'ta yandı" yazılı tişörtle çıkmıştı.

Milletvekili Mahmut Tanal, özürlü yerine engelli tanımının kullanılması için kürsüye iki ayrı iplikle dokunmuş çorapla çıkmıştı.

Milletvekili Ufuk Uras, Meclis'teki kıyafet zorunluluğunu protesto etmek için kravatını çıkararak kürsüye asmıştı.

Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt memleketindeki adliye saraylarının kapatılmasını, kürsüde ceket ve kravatını çıkararak protesto etmiş, bir de pankart açmıştı.

Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesine ilişkin yasanın görüşmelerinde kürsüye çıkan Milletvekili Mehmet Günal, kürsüde 1 dakika saygı duruşunda bulunmuştu.

Milletvekili Süleyman Çelebi 3. Yargı Paketi üzerinde konuşmak için çıktığı kürsüde "Şimdi size AKP dönemindeki ileri demokrasi uygulamalarını anlatacağım" demiş 5 dakika boyunca susmuştu. 

Milletvekili Kamer Genç, Deniz Feneri olayını anımsatmak için kürsüye elinde fenerle çıkmıştı.

Milletvekili Veli Ağbaba belde belediyelerinin kapatılmasını protesto etmek için önce İçişleri Bakanlığı'nın genelgesini yırtmış, ardından üzerinde "la oğlum bas git" yazan kâğıdı kürsüdeki mikrofona geçirmişti.

Milletvekili Uğur Bayraktutan Karadeniz'deki çay üreticilerinin sorunlarını protesto amacıyla Genel Kurul kürsüsüne bir poşet yaş çay yaprağını dökmüştü.

ÇANAKKALE’DE SEVGİLİLER GÜNÜ

Geçtiğimiz hafta 14 Şubat sevgililer günü Çanakkale’nin çeşitli mekânlarında kutlandı. Hanımefendiler ve beyefendiler sevgilerini bir kez daha fısıldadı. Hepsi çok güzeldi. Her yaşın aşkı kendine hastı. Hoş erkekler ve kadınlarından kendine has özellikleri var. Mesela
20 yaşında erkek FİAT gibidir. Küçük ama hızlı. 
20-30 yaş arasında PORSHE gibidir. Hızlı ve konforlu.
30-40 arası erkek VOLVO gibidir. Biraz sıkıcı ama teknik olarak mükemmel.
40-50 arası erkek OPEL gibidir. Yapabileceğinden fazlasını vaat eder.
50-60 arasında ise eski bir FORD gibidir. Harekete geçirmek için karbüratöre biraz alkol koymak gerekir. 

Kadınlara gelince;
15-25 arasında kadın AFRİKA gibidir. Yarı keşfedilmiş, yarı bakir.
25-35 arasında AMERİKA gibidir. Tamamı keşfedilmiş ve bilimsel olarak mükemmel.
35-45 yaşları arasında HİNDİSTAN ve JAPONYA gibidir. Çok ateşli, bilge ve güzel.
45-55 arasında FRANSA gibidir. Savaştan hasarlı çıkmış ama hala çekici.

55-60 arasında kadın ALMANYA gibidir. Savaşı kaybetmiştir ama umutları vardır.
60-70 arasında kadın RUSYA gibidir. Geniş, sakin ama kimsenin gitmediği.
70’inden sonra kadın TÜRKİYE gibidir. Şanlı bir geçmiş ama gelecek yok

ÇAT KAPI ATATÜRK GELSE

Lapseki'de 'Çat Kapı Projesi' Tiyatro Etkinliği düzenlenmiş. Buna göre lisede sınıflara aniden tiyatrocular giriyor, tarihi canlandırıyor. Mükemmel. Peki, birde aniden ÇAT KAPI ATATÜRK GELSEYDİ.  

ÖNCE ŞAŞIRIRDI…  Bu kadar iş bilmez “mal” herifin 21. Yüzyılda nasıl yüksek yerlerde olduğunu görür ve şaşırırdı.

SONRA KOVALARDI… Namussuzu, hırsızı, arsızı, tembeli, bağnazı, işbirlikçiyi, cahili cühelayı derhal kovalardı…

OLSAYDI OLMAZDI… Ne FETÖ’sü, Ne PKK’sı olmazdı. Çetesi, eşkıyası, mafyası olmazdı.

SONRA ÇIKARDI… Oradan derhal ayrılır ve tekrar Samsun’a giderdi.

KISA KISA DOKUNDURMALAR

BAYRAMİÇ’TE ERKEK KEDİ, EZİLEN DİŞİNİN YANINDAN AYRILMAMIŞ. Meğer ezilenlerin yanında olmayı en son şu kediden gördük desek yeridir.

EZİNE’DE 38 KUZUYU ÇALAN HIRSIZLAR YAKALANDI. Fotoğraflarına bakınca çaldıkları kuzu gibi olmuşlar.

MOĞOLLAR BUGÜN 17 BURDA’DA. Saat 15.00’da konser verecek. Dokundurma yapmaya gerek yok. Direkt gitmeli.

VALİLİK “AÇIK KAPI PROJESİ” BAŞLATIYORMUŞ. Ömer Faruk Mutan gibi kapıları sökerler mi acaba?