ÇANAKKALE, SEN Kİ KIZ KULESİ GİBİSİN

Anafartalar’a Ormancı Talat Göktepe’nin anıtını dikeriz.

İskele Meydanında 85 yaşındaki Manolya ağacını severiz.

Cevatpaşa’da Japon Prensin diktiği kiraz ağacıyla öğünürüz.

Sargı Yerinde Ağlayan Serviyle dövünürüz.

Karabiga’da 500 yıllık meşe ağacıyla gururlanır

Ayvalık’da, Ezine’de ölümsüz ağaç zeytinle doyarız

Şimdi Atikhisar’da Ağaç katliamı var.

Katili var, suçlusu yok.

Katliamı var, suçu yok.

Hukuk var lakin hüküm yok.

Ağaca sevgi var, lakin sevgiye emek yok. Kusura bakma Çanakkale, sende Üsküdar’da Kız Kulesi gibisin. Ne Avrupalı olduğun belli, ne Asyalı olduğun.

HAFTANIN EN’LERİ

HAFTANIN SLOGANI: “Troia Hazinelerini Geri İstiyor”

HAFTANIN SÖZÜ: “Siyaset Çanakkale Rüzgarı Gibi Esintili Ve Dengesiz.” İrfan Dehmen (İyi Parti İl Başkanı)  

HAFTANIN ÇALIŞKANLARI: Troia Yılı için çabalayan Armağan Aydeğer ve Ahmet Çelik

HAFTANIN DEDİKODUSU: AK Parti Kongresi öncesi ve sonrası yaşananlar.

HAFTANIN GÜZELİ:  Kurşunlu köyünde yaralı bulunup tedavi ettirilen Karaca

HAFTANIN HOŞU: Kendisini “Çocuk Belediyesi” olarak ifade eden Biga Belediyesi

HAFTANIN BULUŞMASI: Sabetay’ın böreği ile Şakir’in çayını buluşturan Güç Birliği Platformu

HAFTANIN ÜZÜNTÜSÜ: Lapsekili 83 yaşındaki usta komedyen Ateşböceği Ercan’ın rahatsızlığı

ZEYTİN DALI BİRLEŞTİRDİ

Zeytin Dalı operasyonu; AK Parti, CHP ve MHP’yi Çanakkale’de birleştirdi. Siyasete zeytin dalı iyi geldi. Tahminim odur ki bu işin sonunda birilerine zeytini, birilerine de dalı düşecek. Zaten siyasette zeytin gibi değil mi dostlar.

Siyasette kimi Zeytin kurdu gibi. İçten kemirir.

Siyasette kimi Zeytin sineği gibi. Dıştan saldırır.

Kimi siyasiler zeytin çizer gibi işine gelmeyeni çizer.

Kimi siyasiler de zeytinyağı gibi hep üstte gezer. 

AMERİKA’DAN AT, AMERİKA’YA DEVE

Geçtiğimiz iki haftadır Çanakkale’nin çeşitli ilçelerinde deve güreşleri organize ediliyor. Sahildeki Troia atı malum Amerika’nın armağanıdır. Biliyor musunuz bize at gönderen Amerika’ya bizde yıllar önce deve göndermiştik.

Deve Güreşleri’ni görünce Amerikalılara sattığımız 30 deve aklıma geldi. İşte hikayesi. Yıllar yıllar önceydi. Amerikalılar, Kızılderililer ile uğraşıyordu. Onlarla mücadelede katırdan daha dayanıklı hayvana ihtiyaçları vardı. Bu da deveydi. Konu için David Dixon Parker görevlendirildi. Gelip Osmanlı’dan 30 deve istediler. O zamanın Padişahı Abdülmecit Amerikalıların isteğini kabul etti ve üstüne 2 deve de armağan etti.

Amerikalılar zaman içinde deve birliği bile kurdu. Lakin deve bakmayı da bilmiyorlardı. İzmir’de, deve bakıcısı 5 kişiyle anlaştılar. Onları da Amerika’ya götürdüler. Onlardan biri de Amerikan ordusunda uzun seneler devecilik yapan Hacı Ali’ydi. Amerikalılar’ın “Hacı Ali” diyememeleri sebebi ile ismini “Hi Jolly” (telâffuzu: Haycoli) şeklinde telâffuz ettikleri Hacı Ali 1902’de öldüğünde artık efsane haline gelmişti. Quartzsite’daki mezarına bölgenin taşlarından 1935’te bir piramit inşa edildi ve piramidin tepesine de heykeli andıran bakırdan yapılmış irice bir deve figürü kondu. Amerikalıların Çanakkale’de atı varsa, bizim de Amerika’da devemiz var.

ÖZÜ’nde İNCE’lik Var

Siz bu yazıyı okurken Ankara’da CHP Genel Başkanlık seçimi yapılıyor. Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, CHP Genel Başkanlık adaylığında Muharrem İnce’yi destekliyor. Bülent Öz kibar İNCE bir insandır. Haliyle İNCE’den yana olmuş. Muharrem Erkek’e de soyadından hareketle KILIÇDAROĞLU’nu desteklemek uymuş. Hem KILIÇ hem OĞUL haliyle yanında ERKEK olacak.

EKMEĞİN GRAMAJDAN ÇALANLARA

Aynalı Pazar’da yazıldı. Ekmeğin gramajıyla oynayanlar var.

Temel, kafasını ekmek fırınının kapısından içeri uzatıp:

- Uşağum, oradan bir ekmek vermeni rica edeyrum.

Fırıncı da Karadenizlidir:

- Ula parasini verecek misun?

Temel:

- Elbette vereceğum uşağum.

Fırıncı:

- Haçan parasini vereceksen ne diye rica edeyisun?

Kardeşim zaten parasını veriyoruz, birde yapmayın etmeyin diye rica mı edeceğiz. Şairin dediği şiirde kalmasın: “Ekmeği bol eyledik. Acıyı bal eyledik”

USTALARA SAYGI

Geçen hafta içinde basın duayenleri Turhan Narler ve Yaşar Türe'nin vefatlarının 11'inci yılıydı. İkisi de aynı gün vefat etti. İkisi de tepeden tırnağa erdemdi. İkisi de gazetecilik onurunu korudu. İkisinin de kulakları telsizde, gönülleri meslekteydi. “Turhan” soylu demekti, soysuz işlere tenezzül etmedi. “Yaşar” hayat demekti, Münir Özkul’un oynadığı Yaşar Usta rolünün Çanakkale basındaki karşılığıydı. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü tebrik edenler, bir hafta sonrasında o gazetecileri de ansalardı ne harika olurdu. Ama memleket bu. Herşey olana ve ölene kadar.

KANI SEVERİZ

Malum geçen hafta KANLI AY görüldü. Hem de süperinden. Vesselam millet olarak kanı çok seviyoruz. İnsanın sıcak-KANLI-sını da seviyoruz, Soğuk-KANLI-sını da. Sağlıklı adama canlı KANLI diyoruz. KANLA sulanmış topraklarda yaşıyor, Tavrın deli-KANLI olanından hoşlanıyoruz. Etin KANLI’sını makbul sayan var, Kadının Kırıt-KANLI olanını beğenen var. Alış-KANLI-ğı severiz, Çalış-KANLI-ğı seviriz, adam yerine konulmak isteriz Baş-KANLI-ğı severiz. Vessselam KANI SEVERİZ. Hele hele ay bir de KANLIYSA yemede yanında yat.

LİSTEYE GİRDİ GİRMEDİ

Bu siyaset yaman bişey. Geçtiğimiz hafta içinde de küsenler, listelere girmeyenler, emeklerinin karşılığını göremeyenler oldu. Hemen hemen her partide oldu. 1977 yılı Aralık ayında, Adalet Partili 11 milletvekili, bakanlık uğruna CHP’ye geçer. Ardından, bir gensoru önergesi ile Demirel Hükümeti düşürülür. Bu olaydan hemen sonra, Süleyman Bey’e “geçmiş olsun” ziyaretinde bulunana Osman Bölükbaşı, kendisine şunları söyler: “Süleyman Bey, üzülme. Benim bağrım, ihanetin Karacaahmet Mezarlığı’na döndü. Senin bağrındaki ise daha köy mezarlığı.”

ÇANAKKALE’Yİ ALLAH KORUDU

Aynalı Pazar interneti sitesinde de yazıldı. Milli Piyango’nun düzenlediği talih oyunlarında talih kuşu Çanakkale’ye adeta uğramıyor. İşe farklı tarafından bakarsak görürüz ki iyiki uğramıyor.

2003 Yeşim Akyol’a 2 trilyon TL çıktı. Kavga etmeye başladığı 8 yıllık eşiyle boşandı. Kocası “Para çıkınca beni boşadı” diyerek eşini suçladı. 2004’de  Necmi Yıldırım’a 10 trilyon TL’nin dörtte biri çıktı. İkramiye yüzünden kavga çıkaran oğlu tarafından boğazından bıçakla kesilerek yaralandı.  2005’te Erzurumlu Ahmet Bayram'a 5 milyonluk ikramiyenin dörtte biri çıktı. Eşinden boşandı. Ölü bulundu. 2008’e Naci Emel’e 21,7 milyon liralık ikramiye çıktı. Ancak bileti, pantolonun cebinde çamaşır makinasına girdi. Talihsiz talihli, Milli Piyango İdaresi'ne başvurdu ancak biletinin numarası tahrif olduğu için olumsuz yanıt aldı. 2011’de Yusuf Akoğlu, 10 milyon ikramiye kazandı. Parasını tüketti, gecekonduda yaşamaya başladı.  2013’de Hasan Tuncel’e Sayısal Loto'dan 760 bin lira İkramiye çıktı. Bir olaya karıştı, tutuklandı, sonrasında da öldürüldü. Sadece bizde de değil. Mesela 2006’da Abraham Shaksphere, ABD'de 17 milyon dolarlık ikramiye kazandıktan sonra kayıplara karışmıştı. Adamın cesedi, boş bir arazide üstüne beton dökülmüş halde bulundu. Daha niceleri var.  Varsın talih kuşu bize uğramamış olsun. Vardır bu işte de bir hayır.

KISA KISA DOKUNDURMALAR

EMİTT’E TROİA’YA DAMGASI: Troia Yılı, Troia’lı Helen gibi. Hem güzel, hem eşsiz, hemde büyük kıymet. Aman sonu Troia’lı helen gibi olmasın. Bunu da kaçırmayalım. 

ÇANAKKALE’YE SİS ÇÖKTÜ.  Çanakkale’ye Cesaret, Rehavet, Sefalet, Sefahat çökmüştü. Geçen hafta da sis çöktü.

GEYİKLİ’YE GÖLET YAPILIYOR. Bence bu gölete Geyikli’de film çeken Ata Demirer’in en bilindik sözü isim olarak verilsin: “Senden Ötürü Göleti”