Çanakkale Boğazı’nda deniz kazaları hiç eksik olmadı. Hem can hem de mal kayıpları insanları derinden üzdü. Bu yazımızda 80 yıl önce Boğaz’da yaşanan iki deniz kazasından söz edeceğim.

Tarihler 12 Ocak 1937 Salı gününü gösteriyordu. Çanakkale Boğazı’nda orta şiddette bir rüzgâr vardı. “Vanduara” isimli güzel bir İngiliz yelkenli gemisi Çanakkale Boğazı’nda salına salına ilerliyordu. İçinde seçkin yolcular vardı. Hava parçalı bulutlu, mevsim Kış olmasına rağmen güneş arada bir bulutların arkasına gizlense de Boğazın lacivert suları üzerinde ışıldıyordu. “Vanduara”nın kaptanı da kendisini Çanakkale Boğazı’nın eşsiz güzelliğine kaptırmıştı. “Vanduara” Glasgow’da inşa edilmişti ve 13 Eylül 1882 tarihinde denize indirilmişti. Uzunluğu 280 feet, genişliği 42 feet ve derinliği de 24 feet’ti. “Vanduara”yı görenler bir kez daha yelkenliye bakmaktan kendilerini alamıyorlardı. 12 Ocak 1937’de “Vanduara” Çanakkale Boğazı’nda göründüğünde Çanakkaleliler de çok beğenmişlerdi, yelkenliyi…

Aynı gün saat 15.00’de Çanakkale’den Maydos’a hareket eden yolcular, Çanakkale İskelesi’nden ayrılalı henüz daha on dakika olmuşlardı. Bozcaadalı ünlü Hüseyin Kaptan, yirmi beş kadar yolcuyu Maydos’a götürmek için “Ticaret-i Bahri” isimli motoruna almıştı. Tekne orta şiddette dalgadan dolayı sallanıyordu. Önce kıyıya paralel gittikten sonra Maydos istikametine doğru teknenin burnunu çevirmişti. Birden bir gürültü işitildi. Adalı Hüseyin Kaptan’ın “Ticaret-i Bahri” isimli motoruna İngiliz “Vanduara”  gemisi çarpmıştı. “Ticaret-i Bahri” motoru çarpma ile hemen batmıştı. Allah’tan “Ticaret-i Bahri” kıyıya yakındı. Çarpmayı gören tekneler hızla kaza yerine ulaştılar. “Ticaret-i Bahri”nin içinde bulunan yolculardan dokuzu erkek biri kadın olmak üzere on kişi hemen kurtarıldı ve sudan çıkarılarak, hastaneye ulaştırıldı. Üçü kadın, ikisi erkek ve biri de çocuk olmak üzere altı kişi ise hayatını kaybetmişti. Cesetleri denizden çıkarıldı. “Ticaret-i Bahri”nin içinde bulunanlardan yedi sekiz kişi ise bulunamadı. Hayatlarını kaybeden yolcular için gerekli işlemler yapıldıktan sonra naaşları yakınlarına teslim edildi ve toprağa verildiler. Bu kaza Çanakkale’de büyük bir hüzün yarattı. Adli makamlar gerekli tahkikata başladılar. “Vanduara”nın kaptanı dikkatsizlikten kazaya ve ölüme sebebiyet vermekten daha sonra suçlu bulunacaktı.

1937 yılından Çanakkale Boğazı’nda ikinci bir deniz kazası daha oldu. Tarih 25 Haziran günlerden Salı’ydı. Bu defa kazaya karışan gemilerin biri İtalyan diğeri ise İspanyol’du.

“Capo Pino” isimli İtalyan Vapuru İstanbul’dan bir gün önce çıkmış ve ağır ağır seyrederek Marmara Denizi’ni geçmiş, Boğaz’a girmişti. Artık Çanakkale Boğazı’nın kıvrımlı ve en dar yerine yaklaşmıştı. Kıyıda Nara Kalesi çok güzel görünüyordu. İtalyan “Capo Pino” Vapuru 4.000 tonluktu. İspanya’dan yola çıkan “Magallenes” isimli vapur on gündür yollarda idi. Çanakkale Boğazı’na girdikten sonra Çanakkale şehrini geçmiş ve artık Nara Burnu’nu dönecekti. Tam bu sırada İtalyan “Capo Pino” Vapuru ile burun buruna geldiler ve şiddetli bir çarpışma oldu.

“Magallenes” Vapuru 9.000 tonluktu ve İtalyan “Capo Pino” Vapurunun iki katından büyüktü. Çarpışma sonucunda İtalyan “Capo Pino” Vapuru battı. İtalyan “Capo Pino” Vapuru’nda 12 yolcu ve 27 mürettebat bulunuyordu. Hem yolcular hem de mürettebat kurtarıldılar ve hiç insan zayiatı olmadı.

İspanyol “Magallenes” Vapuru su kesiminden yukarıda bir yara aldı. Yara tehlikeli olmadığından bir süre vapur alıkonulduktan sonra “Magallenes” yoluna devam etti ve İstanbul’a gitti. Batan İtalyan “Capo Pino” Vapurunun yükü buğday ve yumurtaydı. Karaya çıkan yolcu ve mürettebat Çanakkale Boğazı Sahil Sıhhiye istimbotu ile Çanakkale’ye nakledildiler. Valilik ve Çanakkale Belediyesi tarafından kendilerine her türlü kolaylık gösterildi ve istirahatları sağlandı.