Trakya Umum Müfettişi General Kazım Dirik’in direktifleri ile Trakya Umum Müfettişliği’ne bağlı Edirne, Tekirdağ, Kırklareli ve Çanakkale illerinden katılımcıların iştirakiyle Trakya Spor Kongresi 1 Ağustos 1937 Pazar günü Tekirdağ’da toplandı.

Trakya Spor Kongresi’ne Çanakkale’yi temsilen Vali Vekili Mehmet Ali Çıtakoğlu, Spor Bölge Başkanı Cevdet Tanyel ve Türkgücüspor Kulübü Başkanı Ali Kasapoğlu katıldılar. Kongrede sporun geliştirilmesi için önemli kararlar alındı.

Trakya Umum Müfettişi General Kazım Dirik, Trakya bölgesinde iyi işlemeyen bir organizasyona bağlı spor organizasyonunu kaldırmak ve ona yeni bir hareket ve hız kazandırmak için Tekirdağ’da bir spor kongresi topladı. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli Valileri, Çanakkale Vali Vekili ile Türk Spor Kurumu adına kongreye Süreyya Genç katıldılar. Ayrıca kongre için Trakya bölgesindeki spor kulüplerinin temsilcileri de hazır bulundular. Kazım Dirik, kongreyi açış konuşmasında sporda başarılı olabilmek için sahada ve dışarıda disiplinin şart olduğunu, antrenörlerden mahrum bir spor gençliğinin ciddi başarılar elde etmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.

Kongreye katılan Trakya bölgesi spor umanları da Türk sporunun başarıya ulaşabilmesi için maddi ve manevi yönden inceleme ve değerlendirmeye gerek duyulduğu ve sporun hem ruha hem de bedene hitap ettiği vurgulandı. Türk Spor Kurumu Üyesi Milletvekili Süreyya Gence de sporda ahlak ve disiplinin esas olduğunu söyledi.

Trakya Spor Kongresi’nde ele alınan konuların hayata geçirilebilmesi için el birliği ve bir plan dâhilinde çalışılmasına karar verildi. Zira modern yaşam içerisinde bir süsten ziyade bir ihtiyaç olan sporun tesadüfe ve kişinin inisiyatifine bırakılması, her alanda devrim yapmakta olan Yeni Türkiye’de düşünülemezdi. Şayet böyle yapılırsa Türk gençliği bunu psikolojik ve fizyolojik açıdan kaldıramazdı.

Yeni Türkiye’nin bir ideali vardı ve bu ideal çağdaş ülkeler seviyesine ulaşmak ve hatta bunun üzerine çıkmaktı. O nedenle spor, bazı kişilerin ihtiras ve menfaatlerine bırakılamazdı. Şayet bırakılırsa Türk sporu ve gençliği büyük yara alabilirdi. O nedenle ruhen tehdit altına girmiş olan gençliği kurtarmak, spora devrim kurumları arasında layık olduğu yeri ve rolü vermek gerekiyordu.

Bu ihtiyacı görmüş olan Başbakan İsmet İnönü, Türk çocuğuna sporda sağlam ve başarılı olması için gerekli yolu göstermekte gecikmedi. Sporun bir kültür olduğu üzerinde duran Başbakan İsmet İnönü, sporcunun da ruhu, bedeni ve aklı ile bunu bünyesinde toplayan kültürel bir varlık olduğunu belirtecekti. 

Atatürk 1 Kasım 1937 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açış konuşmasında şöyle Türk halkının temsilcisi olan milletvekillerine şöyle seslendi.

“Arkadaşlar,

En güzel coğrafi konumda ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye, endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci ulus yetiştirmek yeteneğindedir. Bu yetenekten yararlanmalıyız. Denizciliği Türk'ün büyük milli ülküsü olarak düşünmeli ve bunu en kısa zamanda başarmalıyız.(Alkışlar, yaşa sesleri)”

Atatürk konuşmasının ilerleyen bölümlerinde her gencin spor yapması konusunda şunları söyledi:

“Her çeşit spor çalışmalarını Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak gerekir. Bu işte, hükümetin şimdiye kadar olduğundan daha ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğini spor bakımından da milli heyecan için özen ile yetiştirmesi, önemli sayılmalıdır.”

Atatürk’ün bu direktifleri doğrultusunda; 16 Temmuz 1938 tarihinde kabul edilen 3530 sayılı Beden terbiyesi Genel Müdürlüğü kurulmasına dair kanunun Birinci maddesinde; “Yurttaşın fizik ve moral kabiliyetlerinin ulusal ve inkılâbı amaçlara göre gelişimini bağlayan oyun, jimnastik ve spor faaliyetlerini sevk ve idare etmek maksadı ile” Başbakanlığa bağlı Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nün kurulduğu belirtiliyordu. Kabul edilen kanuna göre;  “Gençler için kulüplere girmek ve boş zamanlarında beden terbiyesine devam etmek mecburi” kılınmıştı. “Hangi yaştaki vatandaşların ne kadar müddetle ve hangi mevsimlerde spor yapmakla yükümlü tutulacağına” Bakanlar Kurulu karar verecekti.

Bu amaçla; “Her vilâyet bir beden terbiyesi bölgesi” sayılmış ve “Valiler bölgelerin başkanıydı. Beden terbiyesi işleri vilâyetlerde valilerin, kazalarda kaymakamların, nahiyelerde nahiye müdürlerinin, belediye teşkilâtı olan köylerde belediye reislerinin ve diğer köylerde muhtarların idare ve mesuliyeti altındadır.” Bu amaçları gerçekleştirmek için Valilerin seçeceği bir Bölge Beden Terbiyesi Müdürü atanacak ve bölgede yapılacak olan spor dalları için federasyona bağlı birer spor ajanı başkanlığında heyetler oluşturulacaktı.

Yapılacak spor, kulüpler aracılığıyla gerçekleştirilecekti. Bir kulübün kurulabilmesi için; “Okul ve kışla dışında elli ve daha çok beden terbiyesi mükellefiyeti çağında yurttaş bulunan köy, kasaba, şehir ve münferit mahallerde kulüp, elliden az yerlerde spor grupları kurulur. Beden terbiyesi mükellefiyeti çağında yurttaş sayısı beş yüzden fazla olan kasaba ve şehirlerde her kulübe beş yüzden fazla ve iki yüzden noksan düşmemek şartı ile kasaba ve şehir kulüpleri tesis olunabilir. Bu kulüplerin ve grupların imkân ve lüzumuna göre tesisi ve kulüplerin bu kanun hükümlerine göre, tevhidi, tefriki ve feshi genel direktörlüğün göstereceği lü­zum üzerine İcra Vekilleri Heyeti’nce” karar verilecekti.

Bu kanunun kabul edilmesinden sonra Çanakkale’de Beden Terbiyesi Bölge Müdürü olarak Ali Kasapoğlu atandı ve Çanakkale’de sporun gelişmesi için gerekli planlama ve yatırımlara kısa sürede başlandı.