thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Dr. Mithat Atabay


Facebookta Paylaş









Tarihten Olaylar.. Gelibolu’da Yıkılan Bir Heykel
Tarih: 29-08-2017 10:22:00 Güncelleme: 29-08-2017 10:22:00


Demokrat Parti (DP), iktidarın ilk yıllarında dinci gruplarla iyi geçindi. Hatta onlara hoşnut görünmek için programında inkılâpları “tutan” ve “tutmayan” inkılâplar diye ayırmıştı. Hükümetin ilk yaptığı işlerden biri de ezanın Arapça okunma yasağını kaldırması oldu. Menderes, DP’nin İzmir Kongresi’nde:

            “Şimdiye kadar baskı altında olan dinimizi kurtardık. İnkılâp softalarının yaygaralarına ehemmiyet vermeyerek ezanı Arapçalaştırdık. Mekteplerde din derslerini kabul ettik. Radyo’da Kur’an okuttuk. Türkiye bir Müslüman devletidir ve Müslüman kalacaktır. Müslümanlığın bütün icapları yerine getirilecektir” diyor ve Sebilürreşad dergisi de kendisini şöyle yüceltiyordu: “27 senedir hiçbir hükümet reisi Müslümanlık hakkında bu kadar yüksek bir sevgi ve alâka göstermemiştir.”

 

DP’nin Konya İl Kongresi’nde bazı delegeler fes, çarşaf ve Arapça harflere tekrar dönülmesini istedi ancak bu istekler reddedildi. Yine DP’nin Manisa Kongresi’nde dini eğitimin genişletilmesi istendi. DP’nin Meclis Grubu’nda da Arapça’nın okullarda öğretilmesi, ortaokullarda din derslerinin başlatılması ve yeni imam-hatip okullarının açılması tartışıldı.

 

O sırada DP’nin savunduğu fikirlere yakın fikirleri olan ve aynı seçmen grubundan oy almaya çalışan Millet Partisi (MP), kurulduğu andan itibaren dinsel konulara ağırlık veren bir tutum içinde bulunuyordu. “MP’nin sloganları bugünkü tanımıyla radikal İslâmcı bir özellik” arz etmekteydi. MP’nin bu özelliği, DP’yi de İslâmcı grupların sempatisini kazanmak için daha fazla dinsel konulara eğilmeye itiyordu. İktidar’daki DP’nin dinsel konularda kanunlar çıkarması MP’nin tepkisine sebep oldu. MP’li Afyon eski milletvekili Sadık Aldoğan, Fatih İlçe Kongresi’nde “Din dersleri mecbur olacak diyemezsiniz. Böyle bir mecburiyet kanunla olur. Hâlbuki meclisin dine ait kanun çıkarmaya selâhiyeti yoktur” diyerek bu tepkiyi gösterdi. Kırşehir milletvekili Osman Bölükbaşı da, Türkiye’de dinsel özgürlüğün tam olarak sağlanabilmesi için “Din işlerinin idaresini devlete değil, cemaatlere bırakmalıyız. Yoksa her gün din siyasete böyle alet edilecektir” diyordu. MP’nin İstanbul İl Kongresi de, Fatiha okunarak açıldı. Bu hareket kongre delegelerinin bir kısmı tarafından Millet Partisi’nin “İslâm Dini Partisi” olmadığı şeklinde eleştirildi. DP’de bu olaya tepki gösterdi.

 

CHP de 1951 ara seçimleri sırasında dinci kesimin oylarını kendi tarafına çekebilmek için dini konulara ağırlık verdi.

 

Partilerin dinsel konulara ağırlık vermesi aşırı dinci kesimleri harekete geçirdi. Ticani Tarikatı 1950’li yıllarda en yaygın aşırı dinci faaliyet olarak görüldü. Ticaniler özellikle Atatürk’ün büstlerine karşı saldırılar düzenlediler. Türkiye’nin pek çok yerindeki Atatürk büstlerine zarar verdiler.

 

Hükümet, Türkiye’deki komünizm ve irticayı gerekçe göstererek çeşitli önlemler alınacağını açıkladı. Millet Partisi bunun üzerine “aşırı akımlara hiçbir ilgisi olmadığını” açıkladı.

 

Demokrat Parti, CHP gibi “Atatürkçü olduğunu göstermek için” Atatürk’ü Koruma Kanun tasarısını hazırladı. TBMM’nde sert tartışmalara yol açan tasarı, gerek DP içinde ve gerekse MP’nde hoş karşılanmadı. MP, tasarının “yeni bir baskı aracı” olarak kullanılacağını ve “Anayasa hukuku ile çelişki yaratacağını” belirtti. MP’ne göre “şurası bir gerçekti ki, Atatürk’ü Koruma Kanun tasarısı samimi bir duygunun eseri değil, politika oyunlarına alışmış eski zihniyetin eseriydi.

 

5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu 25 Temmuz 1951’de kabul edildi. Artık DP de CHP gibi Atatürkçü bir parti olduğunu ileri sürebilme olanağına kavuşmuştu.

 

Atatürk’ü Koruma Kanunu, MP içinde de aslında var olan fakat ileride açıkça ortaya çıkacak olan “inkılâpçı” ve “mürteci” diye isimlendirilecek iki grubun varlığını şekillendirecekti.

 

DP Hükümeti, kendi tabanından oy kazanmaya başladığını düşündüğü MP’ni, partinin 1953 Kongresi’nde çıkan fikir tartışmasından yararlanarak Temmuz ayında geçici olarak kapattı.

 

Kamuoyu Millet Partisi’nin kapatılmasıyla meşgulken DP Hükümeti, yaklaşan seçimler ve ekonomik durumdan kaynaklanan şikâyetler karşısında kamuoyunu kanun tasarısı ile büyük ölçüde muhalefeti destekleyen profesörleri hedef alan ve üniversite profesörlerinin siyasetle uğraşmalarını yasaklayan “Üniversiteler Kanunu” 21 Temmuz’da kabul edildi.

 

23 Temmuz’da da “Vicdan ve Toplanma Hürriyetinin Korunması Kanunu” kabul edilerek muhalefetin iktidarı eleştirirken aşırıya kaçtığında cezaya çarptırılması olanağı doğdu. Ayrıca bu kanunla dinin siyasal amaçlarla kullanılması engellenecekti.

MP, geçici olarak kapatma kararına ve basında parti hakkında çıkan iddiaları kabul etmeyerek partinin yeniden açılması için dilekçe ile Asliye Ceza Mahkemesine başvurdu. MP’nin itiraz dilekçesi kabul edilmedi. Son kongrede MP Genel Başkanı seçilen Dr. Mustafa Kentli, Menderes’e bir telgraf göndererek “Millet Partisi hakkındaki işlemlerde itidal beklediğini” bildirdi. Başbakan Adnan Menderes, telgrafa Adalet Bakanlığı vasıtasıyla cevap vererek olayın adalete intikal ettiği için yapılacak bir şey bulunmadığı cevabını verdi. Bu arada Düzce’de tutuklanan MP’li Dr.Haydar Seçkin serbest bırakıldı. Dr. Haydar Seçkin, Ankara Cumhuriyet Savcılığınca yabancı ülkelerle ilişkide bulunmak ve Atatürk’ü Koruma Kanunu’na muhalefet suçuyla 23 Temmuz 1953’te tutuklanmıştı. Tutuklama gerekçesi; Dr. Haydar Seçkin’in 9 Kasım 1951 tarihinde General Mc. Arthur’a gönderdiği mektuptu. Seçkin, mektubunda şöyle diyordu: “Size kendinizi Gazi Mustafa Kemal’in yanında göreceğiniz bir Türk gazetesini gönderiyorum. Gazetedeki fotoğraflarınız altında sizi Mustafa Kemal’i alâkalandıran yazıları eğer lütfen dikkatle okursanız, nüfuzlu ve derin görüşlerinizi 20 sene evvel Gazi Mustafa Kemal’den öğrendiğinizin yazılı olduğunu göreceksiniz. Ben bu mevzuda hayretler içinde kaldım. Zira Mustafa Kemal, size bu fikirleri telkin etmemiş olsaydı, dünyanın politik çehresini görmenize imkân olmayacağı yazılıdır.”

 

Vatan ve Dünya gazeteleri MP’nin Mısır’da bulunan Osmanlı hanedanından Faruk Efendi’yle ilişki kurarak padişahlık ve hilafetin yeniden kurulması için çalıştığı iddiasını ortaya attılar. İddiada, bu amaçla MP’ne yurtdışından çok miktarda para ve altın yardımı yapıldığı yer alıyordu. Başbakan Menderes, Aydın’da “MP’yi, DP kapatmamıştır. İrticaî hareketlerini, içtimâî ve siyasi nizamı bozmak hususundaki emellerini çok iyi bildiği bir partiyi CHP niçin tutmaktadır” diye sormuş, CHP ise Menderes’e cevaben “Bizim davamız kanunlarımıza dayanarak kurulan partilerin indî kararlarla lağvedilemeyeceğidir” cevabını vermişti.

 

MP Genel Sekreteri Fuat Arna, Cumhuriyet Savcılığı’na ve Başbakanlığa birer dilekçe ile başvurarak MP hakkında bir an evvel kamu davası açılmasını istedi. Zira partinin kapatılmasından itibaren bir aylık bir süre geçmiş ve hâlâ soruşturmanın bitmediği ileri sürülmüştü. Millet Partisi hakkında yapılan soruşturma 26 Ağustos’ta bitti. Adli tatil dolayısıyla parti hakkında dava açılması mahkemelerin göreve başlamasına bırakıldı. Yeni adli yıl açıldıktan sonra görülen mahkeme sonucunda 24 Ocak 1954 tarihinde MP temelli kapatıldı. Böylece DP, kendisine rakip olabilecek ve o ana kadar üç milletvekilini kaptırdığı MP’nden kurtulmuş oldu. Artık 1954 seçimlerine rahatlıkla gidebilirdi.

 

Bu arada Ticani’lere ait mahkeme sonuçlandı. Kemâl Pilavoğlu ve arkadaşları yedi yıl hapis, beş yıl sürgün ve beş yıl da polis gözetimine mahkûm oldular. Ticani tarikatına mensup olanlar ilk kez 1951 yılında Kırşehir’de Atatürk’ün büstünü kırmışlar ve büstlere karşı saldırıları değişik yerlerde devam etmişti.

Gelibolu’daki İsmet İnönü Heykelini Yıkılması

 

Gelibolu Güzelleştirme Derneği’nin girişimleriyle Gelibolu’da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün bir heykeli yapılarak 1 Haziran 1946 tarihinde açılışı gerçekleştirilmişti. Açılış töreni sırasında yapılan konuşmalarda şöyle deniliyordu:

Ne mutlu Gelibolumuza ki, bu gün İstiklal savaşımızın, büyük inkılâbımızın iki büyüğü, iki arkadaşı, iki kahramanı Ebedi Şef’le, Milli Şef burada birleşiyorlar. Burada toplaşıyorlar, ebedileşiyorlar. Buna henüz muvaffak olmuş hemen hemen hiçbir yerimiz yoktur… Aziz ve sevimli şefimizin heykelini buraya dikmekle bizi hem İnönü’ye daima olarak kavuşturmuş hem de mübarek topraklarda kansız kazanılan zaferin hatırası tarihleştir(il)miştir. Şimdi Gelibolumuzun kuzey Gazi Süleyman Paşa’nın, doğusu Atatürk’ün, güneyi İnönü’nün, batısı da bütün Türk Ordusu’nun maddi ve manevi bekçiliği altındadır.”   

 

Bu törenden dört yıl sonra iktidar değişmiş, İsmet İnönü’n de Cumhurbaşkanlığı sona ermiş Cumhurbaşkanlığına TBMM tarafından Celal Bayar seçilmişti. Halk Demokrat Parti’yi iktidara getirmişti. Gelibolu’da da seçimleri Demokrat Parti kazanmıştı. 1952 yılı Haziran ayının sonunda 1946’da törenler ve Gelibolu halkının büyük bir katılımı ve coşkusuyla açılan İsmet İnönü’nün heykeli bu defa idam sehpası ile kızılmıştı. Bu olaya İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu Talebe Derneği tepki göstermiş ve Başbakan Adnan Menderes bir yazı göndermişti. İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu Talebe Derneği Başkanı Ergun Göksan imzalı yazı şöyleydi:

“Sayın Başbakan Adnan Menderes-Ankara

Halen İstiklal ve inkılâp tarihlerinde ismi kahraman olarak geçen, Türkiyemizin 12 yıllık Cumhurbaşkanlığını yapan bir insanın Gelibolu’daki heykelinin idam sehpası ile kırılışı bizi çok üzmüştür.

Bizi ecnebilere karşı dahi küçük düşüren bu hareketi yapanları tecziye etmenizi derin saygılarla rica ederiz.

                                                                                              Başkan

                                                                                  Ergun Göksan”

 

Ergun Göksan, İzmir’de yaşadı ve üniversitede hocalık yaptı. Pek çok girişimci insan yetiştirdi.



Bu yazı 24247 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI