Savaşan Şahin  (Fighting Falcon) veya Engerek Yılanı (Viper). En çok tanınan adı ile F-16 Savaş uçağı. Bir haftada 3 tanesi birden düştü. 6 pilotumuz hayatını kaybetti.  Medyada muhtelif yorumlar okuduk ve okumaya devam ediyoruz.

Pilotlar Viper demeyi tercih ettiği için ben de Viper diyorum.

Çocukluğumun hayali idi; yüksek manevra kabiliyeti olan uçaklarda uçmak. Yere dimdik olarak inerken, dimdik olarak tersine göğe yükselebilmek, yüksek G’lerde uçmak.

 Çoğu sıradan pilot F-serisi uçakların yeteneklerini bilmez. Ben bilirim. Nereden mi biliyorum? Anlatayım. Bolu'da geçen öğretmen okulu yıllarımda (Lise çağı 70’li yıllar) okulun arkasında uzanan geniş ova F serisi uçakların eğitim amaçlı kullanıldığı bir yerdi. Çok yüksek manevra kabiliyeti olan uçakları yerden izlemek olağanüstü bir deneyim idi. Herhangi bir havacılık fuarında izleyici yoğunluğu nedeniyle yapılamayacak manevraları bu boş ovada çok yakından ve yerden izleme imkânı buluyorduk. Bir seferinde bir kaç havacılık meraklısı arkadaş saklandığımız bir dere yatağında motordan saçılan ışığı ve sıcaklığını bile hissettiğimizi hatırlıyorum.

Uçmak, sadece masallarda tek kelimelik bir fiildir.

İnsanoğlunun uçabilmesi için milyonlarca yıl geçti. Tıpkı bilimsel ilk ameliyat için milyonlarca yıl geçmesi gibi.  Sadece 125 yıl kadar önce uçmayı bilmiyorduk. Sadece 200 yıl önce doğuramayan tüm kadınlar ölüyorlardı. Sadece 90 yıl önce Zatürre olan hemen herkes ölüyordu.

Daha yakına gelebiliriz. Günümüzde Çanakkale için her bin yeni doğan bebekten 5 taneden azı bir yaşını görmeden hayatını kaybederken 80’li yıllarda 150’ye yakını 1 yaşını görmüyordu. (Önümüzdeki yıllarda Avrupa ortalamasından daha iyi olan bu değer daha da iyi olacaktır. Çünkü yeni doğan uzmanımız göreve başlıyor)

 F-16’lar neden düşüyor?

Diğer tüm başarılarda olduğu gibi uçabilmek de sadece masallarda tek kelimelik bir fiildir. Ardındaki detaylı emekleri çoğu kimse bilmez. Tıpkı sokağa çıkıp ne oldu da artık bebeklerimiz daha az ölüyor diye sorduğumuzda doğru cevabı alamadığımız gibi ne oluyor da uçaklar düşmüyor sorusuna da doğru cevabı alamayız.

Doğru cevabı sokak değil mutfak bilmektedir. Bu teknik bir konudur ve sadece işin uzmanları doğru değerlendirebilir. Sorun varsa hata vardır, kusur vardır. Lokantalarda mutfak hangi görevi yapıyorsa hemen her işte benzer görevi yapan gizli kahramanlar mevcuttur. İşler yolunda gittiğinde bu gizli kahramanları kimse ortalıkta görmez.

Sanırlar ki o güzel kebabın ardındaki kahraman salınarak gelen garsondur.

Bir kasabada hırsızlık olmuyorsa başarı son noktada değildir, başarının sebebi konunun ardındaki ahlak eğitimcileridir.

Viperler neden düşüyor? Bilmiyorum. Kimse bilmiyor. Ama Viperleri uçuran pilotlardır diyorsanız daha çok uçak düşecektir. Terim olarak “Mutfak” kelimesine yabancı olduğunuz her konuda başarı hayaldir veya göstermelik bir dünyadır.

Restoransanız müşteriler gelmez, Uçaksanız düşersiniz, sağlıkta iseniz hastalarınızı kaybedersiniz, siyasi partiyseniz iktidar hayaldir, adaysanız aday kalırsınız, gazete iseniz satamazsınız.

Mutfak.. İşin Mutfağı en çok hata yapılan ve en acı bedel ödenen konudur.