Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, seçim çalışmaları kapsamında Barbaros Mahallesini ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Türkmenin kahvesinde halka hitap eden Başkan Gökhan’a, mahalle muhtarının ev sahipliğinde CHP İl Başkanı Ali Uyanık ile birlikte belediye ve il genel meclisi üyeleri de eşlik etti.

GEÇEN YIL UYARDIK, BU YIL DEDİKLERİMİZİN HEPSİNİ YAŞADIK!

Yaklaşık olarak her sene bir seçim yada referandum münasebetiyle sizlerin huzuruna geliyoruz diyerek sözlerine başlayan Ülgür Gökhan; “Artık bizleri dinlemekten gına gelmiş olabilir. Fakat bu bizden kaynaklanan bir durum değil. Bir seneyi çok az geçtik, yine buralarda referandum ile ilgili konuşuyorduk. Demiştik ki bu referandumda evet demeyiniz hayır deyiniz. Çünkü bu referandum ülkenin yararına sonuçlar getirmeyecektir. Yani tek adam rejimine doğru bizi yönlendirecektir, parlamenter sistemi ortadan kaldıracaktır, denetim olamayacaktır. Bütün yetkileri bir kişiye vermek suretiyle çok tehlikeli bir sürece girmiş olacağız ve Yargıyı, Yasamayı, Yürütmeyi bir kişinin tekeline bırakmış olacağız demiştik. Çanakkale’nin siz değerli, uyanık ve bilinçli insanları bu referandumda %72 oranında hayır demiştiniz. O günden buyana ülkede yaşananları biliyorsunuz. Geldiğimiz nokta maalesef tamda bizim dediğimiz gibi oldu. En başta partili bir Cumhurbaşkanımız oldu. Dedik ki partili Cumhurbaşkanı olmaz çünkü tarafsız ve bağımsız olmak zorunda. Fakat maalesef partili oldu. Şimdi biz kendilerine bir söz söylesek suç. Çünkü Cumhurbaşkanına hakaret sayılıyor. Ama adam aynı zamanda genel başkan, biz nasıl siyaset yapacağız. Ona da bir söz söylemek lazım, olmaz söyleyemezsin. Basında zaten kimse yazamaz. Dedik ki yargıyı da dizayn ederler, ele geçirilir ve yargı bağımsız hareket edemez dedik. Onla ise tam aksine bağımsız yargı olacak dediler fakat nitekim olamadığını gördük. Çay toplayan, muhalefeti eleştiren Yargı ve Danıştay mensupları gibi olaylarla karşı karşıya kaldık ve ülkemiz maalesef yavaş yavaş sıkıntıya girmeye başladı. 2019 Kasımında yapılması gereken seçimler erkene alındı ve 24 Haziran da erken seçime gidiyoruz” dedi.

ADALET DUYGUSU ZEDELENDİ, HERKES YARGIYA GÜVENMEZ HALE GELDİ!

O zaman ne deniyordu bir hatırlayın diyerek sözlerine devam eden Başkan Gökhan; “Evet deyin istikrar olacak, evet deyin terör bitecek. Yargı bağımsız olacak deniyordu ama bunların hiç biri olmadı. Bakın terör yine devam ediyor. Her gün şehit haberleri ve acısıyla karşı karşıya kalıyoruz. Allah rahmet eylesin hepsine. Peki yargı bağımsız oldumu, hayır. Bu ülke de adalet duygusu zedelendi. Hiç kimse yargıya güvenmez hale geldi. Ama bir istikrar oldu ve ülke istikrara kavuştu. Enflasyon giderek artış trendine girdi ve bir istikrara kavuştu. Dolar 4.90’lara kadar çıktı, oda artış grafiğiyle bir istikrar yakaladı. Bütçe açığımız istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. 2017 itibariyle dış cari açığımız 47. 1 milyar dolar oldu ve bu yıl 240 milyar dolar borç ödeyeceğiz. Toplam borcumuz özel sektör ve kamuda 450 milyar dolara dayandı. Yani borcumuzda istikrarlı bir şekilde büyüyor elhamdülillah. Ne kadar güzel, gurur verici. Bence doğru söylemişler bu bağlamda bir ekonomik istikrar söz konusu. Ama dar gelirlinin, ücretlinin, çiftçinin, emeklinin aleyhine gelişen bir ekonomik istikrarla karşı karşıyız” şeklinde konuştu. 

SADECE FAİZDEN PARA KAZANAN RANTİYECİLERİN REFAH SEVİYESİ YÜKSELDİ!

Bu ekonomik koşullarda kim kazanıyor diye soran ve rantiye kazanıyor diyerek yanıtlayan Gökhan; “Niye, çünkü faizlerde istikrarlı bir şekilde büyüyerek arttı. Hani faize karşıydık ya. Yüzde 11-12’lerde olan faiz bugün yüzde 18-20’lere dayandı. Sürecin bütününe baktığımızda rantiyeciler yani faizden para kazananlar bu ülkede refah içersindeyken esnaf olsun, çiftçi, emekli olsun, işçi, memur olsun herkes geçim sıkıntısıyla karşı karşıya. Dolayısıyla ne kadar haklı olduğumuz tam bir yıl sonra somut olarak ortaya çıktı. Geçen sene bunları anlatırken %72’niz anladı, inandı ve hayır dedi ama maalesef geldiğimiz noktada üzülerek söylüyorum ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Artık konuşulan tek gerçek var oda üretim. Bu borçları ödeyebilmemizin yegane şartı üretimimizi çağdaş, teknolojik ve bilimsel üretim olarak arttırmamız. Bu beton ekonomisinden vazgeçmemiz ve ülke kaynaklarının çok iyi bir şekilde kullanmamız. Bu durumun daha fazla sürdürülemez olduğunu atık hepimiz görüyoruz ve biliyoruz” dedi. 

OHAL KANUNSUZLUKTUR, HAK ARAYAMAMAKTIR!

Ülgür Gökhan, sözlerinin devamında; “Dolar artıyor, faizler fırlıyor, maliyetler yükseliyor, ekonomik sıkıntılar yaşanıyor. Borcumuz var, gidiyoruz habire Londra’nın kapısını aşındırıyoruz. Bize borç para verin, ekonomimizi çevirmemiz lazım diyoruz. 240 milyar dolar bu yıl para bulmamız lazım. Ama kapı duvar, niye. Çünkü bu ülkede OHAL var. OHAL demek kanunsuzluk demek. Daha doğrusu hakkını arayamamak demek. Olağan Üstü Hali kullanan otoritenin yaptıklarını yargıya götüremiyorsun demek. Yarın sabah herhangi birimizin, yani bir esnaf, tüccar, işçi yada memurun veya sanayicinin kanun hükmünde kararnameyle mal varlığına el koydum, seni attım şirketin başına bir kayyum atadım denilebilir. Bunun itiraz yeri var mı, yok. Yasal hiçbir hakkı yok. Onun için OHAL demokrasilerde fırsat verilmemesi, olmaması gereken bir rejimdir. 15 Temmuz FETÖ darbesi sürecinde elbette ki o kısa sürede derlenip toparlanması noktasında bir uygulama olabilir. Bunun Fransa yada başka batılı ülkelerde de örnekleri var. Ama bunun bir süresi ve uygulama yöntemi vardır. Önüne gelene, kafana esene bunu uygulayamazsın. Onun için artık bu süreç tamamdır. Cumhurbaşkanı adayımız sayın Muharrem İnce ne diyor. Mazbata mı alıp yeminimi ettikten 48 saat sonra OHAL’i kaldıracağım diyordu sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’da aynı şeyi son 3-4 gündür söylemeye başladı ve süresinde bitireceğiz dedi. Peki bugüne kadar nerdeydi akıl. Dikkat edin ne zaman Muharrem İnce bir proje sunup vaatte bulunuyor hemen akabinde aynısını tekrar ediyorlar. Başka bir deyişle kopya çekiyorlar. Çeksinler hiç sorun yok, yeterki OHAL kalksın, üretime geçilsin, yerlerde sürünen tarım kalkınsın” şeklinde konuştu.

YARINI BELLİ OLAMAYAN BİR ÜLKEYE YATIRIMCI GELİR Mİ?

Bütün bunları söylemesinin nedenini ülkemizin ekonomide ciddi anlamda sıkışmış olmasına bağlayan Belediye Başkanı Gökhan; “Ama ülke kurtulamaz anlamında söylemiyorum. Aksine çok hızlı bir şekilde ülke düzlüğe çıkar. İmkanlarımız var ve buna inanıyoruz. OHAL derhal kaldırılacak ve yargı bağımsızlığı tesis edilecek. Bu niye önemli biliyor musunuz. Dövize ihtiyacımız var. Yatırımcı borsaya gelsin hatta direkt yatırım yapsın, bize borç para versin. İşte tüm bunlar bu sürece bağlı. Çünkü yatırımcı ve sermayedar ilk önce güven duymak ister. OHAL’de adam getirdi yatırdı, birileri geldi bankada ki parasına, yatırımına el koydu. Bu durumda yarının ne olacağını bilmeden bir ülkeye yatırımcı gelir mi. Yargıya güvenmeden, başıma bir şey gelirse bağımsız yargıda hakkımı ararım diyemeyen bir yatırımcı bu ülkeye kaynak getirir mi, elbette getirmez. İşte Sayın Muharrem İnce tamda bunu taahhüt ediyor bizlere. Örneğin sizin paranız olsa Suriye’ye yada Irak’a yatırım yapar mısınız. Çünkü hukuk devleti yok, kaos var. Türkiye’de de OHAL ve yargının tarafsız ve bağımsız olmadan hiçbir yatırımcıyı getiremezsiniz” dedi.

YA DOĞRU BİR BAŞKANLIK YADA GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM!

İşte tamda bu yüzden güçlü parlamenter sistem diyoruz diyen Ülgür Gökhan; “Geçen sene de savunduk ve hala savunmaya devam ediyoruz. Çünkü kuvvetler ayrılığının olabilmesinin yegane şartı güçlü parlamenter sistemdir. Başkanlık sistemi de olabilir ama onunda oluşabilmesi için yine kuvvetler ayrılığı esastır. Amerika’da başkanlık sistemi var ama başında iki tane meclis var. Biri temsilciler meclisi diğeri senato. Balyoz gibi Trump’un tepesinde duruyorlar. Yargıya karışması mümkün değil. Bütün yaptığı atamaları, aldığı kararları meclisten geçirmek zorunda. Onun için ya doğru düzgün başkanlık sistemi yada güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunmaya devam edeceğiz. Onu savunan Sayın Muharrem İnce’ye ve parlamentoda da bunu takip edecek olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermemiz gerekiyor ki bu süreci tamamlayalım” diyerek seslendi. 

MUTLAKA SANDIĞA GİTMELİ VE OYUMUZU KULLANMALIYIZ!

Anayasal rejimi yeniden canlandırıp bu ülkeyi düze çıkartmak için hepimize bir görev düştüğünü vurgulayan Başkan Gökhan; “Bu görev bilinciyle mutlaka ve mutlaka sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Oyumuzu ülkeye ufuk vadeden, gencini, kadınını düşünen, her mahalleye kahve değil kreş açacağım diyen bir lidere oy vereceğiz. Ülkemin tarımı ve sanayisinin kalkınması için oy vereceğiz. Yetim çocuklara biliyorsunuz iş garantisi vaat ediyor. Yetiştirme Yurdunda okuyan ve 18 yaşını dolduran her çocuğa istisnasız mutlaka devlette bir iş vereceğim diyor. Gerçekten çok doğru söylüyor, kendisini tebrik ediyorum. Çünkü 18 yaşını doldurdu mu dışarı atıyorlar. Peki ne yapacak o, kim tutacak elinden. Dolayısıyla tüm bunları düşünen, ülkenin barışı için, kardeşliği için, birliği için, 81 milyonu bir arada tutmak için parti rozetini çıkarmış Türk bayrağını takmış, barışı ve birlikteliğimizi savunan Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce’ye oy vermelisiniz” çağrısında bulundu. 

SANDIKLARA SAHİP ÇIKIN, BİR KATAKULLİ VAR MI GİDİP BAKIN!

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, bir saatlik konuşmasının sonunda bu seçimin bir fırsat olduğuna dikkat çekerek vatandaşlara çağrıda bulundu ve; “Ben sizi hiçbir zaman kaldırmadım, aldatmadım, yanıltmadım. Şimdi de inanın ve güvenin. Doğru yolda olduğumuzu bilin. Ondan sonra güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunan Cumhuriyet Halk Partisi, Saadet Partisi ve İYİ Partinin oluşturduğu Millet İttifakına oyunuzu veriniz ki, o güçlendirilmiş parlamenter sistemi yeniden kurarak tesis edelim. Çünkü her üç siyasi partide aynı doğrultuda gidiyor, bizde onlara destek verelim. Dolayısıyla sandığa gidiyoruz ve oylarımızı kullanıyoruz. Ama şunu yapıyoruz, akşam olduğunda saat 17.00’de oy kullandığımız sandığa tekrar gidiyoruz. Neler oluyor orada, nedir durum diye bakmaya. Orada bir katakulli olur mu, olmaz mı? Oyumuzu verdikten sonra sandığımıza da sahip çıkıyoruz. Bu bağlamda ülkemize ve demokrasiye olan görevimizi, vatandaşlık görevimizi yapıyoruz. Bu son derece önemli. Bunu başarabiliriz, bu süreçte umut ediyorum ve gerçekten umutluyum bu ülke çok kısa sürede yeniden ayağa kalkacaktır, borçlarını ödeyecektir, ihracatını ve sanayisini geliştirecektir. Çanakkale’de ki gibi fabrikaları kapanmayacaktır, şeker fabrikaları satılmayacaktır ve hep üretim gerçekleştirilecektir. Böylece ülkemizi çağdaş, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkaracağız. Onun için bu bir fırsattır, bu fırsatı iyi değerlendirelim. Allah inşallah sonumuzu hayırlı eder” diyerek noktayı koydu.