AK Parti Çanakkale Belediye Başkan adayı Ayhan Gider, Çanakkale’nin çözüm bekleyen çok fazla problemi olduğunu söyledi. Bunların çözüm yolunun ise suçu vatandaşa atmak olmadığını belirten Gider, “Trafik problemini, ‘Millet araba park etmeyi bilmiyor’ diyerek çözemezsiniz. Çeşme meselesini, ‘Bizim değil derneğin’ diyerek çözemezsiniz. Bu çok doğru değil. Yönetime talip olan, çözümü bulacak” dedi.

ÇEŞME AKMIYORSA BELEDİYENİN PROBLEMİDİR

Sürekli sahada olduğunu, vatandaşlarla, STK’larla bir araya geldiklerini söyleyen Ayhan Gider, “Vatandaşlardan bazı sorunları duyuyorsunuz, çok küçük gibi geliyor ama işin içine girdiğiniz zaman farklı boyutlarını görebiliyorsunuz. Biz Küçük Sanayi Sitesi’ne ziyarete gidiyorduk. Dediler ki: ‘Buraya da uğrar mısınız?’ uğradık. ‘Problem nedir?’ diye sordum.  Yaşlı bir amca geldi ve ‘Bizim çeşmemiz akmıyor’ dedi. Bunların kayıtları da var. Yaşlı amca: ‘ Belediye bize dedi ki: evdeki musluk akıyor mu? Akıyor. Tamam, o zaman akmayan çeşmenin derneği yok mu o yapsın dediler’ dedi.

Şimdi bu bakış açısı çok kötü. Çeşme akar, akmaz yada yenisi yapılır. Bunlar çok kolay işler. Ama bir dert anlatmak için bir kuruma gidiyorsanız ve o kurum ‘Biz şurayı yaptık, orası bizi ilgilendirmez’ diyorsa, bu yanlış bir bakış açışıdır. Bu, vatandaş eksenli çalışmayan bir bakış açısıdır. Bizim itiraz ettiğimiz bu, itiraz ettiğimiz çeşme değil. Madem belediye bu şekilde bakıyor, biz de durumu yetkililere bildirdik. Çok mutlu oldum. Belediye bir gün sonra gitti.  ‘Bizim işimiz değil’ diyen belediye, bir gün sonra bizimle su borusundaki sorunu aramaya başladı ve şuanda su akıyor.  Bunun ötesinde mevcut belediye yönetimine şunu anlatmış olduk diye düşünüyorum: ‘Bu çeşmeyi tamir etmek herkesin görevi” dedi.

“YETER Kİ GARİBAN BALIKÇININ PERVANESİ ZARAR GÖRMESİN”

 Sarıçay’da yaşanan problemin de benzer şekilde sonuçlandığını anımsatan Gider, “Sarıçay’a gittik. Gemiyle temizlenmesi gerekiyor buranın. Ben dedim ‘seçime kadar bu yetişmez ama ben size bir kamyon ve kepçe göndereyim.’ Hiç olmazsa kayıkların altında biriken çamuru alsın ki işleri görülsün. Oradaki balıkçı arkadaşlar küçük balıkçılar, bir pervanesi kırıldığında bin TL zarara uğruyor ve bu durum onlar için çok önemli. Bunu hissetmek lazım ama bunu hissedebilmek için hayatınızda bin TL’yi bırakın, 10 ya da 100 TL’nin sizler için kıymetli olduğu anları yaşamış olmanız lazım. Yoksa hayatında parasız kalmamış adama bunu anlatamazsınız.  Bunun sonunda ‘ben size kamyon ve kepçe göndereyim bunun altını temizlesin’ dedim. Dediler ki: ‘ Milletvekiliyken gönderdin zaten, belediye çalıştırmadı’ nasıl olur böyle bir şey dediğimde gelen cevap, ‘kamyondan yere çamur dökülür’ demişler. Dün aynı mutlulukla gördük ki belediyenin kamyon ve kepçeleri gitmiş. Aynı çamuru taşıyorlar, aynı yoldan geçiriyorlar ve sonra biraz ileri döküyorlar.  Nereye döktükleri de umurumda değil, yeter ki teknelerin altı açılsın ve o gariban balıkçının pervanesi kırılmasın.  Bu kadar basit.

Ben 23 yıl idarecilik yaptım, eğer biri derse ki: ‘Senin görev yaptığın yerde insan yoktu, hizmet alanları yoktu’ o zaman tekrar konuşabiliriz. Ben bugün bu işleri yapmıyorum, dün de bu işleri yapıyordum. Bu kente hizmet ettiyseniz ve vatandaşlarla birlikte iç içe olabiliyorsanız demek ki güzel işler yapmışsınız diyerek iç huzur buluyorsunuz. Adaylık açıklandıktan sonra bunun yansımalarını çok hızlı gördük. Zaten adaylık açıklanmadan önce bu yansımalar vardı. Ben duyunca gülüyorum. ‘Ayhan Bey aday adayı değildi’ denildiği zaman. Zaten milletvekilliği yapmış bir kişi aday adayı olmaz.  O potansiyel adaydır her zaman. Dolayısıyla o süreçte halkımızda bizim gibi düşünmüş. Bizim, onlar için çalıştığımızı düşünmüş ki teveccüh etmiş ve bizi aday göstermişler” diye konuştu.

"TRAFİK VE OTOPARK SORUNUNU 1 YILDA ÇÖZERİZ"

Çanakkale'deki trafik ve otopark sorunu da değinen Gider,"Otopark ve trafik sorunun ilk bir yıl içerisinde çözeceğiz. Bakın çok net söylüyorum beş yıla falan yaymayacağız! Bu çok basit bir bilim.Trafik mühendisiyle oturursun hangi yollar gidiş, hangi yollar geliştir, nerelere araya girme hakkı vermezsem bu trafik düz işler.. İşte bu kadar basit. Ben yatılı okulda okudum. 1983 senesinde Bursa'daki durakta hangi otobüsünde, hangi dakikada geleceği belliydi. Burada ise gelmişiz 2019'a geliş, gidişler belli değil. Bakın, bu aymazlıktır, beceriksizlik bile değildir. Çünkü bunu isteyip de becerememek söz konusu değildir. Sen bilmem kaç para verip de buraya sanatçı getirebiliyorsan, bunun zekatı kadar bir paraya mühendis getirip bu projeyi yaptırabilirsin. Ama emin olun ki o sokakta eş, dost yada akrabası vardır. Yolları yapmak istemiyor. Çünkü onun evi kordonda rahat ve mutlu. Makam arabası geçerken de tüm yollar açılıyor. Daha ne olsun? " diye konuştu.

“MİLLET ARABA PARK ETMEYİ BİLMİYOR DİYEMEZSİNİZ”

Vatandaşın sorunlarını ötelemenin doğru bir yöntem olmadığının da altını çizen Gider, şunları söyledi; “Yerel yönetimler vatandaşı merkeze almadığı sürece yöneticilik yaptık demesinler. Vatandaşa hizmet götüren personel çok önemlidir, ekipler de çok önemlidir ama vatandaşın üstünde değildir. Personel yorulmasın diye vatandaşı öteleyemezsiniz.  Ötelerseniz, vatandaşın da sizi ötelemesi gerekir. Ben idarecilerin yaptıklarını tabir-i caizse milletin gözüne soka soka yapmasına pek taraftar değilim. Bu işler bizim görevimiz zaten. Ben vatandaşın derdiyle dertlenmeyenle kavga ederim arkadaş, zamanın da çok da kavga etmişizdir ama kamuoyunun önünde şov yapmak için etmemişizdir. Bu anlamda da idarecilikte de çözüm gerekiyorsa sert tartışmalar yaşamışızdır. Çıkarken de ortak akla vararak çıkmışızdır veya çıkmamışızdır herkes yetkisi kadarını yapmıştır. Ama güzel bir şeyler için uğraşıp, emek vermişizdir. İnanıyorum ki güzel şeyler de yapmışızdır. Hırsın var mı diye soruyorsan o yok. Yani millet beni istemiyorsa, bu görevde olmak için 40 tane oyun çevirmem. Eğer bahsedilen buysa ‘çıkmadı, dövüşmedi…’ ben yapmam. Beni takdir etmek milletin işidir. Benim işim değildir.

Demokrasi de budur zaten. Niye insanlara soruyoruz? Niye seçim yapıyoruz? Ama öyle bir seçim yapalım ki, seçilecekleri biz ayarlayalım ve biz takdir edildik çıkalım. Böyle bir şey yok. Kim üstüne alınırsa alınsın. Milletin gözü önünde mücadelenizi verirsiniz. Bizim ortaya koyduğumuz projelerin tamamı, Çanakkale’yi daha ferah, daha yaşanabilir, yürüyerek ve bisikletle gezilebilir bir şehir haline getirmeye endeksli. Çanakkale’nin çok fazla sorunu var. Ama önemli olan öncelikle birebir vatandaşa dokunan sorunlar. 130 bin nüfuslu yerde trafik tıkanmaz. Çok net söylüyorum. Trafik tıkandığı zaman da bunun çözümü olarak ‘Millet araba park etmeyi bilmiyor’ diyemezsiniz. Bu çok üstenci bir bakıştır, bu çok ağa bakışıdır. Bu çok doğru değil. Yönetime talip olan çözümü bulacak. Trafiği çözecek, otoparkı çözecek. Çanakkale’yi yürüyerek gezilebilir bir şehir haline getireceğiz. Bizim iddiamızı bu. Kültür şehri haline getireceğiz. Yapılacak değil çok fazla temizlenecek binamız var. İnsanların ferahı için. İnşallah 31 Mart’ta vatandaşımızdan yetkiyi aldığımda çok hızlı şekilde başlayıp, başaracağız.”

“BU GENÇLERİN HEPSİ ÇANAKKALELİ”

Ayhan Gider, “ Ülgür Başkanın gençlerle kahvaltı programını izledim. Yarım saate yakın Türk olduğunu ispatlamaya çalıştı. Velev ki olmasa ne olur? Biz politika yapıyoruz, iddiamız ne? Bu memlekete güzel hizmet etmek. Bu lafların tutmayacağı tek yer Çanakkale’dir. 2000’li yıllarda artık bunların konuşulması bile trajik. Burada 50 Bin öğrenci var. Bunların hepsi Çanakkalelidir, hiç kimse muhabbet yapmasın. Ben iyi bir sosyal medya kullanıcısıyım. Görüyorum öğrencilerin de paylaşımlarını ‘Allah’a şükür Çanakkale’me döndüm’ diye paylaşım yapıyorlar. Biz bu öğrencilere Çanakkaleli değilsin mi diyeceğiz?".

"İNSANLAR İMARIN NEREYE AÇILACAĞINI ÖNCEDEN BİLECEK”

Ayhan Gider, "Çanakkale'nin nüfusu 200 bin olunca imarın nereye doğru genişleyeceğini herkes bugünden bilecek. Hangi bölge 2 katlı, hangi bölge 4 katlı olacak herkes bilecek ve imar iznini de 4 katın üzerinde vermeyeceğiz. O zaman bu araziyi satanın sahibi arsasını satarken o bedelle satacak. Şimdiki rantla satamayacak. O rant, millete yayılacak o zaman. Biz adalet için geliyoruz, başka bir derdimiz yok. Eğer benim mal varlığım Genel Sekreterliğimin başından sonuna, maaşımdan orantısız olarak artmışsa ben bunun hesabını veririm. Ben 18 yaşımdan beri mal beyanı veren bir kişiyim. Belediye başkanlığında da aynı işlemi uygulayacağız. Benim mal beyanı vermediğim bir dönem geçmedi. Milletvekilliği döneminde de verdim. Bu kadar rahat konuşuyorsak, korktuğumuz ve sakladığımız bir şey olmadığı için" dedi.