AK Partili Çanakkale Milletvekilleri Bülent Turan ve Jülide İskenderoğlu, mecliste Kazdağları Araştırma Önergesinde altın madenciliğini savunmuşlardı. İki vekilin altın madenciliğini savunmaları büyük tepki çekerken; Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un Çanakkale ve Kazdağları konusunda sahiplenici tavrı dikkat çekti.

2020 yılı Plan ve Bütçe komisyon toplantısında Çevre ve Şehircilik Başkanı Murat Kurum; Çanakkale ve Kazdağları'nı sahiplenici konuşması ve ruhsatı yenilemeyeceklerini açıklaması olumlu karşılandı. Bakan Kurum; "Çanakkale Kirazlı Dağı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı ve Zenginleştirme Projesi  komisyonda gündeme geldi ve ruhsatların yenilenme konusu değerlendirildi. Komisyonda ruhsatın yenilenmemesine karar verildi. Biz de doğamızı, çevremizi herkes gibi korumak istiyoruz. Bize bırakılmış emanetleri çocuklarımıza en iyi şekilde koruyarak aktarmak istiyoruz ki bu çerçevede zaten bu süreci de durdurduk" ifadelerini kullanmıştı.

CEYLAN ÇAĞRI YAPMIŞTI: "GELİN ÇOCUKLARIMIZA İYİ BİR GELECEK BIRAKALIM"

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un açıklamaları çevre örgütlerince olumlu karşılanırken; AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın ve Çanakkale Milletvekili Jülide İskendeoğlu'nun Kazdağları araştırma önergesi red edilirken ve sonrasında yaptıkları konuşmalar akıllara geldi. CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan TBMM'de araştırma önergesi için söz alarak yaptığı konuşmada AK Partili Turan ve İskenderoğlu'na seslenerek; "Biz madenlerimizin ekonomimize kazandırılmasına karşı değiliz ancak yabancı şirketlerin çıkarı uğruna Kaz Dağları'nın yok edilmesine seyirci kalamayız. Çanakkale'ye kıymayın. Buradan öncelikle AK PARTİ Çanakkale milletvekillerine ve yüce milletimizin yüce temsilcilerine, bütün üyelerimize sesleniyorum: Gelin, bu doğa katliamına göz yummayalım. Gelin, bu araştırma önergemize destek verin, Meclis bu konuyu araştırsın. Çocuklarımıza yaşanabilir bir çevre bırakalım" demişti.

İSKENDEROĞLU VE TURAN "DESTEK TALEBİNİ" GÖRMEZDEN GELDİLER!

CHP'li Özgür Ceylan'ın destek çağrısı üzerine TBMM'de kürsüye çıkan AK Parti Milletvekili Jülide İskenderoğlu, Çanakkale'nin doğasını ve çevresini korumanın yanı sıra ağaçlandırma çalışmaları için milyonlarca lira yatırım yaptıklarını anlattı. Altın cevherinin topraktan ayrıştırılması sürecinde kullanılan siyanür'ün arama ve çıkartma faaliyetlerinde kullanılmadığının herkes tarafından bilindiğini söyleyen İskenderoğlu; "En çok dile getirilen altın aramaları konusunda, ÇED süreçlerinde, altın arama ve çıkarma çalışmalarında siyanür kullanılması söz konusu değildir. Arama çalışmaları sırasında kullanılan solüsyon su, bentonit ve baritin karıştırılmasıyla oluşturulmuş doğal bir çamurdur. Çıkarma çalışmalarıysa, diğer maden türlerinde olduğu gibi, patlamalı açık ve kapalı ocak işletmeciliği yöntemiyle yapılmaktadır. Çanakkale'de faaliyet gösteren termik santrallerin 5 tanesi çevre izin lisansı almış olup Çan ilçesi Yaya köyü sınırları dâhilinde yer alan Çan 2 termik santrali geçici faaliyet belgesi almış ve çevre lisans süreci başlatılmıştır. Orman Kanunu'nun 16'ncı maddesinde uygulama yönetmeliği kapsamında verilen ön izleme belgeleri, kesin ağaçlandırma arazi ve izin belgeleri alınmaktadır" demişti.

TURAN; "AĞAÇ KATLİAMI İDDİASINI DOĞRU BULMUYORUM"

AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ise yaptığı konuşmada, Kirazlı'da izinsiz ağaç kesimi yapılmadığını iddia ederek; "Bizler vekiller olarak, tüm bürokrasiyi takip ederek, orada çevreye yanlış yapılmadan, ormana yanlış yapılmadan sanayi yatırımı olmasını, madencilik olmasını istiyor ve destekliyoruz. Söz konusu yerde ağaç katliamı olduğu iddiasını doğru bulmuyorum. Orada on sene önce verilen bir ÇED raporu var. Alan genişlemiş değil, ağaç sayısının değişmesi ağacın etrafındaki filizlerin büyümesine bağlı bir yaklaşım. Alan, aynı alan. Dolayısıyla, bir yanlış varsa bu yanlışı beraber takip edip durduralım" demişti.

TURAN: "MADEN VARSA ÇIKARILMASI GÖREVDİR; HATTA GEÇ KALINMIŞTIR"

Bülent Turan konuşmasının devamında ise; "Hiç kimsenin avukatı değiliz. Çanakkale'de hiç kimsenin yanlış yapmaması bizim görevimiz. Takip edeceğiz, yanlışa izin vermeyeceğiz ama "senin madenin", "benim madenim" tarzı bir yaklaşımı, bazı madenlere göz kırpıp bazılarını görmemeyi doğru bulmuyorum. Çanakkale'de maden varsa bu tüm millet için bir değerdir, uluslararası standartlarda, o şartlarda çıkarılması görevdir, hatta geç kalınmıştır. Amerika'nın, Rusya'nın, Çin'in dünya kadar maden çıkardığı, altın çıkardığı bir dünyada hâlâ biz ithalat aşamasındaysak altınla ilgili bir yanlışımız var. O yüzden, tarımı kollamak baş tacı görevimiz. Kazdağları bizim Kazdağlarımız, görevimiz ama altındaki madeni uluslararası standartlara uygun olarak çıkarmak da başka bir görevimiz" demişti.